Bugün, hayatın ne kadar kırılgan ve belirsiz olduğunu bir kez daha anladım. Yeni tanıdığımız, yüzünü ve sesini yeni öğrendiğimiz birinin ölüm haberini aldığımızda, bu gerçek daha da netleşiyor. O kişiyle belki sadece birkaç kelime konuşmuş olabiliriz. Ancak hayat, bazen en canlı anlarımızda, en beklenmedik şekilde sert gerçeklerle sarsılıyor.
Hiç hazırlıklı olmadığımız bir anda, yeni tanıdığımız biri ansızın yok oluyor. O anda anlıyoruz ki, hayat ne kadar kırılgan, boş ve anlamsız görünebilir. Çünkü o kişinin yaşamı hakkında elimizde sadece bir haber kalıyor; geriye kalan ise sessizlik oluyor.
Hayat, tek bir haberle aniden durabilir. Anılar, planlar ve umutlar bir anda gölgeleniyor. Yaşamın renkleri ve anlamı, böyle bir haberle hızla solabiliyor. Eğer bu haber yeni ve yıkıcıysa, yaşama olan inancımız bile sarsılabilir.
Ancak belki de bu boşlukta yeni bir farkındalık doğar. Ölüm haberiyle sarsıldığımızda, yaşamın değerini yeniden düşünürüz. Yeni tanıdığımız birinin kaybı, hayatın ne kadar kıymetli ve geçici olduğunu hatırlatır.
Bu nedenle, bugün aldığımız ölüm haberiyle birlikte hayatın ne kadar hassas ve değerli olduğunu anlıyoruz. Hayat, tek bir haberle boşalabilir; ama bu boşluk, yaşadığımız her anın kıymetini bilmemiz gerektiğini gösterir. Her günü yeni bir başlangıç ve yeni bir nefes olarak kabul etmek önemlidir.
Bugün aldığım haber bana bir kez daha gösterdi ki; hayatı dolu dolu yaşamak, sevdiklerimizin kıymetini bilmek ve her anın değerini hissetmekten geçer.