Ergenekon savcıları binlerce sayfalık iddianameler hazırlamışlardı da ne okunabiliyor ne karşılığında savunma yapılabiliyor ve ne de anlaşılabiliyordu. “Suç belli, suçlu belirlenmişti ve cezalar hazırdı. Savunma yapmanın olanağı yoktu ve zaten de gereksizdi!

                Bunları anımsadım birden… Yok yok birdenbire değil elbette…İnsanoğlu işte benzerlikler kurabiliyor… Zaten atalarımız da buna uygun “Teşbihte hata olmaz,” dememişler mi?

                Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin bin sayfalık yeni yüzyılın “MAARİF” programını hazırlamış ya da hazırlamışlar diyelim, diyelim ki yanlış anlamalara olanak tanımayalım…

                Metin;

                Bin sayfalık,

                Sunumu yapıldıktan sonra bir haftalık süre veriliyor! Ne için? Kamuoyu tartışsın, değerlendirsin, eksikleri tamamlasın, yanlışları çıkarsın diye!

                Ne kadar DEMOKRATİK değil mi? ÖZGÜRLÜKÇÜ de diyebiliriz…

                Ama hiçbiri değil!

                Bu bin sayfalık metin hazırlanırken, EĞİTİM sendikalarından, EĞİTİM birliklerinden fikir alınmadığı yapılan açıklamalardan anlaşılıyor…

                Önceki yazımızda belirtmiştik; EĞİTİM ve SAĞLIK konuları toplumun temel direkleridir, iktidarlara göre şekillendirilemezler! Son otuz yılda her yeni gelen Milli Eğitim Bakanı ya da her iktidar kendilerine göre sistemleri şekillendirmeye çalıştılar. Bu da eğitimin kalitesini düşürdü, süreklilik kalmadı, öğretmen-öğrenci-veli birlikteliğini sağlayamadı, öğrencilerin gelişimlerini ve kazanmaları gereken beceri, yeteneklerin geliştirilmesi ve kazanılması gereken bilgilerin yok olmasına neden oldu.

1)      1968 programı günün koşullarına göre geliştirilebilir,

2)      Atatürkçü Düşünce temel direk olmalıdır,

3)      Aklın ve bilimin hareket noktası olma zorunluluğu vardır,

4)      Bir haftalık sürede kim, ne kadar, nasıl katkı sunacaktır?

5)      Önceki dönem Eğitim-İş Başkanı Zekeriya Çakmak’ın söylediği gibi uygulanamayan ÇEDES, örtülü olarak mı sunulmaktadır? (Öyle ya kız çocuklarının örtünebilmeleri, kıyafet yasasındaki değişiklikler, vb?)

6)      Beş yüz bin öğretmen atama beklemektedir. Atanma sayılarının belirlenmesi (Altmış bin vb.) bile sakıncalıdır. Tüm atama bekleyen öğretmenlerin atamaları yapılmalıdır. Köy okulları açılmalı, sınıf mevcutları azaltılmalı, imam, müezzin yerine HAK EDEN rehber öğretmenler atanmalıdır,

7)      Okul açmakla, eğitim seviyesini yükseltmekle övünmek varken, sürekli sistem değiştirmekle uğraşmanın toplumu gerilere götürmekte olduğu artık görülmeli!

Niyet iyiyse, samimiyet varsa, öneri almak konusunda yüreklilik var ise…

**

1 Mayıs İşçinin ve Emekçinin Birlik, Dayanışma ve Mücadele günü İKİ türlü kutlandı ya da kutlanır gibi yapıldı;

İşçinin ve emekçinin haklarını, olması gerekenleri, mücadele yöntemlerini, birleşme gerekliliği tespitini yapanlar ve güvenlik güçleriyle didişmeyi, kaos yaratmayı, gerici ve bölücü güçlerle saldırganlık noktasında buluşmayı uygulayanlar…

1 Mayıs; Mücadelelerle kazanılmış, tüm dünyada ortak amaçlarla kutlanan, , EMEK bileşenlerinin BAYRAM günüdür…

Tüm emekçilere saygılarımla…