HABER: Derya ÖZGÜR

Mersin'in ticaret, sanayi, tarım, turizm, lojistik alanlarında yeni girişimci yaratmaya, şirket sayısını arttırmaya ve istihdam yaratmaya devam ettiğini ifade eden Kızıltan, '2008 yılından bu yana dünya küresel finans krizini yaşadı. O bitmeden Arap Baharı ile ülkemize yakın bölgeler istikrarsızlaştı. Pazarlarımız kayboldu. Küresel ekonomi daraldı. ABD-Çin ticaret savaşları başladı. Üstüne pandemi derken, son günlerde yine yanı başımızda Rus-Ukrayna savaşı başladı. Böyle kaos sürecinde ekonomiyi idare etmek de şirketleri yönetmek de kolay değil' dedi.

Mersin özelinde ihracat artış oranlarını yıl bazında paylaşan Kızıltan şu verileri sundu:

2019 : 2.8 milyar dolar ihracat ( pandeminin başladığı dönem)
2020 : 3.2 milyar dolar ihracat ( pandeminin zirve dönemi)
2021 : 4.2 milyar dolar ihracat (kısıtlamaların kısmen devam ettiği dönem)
2022 : 5.9 milyar (Mersin İhracatta Türkiye 7'incisi)

Kızıltan verilen ihracat rakamlarının içinde sanayi ve imalat oranının yüzde 70 olduğuna dikkat çekti.

'Hiçbir kent, nüfusunun yarısı kadar olan göçü yönetemez, Mersin bunu başardı'

MIP 25 Milyon TEU’nun Üzerinde Konteyner Elleçleyerek Yeni Bir Kilometre Taşına Ulaştı MIP 25 Milyon TEU’nun Üzerinde Konteyner Elleçleyerek Yeni Bir Kilometre Taşına Ulaştı

Mersin'in işsizlik rakamlarının genelde Türkiye ortalamasına paralel seyrettiğini belirten Kızıltan, 'Mersin iş ve aş üreten bir kenttir, Suriye'de olayların ardından gelen yüzbinlerce Suriyeli mülteciye de ev sahipliği yapıyoruz. Son aylarda buna Rus ve Ukrayna'dan gelen ve sayıları 60 bini geçen insanları da eklerseniz, neredeyse merkez nüfusunun yarısına yakın büyük bir göç alan Mersin'in ekonomik anlamda sırtladığı yükü sorunsuz şekilde idare ettiğini göreceksiniz. Bu kolay bir şey değil. Mersin'in gerek ekonomik sektörel çeşitliliği, gerekse toplumsal demokrasi ve hoşgörü kültürü demografik sorunları bir avantaja çeviriyor' dedi. Kızıltan, bekleyen kamu projelerinin ülke ekonomisinin gelişmesini engellediğini söyleyerek
'Mersin yatırımcı çeken bir kent ama özellikle sanayi üretiminde yeterli arazi yok. Kamuya ait olan tarıma uygun olmayan araziler üretime tahsis edilirse bu doğrudan kentin istihdamına yansıyacaktır' ifadelerini kullandı.

Mersin vergi verme oranı ile Türkiye beşincisi

Mersin'in, Türkiye'nin en büyük beşinci ekonomisi olduğunu belirten Kızıltan, Mersin'in yatırımlarda verdiğinin karşılığını alamadığını da ekledi. Kızıltan yaptığı açıklamada, 'En büyük sorumuz bırakın yeni yatırımları, yarım kalan yatırımların sayısının çok fazla olmasıdır. Çukurova Havalimanı, Akdeniz Sahil yolu, Çeşmeli-Taşucu Otoyol Projesi yarım kalan, bekleyen projeler arasında. Sadece Mersin için değil, bölge ekonomisi için de bu yatırımlar çok önemlidir. Öte yandan Mersin Lojistik Merkezi, Mersin Ana Konteyner Limanı gibi Doğu Akdeniz'i lojistikten dış ticarete, tarımdan sanayiye ve turizme kadar yeni bir Marmara Bölgesi yapacak projeler planlanmış olsa da hala beklemektedir. Öte yandan Mersin, girişimcisinin bir araya gelerek aldığı ihale ile Kargıcık Turizm Projesi'nin hayata geçecek olması ise sevindiricidir. Geçtiğimiz aylarda hayata geçen Türkiye'nin ilk ve tek Tarım-Gıda Teknoparkı olan Mersin Agropark gurur projelerimizden birisidir' dedi.


2023 yılının önemli riskleri var
Planlı bir ekonomiye geçmenin zorunluluğunu vurgulayan Kızıltan, '2023 yılından öncelikle ekonomik ve siyasi istikrar bekliyoruz' dedi.

2023 yılının enflasyonla mücadelede en önemli gündem konusu olması gerektiğine dikkat çeken Kızıltan, 'Fiyat istikrarı ve finansal istikrar ekonominin bel kemiğidir. Rekabet gücümüz devalüasyonlara ezdirilmemelidir. Enflasyonla mücadele 2023'te de en önemli gündem olmalıdır. Biz rakamsal büyüme değil, kaliteli ve üretime dayanan gerçek bir büyüme istiyoruz. Dünya ekonomisine entegre bir Türkiye'nin bilimsel temelli bir ekonomik politikayla hareket etmesi gerekir. Hukukun üstünlüğü ekonomi ile doğrudan bağlantılı bir konu. Hukuk devleti olmak iç ve dış yatırımların temeli ve güvencesidir. Güven veren bir demokrasi ekonominin de temelidir. Ekonomideki yapısal reformlar artık bir slogan olmaktan çıkmalı ve korkusuzca uygulamaya girmelidir. Ekonomi ülkenin temel gündemi olmalıdır. Ama yarattığı sorunlarla değil, reformlarla, yasalarla, desteklerle gündem olmalıdır. Artık faiz, enflasyon ve kur krizleri akılcı ve tabanın sesine kulak verilerek hayatımızdan çıkmalıdır' ifadelerine yer verdi.

Editör: Haber Merkezi