Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) son zamanlarda belediyelere gönderdiği tasarruf genelgesi, kamuoyunda tartışmaları da beraberinde getirdi.

Ancak bu genelge, tasarrufun ötesinde birçok şüpheyi de beraberinde taşıyor. Göz boyama genelgesi olarak adlandırabileceğimiz bu adım, gerçekten de kamu kaynaklarını korumaya yönelik mi, yoksa başka amaçlar için mi kullanılıyor, işte bu soruları sormaya ve derinlemesine düşünmeye davet ediyor.

Öncelikle, bu genelgenin gerçek anlamını sorgulamak gerekiyor.

Tasarruf, herkes için anlamlı bir kavramdır elbette. Ancak bu tasarrufun neye yönelik olduğu ve nasıl bir stratejiyle uygulanacağı çok daha önemlidir.

CHP'nin genelgesindeki tasarruf, sadece rakamlar üzerinde mi duruyor, yoksa gerçekten verimliliği artıracak somut adımları da içeriyor mu, bu belirsizliği giderek daha fazla görmekteyiz.

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Yunusemre Belediye Başkanlığı’nı ziyaretinde, belediyelere tasarruf genelgesi yollayacaklarını açıklamıştı.

Özer:  “Standart belediyecilik hizmetlerinde bir aksama olmayacak’’ derken standart belediyecilik kraterleri nelerdir.?  diye merak ediyoruz.

‘’Her kuruş sosyal belediyecilik için, yoksullar için, dezavantajlı gruplar için harcanacak….’’

-Bir yandan Mersin’de 31 Mart Yerel Seçimlerinin ardından el değiştiren ve CHP’ye geçen pek çok belediyenin yeni başkanları, eski yönetimlerin bıraktıkları borçları duyurmaya başlarken, bir diğer yandan sosyal Belediyecilik anlayışı ile festivaller düzenleyerek tasarruf sağlanabilir mi? bu çelişki değil midir.?

‘’Bu kentte birileri açlık çekerken, birileri sefa sürmeyecek. Birileri yoksulluk çekerken, birileri dağda belediyenin yaptırmış olduğu köşklerde, israf masalarında homini gırtlak yemeyecek…’’ diyor.

- Belediyelere gönderilen ‘’Tasarruf Genelgesi’nde yoksulluğun ortadan kalkması için çözüm önerileri yer alıyor mu? Alıyorsa neden seçim sonrasından bu yana Mersin’de mayıs ayı boyunca günlerce süren festival ve konserler devam ediyor. Konsere davet edilen sanatçıların ve davetlilerin masraflarını kim ödüyor?

İkinci olarak, bu genelgenin amacı da sorgulanmalıdır. Kamuoyuna yansıyanlar, bu tasarrufun sadece ekonomik sebeplerle yapıldığına işaret etmiyor. Peki, siyasi bir hamle mi, yoksa gerçekten de halkın çıkarlarını mı gözeten bir politikanın sonucu mu? Bu soruların cevapları, genelgenin asıl amacını anlamamıza yardımcı olacaktır.

31 Mart seçimleri sonrasında ikinci kez Belediye Başkanı seçilen Vahap Seçer’in standart Belediyecilik anlayışı ile yaptığı başarılı çalışmaları göz önüne aldığımız da, ‘Tasarruf Genelgesi’ ile birlikte Standart Belediyecilik anlayışı dışında çalışama yapmasından bu genelge neden olmuş olabilir mi?

Mersin’deki CHP’li belediyelerin yol, kavşak düzenleme, asfalt çalışmalarından çok, artık konser ve festival haberleriyle yerel gazetelerde boy göstermeleri standart Belediyecilik anlayışından uzak değilimdir?

Son olarak, bu tür genelgelerin etkileri de ciddi şekilde gözden geçirilmelidir. Tasarruf adı altında yapılan kesintiler, belki de uzun vadede daha büyük maliyetlere neden olabilir. Eğitim, sağlık, altyapı gibi alanlardaki eksikliklerin artması, aslında gelecekte daha fazla harcamaya neden olabilir. Dolayısıyla, bu tür kararların dikkatli bir şekilde alınması ve sadece kısa vadeli çözümlere odaklanmaması gerekmektedir.