Mersin’de yaşayanlar son günlerde sadece sıcak hava ile değil, aynı zamanda ciddi bir hava kirliliğiyle karşı karşıya. AccuWeather verilerine göre şehirdeki hava kalitesi endeksi (AQI) 20 Ağustos itibarıyla 76 seviyesine ulaşarak “kötü” kategorisinde yer aldı. Hafta boyunca bu değer daha da yükselerek cuma günü 82’ye, cumartesi ise 115’e çıkarak "sağlık açısından sakıncalı" seviyeye ulaşıyor. Bu durum, özellikle solunum rahatsızlığı olan bireyler, yaşlılar ve çocuklar için ciddi sağlık riskleri oluşturuyor.
Kirli Hava, Hassas Gruplar İçin Tehlikeli
Mersin'de ölçülen hava kalitesi değerleri, Dünya Sağlık Örgütü’nün belirlediği sınırların üzerinde seyrediyor. Bugün itibarıyla kentte ölçülen 64 AQI değeri, “kötü” kategorisinde yer alıyor. Bu, hava kirleticilerin sağlığı olumsuz etkileyebilecek düzeyde olduğunu gösteriyor. Özellikle PM2.5 (ince partikül madde) ve NO₂ (azot dioksit) gibi zararlı maddelerin solunması, astım ve bronşit gibi solunum yolu hastalıklarını tetikleyebilir.
Hassas gruplar için alınacak önlemler büyük önem taşıyor. Uzmanlar, bu kişiler için açık hava aktivitelerinden kaçınılması gerektiğini vurguluyor. Boğazda tahriş, nefes darlığı ve öksürük gibi şikayetler yaşanıyorsa, dışarıda geçirilen sürenin sınırlandırılması öneriliyor.
Cumartesi Günü Zirve Yapacak: 115 AQI ile Kritik Eşik Aşılıyor
AccuWeather'ın önümüzdeki günlere ait hava kalitesi tahminine göre, hava kirliliği cumartesi günü zirveye çıkacak. 115 AQI değeri, "sağlık açısından sakıncalı" olarak sınıflandırılıyor ve sadece hassas gruplar için değil, genel nüfus için de risk oluşturabilecek bir seviyeye işaret ediyor. Uzun süreli açık hava maruziyeti, sağlıklı bireylerde bile baş ağrısı, solunum güçlüğü ve halsizlik gibi etkiler yaratabilir.
Mersin’in Soluduğu Hava Neden Bu Kadar Kirli?
Mersin’de artan hava kirliliği, artık geçici bir çevre sorunu olmanın ötesine geçmiş durumda. Uzmanlara göre bu durum, birden fazla kaynağın eşzamanlı etkisiyle şekilleniyor. Türkiye'nin önemli sanayi kentlerinden biri olan Mersin’de, organize sanayi bölgelerinden salınan emisyonlar ile yeterince denetlenmeyen üretim süreçleri, atmosferde yoğun partikül madde ve gaz birikimine neden oluyor. Öte yandan, Akdeniz’in en yoğun liman kentlerinden biri olan şehirde deniz taşımacılığı da kirliliği tetikleyen önemli bir unsur. Özellikle yüksek kükürtlü gemi yakıtlarının neden olduğu NO₂ ve sülfat partikülleri, liman çevresinden başlayarak şehir merkezine kadar yayılabiliyor. Karayolu trafiği ise bu tabloyu ağırlaştıran bir başka faktör. Dizel yakıtlı araçların yoğunluğu, özellikle sabah ve akşam saatlerinde PM2.5 ve NO₂ seviyelerini artırarak kentin üzerinde kalıcı kirli hava tabakaları oluşmasına zemin hazırlıyor. Bununla birlikte, kış aylarında kullanılan kalitesiz yakıtlar ve yalıtımsız binalar, alçak basınçlı günlerde hava sirkülasyonunu engelleyerek kirleticilerin uzun süre kent semalarında asılı kalmasına yol açıyor. Son olarak, bölgedeki orman yangınları da bu kirli havayı derinleştiren doğal bir tehdit oluşturuyor. Yangınlardan yükselen duman, rüzgârla birlikte şehir merkezine taşınıyor ve partikül yoğunluğunu daha da artırarak solunan havanın kalitesini belirgin biçimde düşürüyor.
Hangi Maddeler Havayı Kirletiyor?
Mersin'de hava kalitesini bozan başlıca maddeler arasında PM2.5 ve NO₂ öne çıkıyor. PM2.5 değeri 64 µg/m³ ile “kötü” seviyede; bu, akciğerlere derinlemesine nüfuz edebilen partiküller anlamına geliyor. NO₂ seviyesi ise 53 µg/m³ olarak ölçülmüş ve bu da solunum yollarında tahrişe yol açabiliyor. Diğer yandan PM10 ve O₃ (ozon) gibi maddeler “orta” düzeyde seyrediyor olsa da, bu tablo genel hava kalitesinde ciddi bir bozulmayı işaret ediyor.
Uzmanlar Uyarıyor: Acil Önlem Şart
Mersin’de günlerdir devam eden kötü hava kalitesi, sadece geçici bir sorun olarak görülmemeli. Özellikle yaz aylarında artan trafik yoğunluğu, sanayi faaliyetleri ve meteorolojik faktörler bu kirliliği daha da artırıyor. Uzmanlar, yerel yönetimlerin hava kirliliği ile mücadele kapsamında halkı bilgilendirmesini ve hava kalitesini iyileştirmeye yönelik adımlar atmasını talep ediyor.