Marmara Denizi'nde, İstanbul’un Silivri açıklarında saat 12.13’te meydana gelen 4 büyüklüğündeki depremin ardından, saat 12.49’da çok daha şiddetli bir sarsıntı yaşandı. AFAD, ikinci depremin büyüklüğünü 6.2 olarak açıkladı. İstanbul genelinde ve çevre illerde hissedilen deprem büyük paniğe neden oldu.
İstanbullular sokaklara dökülürken, uzmanlar da peş peşe uyarılarda bulundu. Candaş Tolga Işık'a konuşan Yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür, depremin ardından yaptığı açıklamada, durumun ciddiyetine dikkat çekti:
“Bu deprem öyle oldu, bitti, geçti denecek bir deprem değil. Türkiye, asla değişmemesi gereken gündemini tekrar hatırladı. Büyük deprem geliyorum diyor. Yetkilileri İstanbul’la ilgili bir kez daha uyarıyorum. Kaybedecek zamanımız yok, kalmadı.”
Kandilli Rasathanesi, ilk depremin derinliğini 16.3 kilometre olarak açıkladı. Silivri merkezli sarsıntı, İstanbul’un bazı ilçelerinde hissedildi. Yaklaşık yarım saat sonra gerçekleşen ikinci ve daha güçlü deprem ise İstanbul’un tüm ilçelerinde, ayrıca Kocaeli, Yalova ve Tekirdağ gibi çevre illerde de yoğun şekilde hissedildi.
Şiddetli sarsıntının ardından vatandaşlar evlerinden ve iş yerlerinden panikle sokaklara çıktı. Bazı sürücüler de araçlarını durdurarak açık alanlara yöneldi.
Görür’ün “Artık zaman kalmadı” uyarısı, İstanbul’da olası büyük Marmara depremine yönelik hazırlıkların ne denli yetersiz olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.
Görür daha sonra X hesabından bir açıklama daha yaptı:
"İstanbul’da Marmara Denizinde, Kumburgaz fayı üzerinde çok deprem oluyor. Değişik büyüklükte. Bunlar Marnara’da beklediğimiz büyük deprem değil. Bunlar bu fayın biriktirdiği stresi artırıyor. Yani kırılmaya zorluyor. Burada asıl deprem daha büyük ve 7’nin üzerinde olacak Deprem deprem olduğu zaman konuşulmayacak kadar önemli bir konudur. Depremin olmadığı zaman konuşup önlem almak lazım. Bunu başta hükümet, sonra belediye ve halk el ele vererek kenti depreme hazırlaması lazım. Kentsel dönüşüm, bina yapmak kenti depreme hazırlamak değildir. Deprem dirençli kent apayrı şeydir. Artık gerekeni halk yapmalıdır. Yapacağı şey gözetim ve denetimdir."