DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Türkiye’de son dönemde gündeme gelen “içeriyi tahkim etmek amacıyla” başlatılan süreçlere ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu.
Ekmen, paylaşımında, “İçeriyi tahkim etmek amacıyla süreç başlatanlar, Şah İsmail-Yavuz Selim kıyası ve anlatısı ile ne yapmak istiyor?” diyerek, güncel siyasi dilde sıkça tartışılan tarihsel kıyaslamaların ve söylemlerin amacına dikkat çekti.
Kuşatıcı Bir Yönetim Gerekliliği Vurgusu
Türkiye’nin etnik, dini ve mezhebi farklılıkları göz önüne alarak oluşturulacak bir güç birliğine değil, 85 milyon vatandaşını hak ve yükümlülüklerde eşit gören, kucaklayıcı ve kapsayıcı bir yönetim anlayışına ihtiyacı olduğunu belirten Ekmen, bu doğrultuda toplumun her kesiminin temsil edildiği, eşitlikçi bir bakış açısının önemini vurguladı.
“Türkiye’nin ihtiyacı olan; etnik-dini-mezhebi bir güç birliği değil, 85 milyon vatandaşını hak ve yükümlülüklerde eşit gören bir kuşatıcılıktır” ifadeleriyle, siyasette ayrımcılıktan uzak, ortak paydada buluşan bir anlayışın gerekliliğine dikkat çekti.
Devlet Katından Tarihsel Anlatımlara Eleştiri
Mehmet Emin Ekmen, paylaşımında özellikle Alevi vatandaşların duygu dünyasını yok sayan tarihsel anlatıların devlet katında dillendirilmesini de eleştirdi. Bu tür söylemlerin devlet yönetme sorumluluğuna ve yürütülmek istenen sürecin gereklerine uygun olmadığını savunan Ekmen, tarihsel gerçekliklerin siyaset üstü bir hassasiyetle ele alınması gerektiğini ifade etti.
“Devlet katından dillendirilen, Alevi vatandaşlarımızın duygu dünyasını yok sayan tarihsel anlatılar, devlet yönetme sorumluluğuna da, yürütülmek istenen sürecin gereklerine de uygun değildir” diyerek, bu yaklaşımın toplumsal barışa zarar verebileceği uyarısında bulundu.
Ekmen’in paylaşımında öne çıkan bir diğer önemli konu ise, Alevi vatandaşlarda sürecin “bir Sünni ittifakla sonuçlanacağı ve bunun siyasi sonuçlarının kendilerine zarar vereceği” endişesi yaratan söylemlerin sürece ihanet anlamına geldiği uyarısı oldu.
“Süreçte, Alevi vatandaşlarımızda bir Sünni ittifakla sonuçlanacağı ve bunun siyasi sonuçlarının onlara zarar vereceği hissi yaratacak söylemler, sürece ihanettir” ifadeleriyle, toplumsal kutuplaşma ve ötekileştirme riskine dikkat çekti.