3 Mayıs Türkçülük Günü’nde, Türkiye’deki siyaset dünyasında önemli bir gelişme yaşandı. DEM Parti Milletvekili ve TBMM Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder'in vefatının ardından, çeşitli siyasi figürler taziye mesajları yayımlayarak taziyelerini iletti. Ancak, İYİ Parti üyesi Mehmet Aslan’ın sosyal medya hesabından yaptığı paylaşım, büyük tepkiyle karşılandı.
Aslan, Sırrı Süreyya Önder’in vefatını “Allah taksiratını affetsin, tam Türkçülük gününde Allah aldı canını” şeklinde yorumladı. Bu paylaşım, özellikle sosyal medyada hızla yayıldı ve pek çok kişi tarafından kınandı. Türkiye’nin farklı siyasi çizgilerine sahip yurttaşları ve gazetecileri, Aslan’ın sözlerini "ölüm üzerinden siyaset yapmak", "saygısızlık" ve "toplumu kutuplaştıran bir dil kullanmak" şeklinde eleştirdi.
Önder'in vefatının ardından, siyasiler farklı siyasi görüşlere sahip olsalar da ortak bir üslupla taziye mesajları yayımlamışlardı. Bu paylaşımın ardından, siyasi nezaket ve insanlık ilkelerine vurgu yapan yorumlar dikkat çekti. Birçok kişi, ölüm karşısında herhangi bir siyasi aidiyetin ya da kutuplaştırıcı söylemlerin bir anlam taşımadığını belirterek, saygının her şeyin önünde olması gerektiğini vurguladı.
Sırrı Süreyya Önder, özellikle barışçıl söylemleri ve toplumda farklı kesimler arasında diyalog kurmaya yönelik çalışmalarıyla tanınıyordu. Bu sebeple, ölümünün ardından yapılan taziye mesajlarında, politik farklılıkların ötesinde bir saygı anlayışının gözetilmesi bekleniyordu. Ancak Mehmet Aslan’ın paylaştığı mesaj, ölümün ardından bile siyasetin arka planda bırakılmadığını gösterdi. Sosyal medya kullanıcıları, Aslan’ın bu paylaşımının siyasetin ötesinde bir insanlık erdemi ve empati eksikliği gösterdiğini savundu.
Toplumda Geniş Tepkiler: "Vefat Üzerinden Kin Kusulmaz"
Mehmet Aslan’ın paylaşımı, sadece siyasiler tarafından değil, geniş bir halk kesimi tarafından da eleştirildi. Birçok kişi, ölümün ardından kin ve nefret dilinin kullanılmaması gerektiğini belirtti. "Vefat üzerinden kin kusulmaz" diyen yurttaşlar, siyasetçilerin ölümler karşısında bile sorumlu ve saygılı bir dil kullanmaları gerektiğini ifade etti.
