28 Aralık günü bir yeni yıl iletisi hazırladım. Yayınladım. Gruplara ve kişilere…

                “Sadece rakamlar değişiyor. ..Gerçek anlamda insanlık için olumlulukların ve insanca yaşamın yaşatılması için sorumluluklarımızın bilincinde olarak  ellerimizi taşların altına koymaya hazırlanabilirsek işte o zaman iyi dileklerimiz GERÇEKLEŞİR...

Katılır mısınız?

Öyleyse İYİ YILLAR…”

Sürekli uygulanan biçim vardı bir zamanlar; Geçirdiğimiz ya da tamamlamakta olduğumuz yılda neler oldu? Öne çıkan olaylar nelerdi? Hangi oluş ya da olay tamamlanmak üzere vb. Hemen arkasından da yeni yılda neler bekliyoruz Neler olmalı?” şeklindeydi…

Yazmaya oturduğumda bilgisayar başına, ilk bunlar geldi aklıma ve “Bir şeyler değişmeli ya da dileklerimizle ilgili değişiklikler neler olabilir,” diye düşündüm.

Dilemek güzel elbette,

İstemek de hakkımızdır,

Kendimiz, yakınlarımız için en güzel, en iyi, en doğru olanı arzulamak ilk sırada olandır tabii ki…

İşte tam burada, isteklerin gerçekleşmesinin bize bağlı olduğunu fark ettim.

Çalışmak, araştırmak, incelemek, bedeller ödemek vb. tüm isteklerimizi gerçekleştirmeye hizmet edecek tek anahtardır…

Sahtekârlıkları, düzenbazları, hayal tacirlerini, umut aldatıcılarını bir kenara bırakalım…

Basit bir tanımlama bile her şeyi açıklamaya yetiyor biliyoruz; “Ağlamayana mama yok.” Ya da “Lokmayı çiğnemeden yutamazsın.” Bu konudaki sözler bakımından oldukça zenginiz.

Ülkemizin içinde bulunduğu koşullardan hareket ederek sıralamaya çalışalım;

ABD ülkemizi ve milletimizi parçalamak istiyor. Ortadoğu’daki maşası İsrail’i kullanıyor. Önceki gün bir adım daha ileri giderek PKK’yi devletleştirmeye çalıştıkları açıklandı…

Bir tümce ile anlatmaya çalıştığımız bu tehlike karşısında ne yapmalıyız?

Öncelikle iç cephede birliği sağlamalı ve okları ABD emperyalizmine yöneltmeliyiz. ABD’nin ülkemizdeki üslerini kapatmalı ve savunmamız için gerekli olan her türlü teçhizatı kendimiz üretmeliyiz. (Bu konuda ciddi adımlar atmış durumdayız.)

Bölgemizdeki tehditleri (ABD’nin Irak ve İran’a yaptırım tehditleri ve hatta ülkemize de) ve tehlikeleri GKRY (Güney Kıbrıs Rum Kesimi) ile İsrail ilişkilerine dikkat çekmeli ve Mavi Vatan konusunda gereken duyarlılığı göstermeliyiz. Rusya, Çin ile ilişkilerimizi geliştirmeliyiz, Mısır ile yakınlaşmalı, Libya ile yaptığımız (MEB-Münhasır Ekonomik Bölge) Antlaşmaya sadık kalmalı, Suriye ile hemen görüşmeler başlatmalı ve teröre karşı ortak mücadele başlatmalıyız…

Bulunduğumuz alan ne nasıl olursa olsun her birimizin yapacağı bir şeyler vardır. Yapmalıyız. “Yönetenlerimiz yapsın,” demek sorumluluktan kaçmaktır, “Bana ne”ciliktir. Yazmak, çizmek, boyamak, seslenmek, yol gösterici olmak, uyarmak, alanlara çıkmak, her zamanda ve her durumda birleştirici olmak, düşmanı doğru tespit etmek, dostla kol kola girmek ve “Yurtta sulh- Cihanda sulh” sözüne bağlılığımızı ve sözün yol göstericiliğini kabullenmek…

Demek ki neymiş?

Sadece dilemek, istemek, beklemek, ummak… yeterli değil…bedel ödemeye hazır mıyız sorusuna yanıt verelim ve sonra da dileklerimizi sıralayalım…

**

3/Ocak, güzel Mersin’imizin düşman çizmelerinden temizlendiği gündür. Gururla kutladığımız bu ve daha pek çok yerleşim yerimizin kurtuluş günlerini doruktaki coşkumuzla tazeliyorsak ve bu bize hazların en güzelini veriyorsa kıymetini bilelim ve yeniden ya da yine gerilere düşmeyelim…

Siz anladınız onu…

Yaşasın isteklerimizin ve dileklerimizin zirve noktası BAĞIMSIZLIK!

Ve isteklerimizi gerçekleştirmek için olması gereken mücadele azmimiz!