CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Emek Büroları Koordinatörü Gamze Taşcıer, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın, kamuoyunda “Kartalkaya Komisyonu” olarak bilinen Meclis Araştırma Komisyonu toplantısına katılmamasına tepki gösterdi. Taşcıer, Işıkhan’ın yerine bir bürokrat göndererek kamu vicdanını zedelediğini belirterek şu ifadeleri kullandı:
“78 vatandaşımızın hayatını kaybettiği Bolu Kartalkaya Grand Otel yangınının tüm boyutlarıyla araştırılması için TBMM’de kurulan Araştırma Komisyonu’nun oturumuna katılmayan Bakan Işıkhan, siyasi sorumluluktan kaçmaktadır. Bu sorumsuzluk kabul edilemez. İşçi sağlığı ve iş güvenliğinden sorumlu bir bakanın, böyle büyük bir felaketin ardından halkın karşısına çıkması, hesap vermesi ve alınacak önlemleri açıklaması gerekirdi. Ancak Bakan, susmayı ve gerçeklerle yüzleşmemeyi tercih etti.”
"Bu Felaketin Arkasında İhmaller Zinciri Var"
Taşcıer, Bolu Kartalkaya Grand Otel yangınının bir iş cinayeti olduğunu vurgulayarak, işçi sağlığı ve güvenliği alanındaki denetimsizliklere dikkat çekti:
“Bu yangın, yıllardır süregelen ihmallerin, denetimsizliklerin ve cezasızlık kültürünün en korkunç sonuçlarından biridir. Türkiye’de iş yerlerinde, otellerde, fabrikalarda, madenlerde ve inşaatlarda yaşanan iş cinayetleri, denetim mekanizmalarının işlemez hale gelmesi ve iş güvenliği kurallarının kâğıt üzerinde kalması nedeniyle gerçekleşmektedir.”
"Hükümet Halkın Karşısına Çıkmaya Cesaret Edemiyor"
Bakan Işıkhan’ın Komisyon’a katılmamasını eleştiren Taşcıer, hükümetin halktan kaçtığını öne sürdü:
“Bakanın Komisyon’a katılmaması, hükümetin halkın karşısına çıkacak cesareti bile göstermediğini ortaya koymaktadır. Ancak halkın hafızası güçlüdür ve bu kaçış, siyasi sorumluluğu ortadan kaldırmaz. Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu facianın üzerinin örtülmesine izin vermeyeceğiz. Sorumluların yargı önüne çıkarılması ve iş güvenliği konusunda etkin denetim mekanizmalarının kurulması için mücadelemizi sürdüreceğiz.”
"Komisyon’dan Kaçmak Gerçekleri Gizleyemez"
CHP’li Taşcıer, Bakan’ın Meclis Araştırma Komisyonu’na katılmamasının, demokratik denetim mekanizmasını yok saymak anlamına geldiğini ifade etti:
“Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı’nın Komisyon’a gelmemesi, halkın temsilcileri aracılığıyla sorularına yanıt alma hakkının gasp edilmesidir. Meclis Araştırması ile gerçekleri nasıl ortaya çıkaracağız? Atanmış Bakanların seçilmiş Meclis’i ciddiye almadığı bu sistem Türkiye’nin felaketidir. Sayın Bakan’a çağrımız nettir: Komisyondan korkmayın! Hesap vermekten kaçamazsınız. Kamuoyunu ve yaşanan ölümleri görmezden gelemezsiniz. İş cinayetlerine ve ihmallere karşı suskunluğunuz sizi bu felaketin bir parçası yapar. Milletin vicdanında ve hukuk önünde sorumlusunuz. Gelin, gerçekleri açıklayın ve sorumluların ceza almasını sağlayın.”