2025-2026 eğitim öğretim yılı için geri sayım sürerken, birçok öğrenci ders zilinin çalacağı günü heyecanla bekliyor. Ancak bu yıl, yüz binlerce genç o zili okul sıralarında değil, çalışmak zorunda kaldıkları iş yerlerinde duyacak. Ekonomik kriz, artan eğitim giderleri ve ailelerin daralan bütçeleri nedeniyle yaklaşık 1 milyon genç, eğitim hayatına ara verdi.
Uzmanlara göre bu tablo yalnızca bireysel değil, aynı zamanda toplumsal bir kayıp anlamına geliyor. Gençler ise çaresiz: Bir yandan okumak istiyorlar, diğer yandan temel geçim ihtiyaçlarını karşılayabilmek için çalışmak zorundalar.
Artan Maliyetler Eğitimi Ulaşılamaz Hale Getirdi
Kırtasiye ürünlerinden ulaşım giderlerine, yurt ücretlerinden temel yaşam masraflarına kadar her kalem, öğrenci ve ailelerin sırtındaki yükü artırdı. Eğitim artık sadece azim ve istekle değil, aynı zamanda güçlü bir ekonomik destekle sürdürülebiliyor.
Birçok aile, çocuğunu üniversiteye gönderebilmek için borçlanıyor, bazıları ise bu yükü kaldıramadığı için eğitimi yarıda kesmek zorunda kalıyor. Özellikle Anadolu’daki düşük gelirli ailelerde bu durum daha da belirgin hale geliyor. Üniversite öğrencileri arasında yapılan son araştırmalar, her 5 öğrenciden 2’sinin ekonomik nedenlerle eğitimine ara vermeyi düşündüğünü gösteriyor.
Gençler İŞKUR’a, Hayaller Beklemeye Alındı
Eğitimini bırakmak zorunda kalan gençlerin birçoğu rotasını İŞKUR’a çevirdi. Çalışma hayatına erken atılmak zorunda kalan bu gençler, eğitim hayallerini bir kenara bırakırken, geçim derdine düşmüş durumda.
"Okumayı çok istiyoruz ama ailemizin durumu buna izin vermiyor" diyen birçok genç, geçici işler ya da asgari ücretli pozisyonlarda çalışarak ailesine destek olmaya çalışıyor. Üniversiteye yeniden dönme hayali ise belirsizliğini koruyor.
Uzmanlardan Uyarı: Toplumsal Erozyonun Ayak Sesleri
Sosyologlar ve eğitim uzmanları, gençlerin eğitimden uzaklaşmasının uzun vadede ciddi toplumsal sonuçlar doğurabileceğini vurguluyor. Nitelikli iş gücü açığının artması, sosyal hareketliliğin yavaşlaması ve gençlerin geleceğe olan inançlarını kaybetmeleri bu sonuçlardan yalnızca birkaçı.
"Eğitime erişim, sadece bireyin değil toplumun da refahını doğrudan etkiler" diyen uzmanlar, devletin gençleri destekleyici sosyal politikaları hızla devreye alması gerektiğini belirtiyor. Özellikle burs, barınma ve ulaşım gibi alanlarda kalıcı çözümlere ihtiyaç duyuluyor.
Eğitime Dönüş İçin Umut Var mı?
Ekonomik baskı altındaki gençlerin yeniden eğitime dönebilmesi için devlet destekli programların artırılması ve özel sektörün bu konuda daha duyarlı hale gelmesi bekleniyor. Gençlerin yeniden sınıflara dönebilmesi, sadece bireysel bir başarı değil; ülke geleceği adına kritik bir adım olacak.