KARANLIKTA ISLIK ÇALMAK

Abone Ol

Karanlıkta korkan insanlar ıslık çalar.Kendi sesinin kendisini koruduğunu düşünür.Her hangi bir tehlike de güya kendini güvende hisseder.Karşısındakine bak senin bana karşı yapacağın hamleleri biliyorum der.Çocukken mezarlıktan geçerken korkudan ıslık çalar, türkü söylerdik.Sanki ölüler kalkacak bize saldıracak zannederdik.Kendi gölgemizden korkardık.Çocuk aklı işte.Kendi kendimize bir refleks geliştirirdik.Dış güçlere karşı sanki bir direnç gösterirdik.Halbuki onlar ölmüştü.Bize bir zararları dokunamazdı.Ama olsun biz yine de tedbirimizi almalıydık.Ne olur,ne olmaz bilemezdik.Özellikle geceleri bu daha vahim bir hale gelirdi.Hala o çocuk alışkanlığı devam ediyor.Geceleri bir mezarlıktan geçerken sanki kulağımıza bir uğultu gelir.Sürekli arkamıza bakarak yürürdük.Bir ölü dirilecek bize eliyle dokunacak zannederdik.Bu refleksle korka korka yürürdük.O zamanlar pek dua bilmediğimiz için bir Fatiha okuyamazdık.Belki içimizden sessizce Allah rahmet eylesin diyebilirdik.Ama kendi sesimizi bile duymaktan acizdik.Bu korku içimize o kadar sirayet etmişti ki;var olanla yok olanı ayırt etme melekelerini tamamen karıştırıyorduk.Karşımızdaki ölü de olsa bize göre düşmandı.Tetikte olmalıydık.Yoksa yaşama şansını her an kaybedebilirdik.Bu hayatımızın her merhalesinde böyleydi.Bize karşı olduğu zahabına katılmak kısa da olsa bir durum değerlendirme yapmamız için geçerli bir nedendi.Korku dağları aşmıştı bir kere.Sorun çözücü bir hamle yerine sorunları kördüğüm etme becerisini geliştirdik ne işe yarıyorsa.Böyle,böyle yaşlandık ama maalesef kendi kendimize uydurduğumuz yalanlara ve korkulara inanmaya başladık.

Peki bunları neden yazdım?Bu yazının başlığı niçin böyle kondu?Bu yazıyı yazarken esas amaç neydi?Gelin birazda bunlara bakalım.Şimdi şu son yıllarda yapılan siyasi hamleleri aklımızdan şöyle bir geçirelim.Bir iktidar var bu ülkede,bir çokta muhalefet partisi var.Her parti kurulurken iktidara gelmek için kurulur.Gerçi bazı partiler kendini tabela partisi olarak konumlandırıyor olabilir. Bazı partiler mesela particilik altında kumar oynatabilir.Bunları gördük.Ama nihayetinde partilerin tüzüklerinde bir iktidar hedefi vardır. Galiba şu anda ülkemizde 150 civarında bir parti var.Çoğunun isimlerini,amblemlerini, genel başkanlarını adını bile bilmiyoruz.Bu kadar parayı nereden buluyorlar o konu hakkında da bir bilgim yok.Ama varlıklarını biliyorum.Sayfamda bir çok arkadaşım var filan partinin genel başkan yardımcısı,yok il başkanı,ilçe başkanı…İki lafı bir araya getiremeyenler,hayatlarında 5 kitap bile okumayanlar adı sanı duyulmamış partilerde bir köşe kapmış.Sorsan partinizin hedefi ney diye inan cevap bile veremezler ama olsun bu onlar için bir etiket.Evde karıları ile geçinemeyenler partide veya bir dernekte görevli.Kocasından bıkmışlar veya boşanmışlar kendini bir partiye atmış böylece kültür boşalması sağlıyorlar.Bence bu kadar parti enflasyonu bir boşluktan veya rejimin dayatmasından kaynaklanıyor.Parlemnter sistemde parti sayıları belliydi.Adlarını, amblemlerini,genel başkanlarının isimlerini ezbere bilirdik.Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin elli artı biri dayatması neticesi yerden mantar gibi partiler kuruldu.Sanki iktidara gelecekler gibi.Halbuki çoğu seçime bile katılma hakkını elde edememiş.Bu konumlarıyla muhalefet etme gibi bir dertleri de yok.İşte hepsi karanlıkta ıslık çalıyorlar.

Çoğulcu demokrasilerde bir iktidar olur,bir çokta muhalefet olur.Bunların bir tanesi ana muhalefet partisidir.Yeni sistem her ne kadar koalisyonları önledik diye övünse de zımni olarak koalisyonlar devam ediyor.Eskiden koalisyonlar seçimden sonra kurulurdu şimdi seçimlerden önce kuruluyor.Biliyoruz son seçimlerde bir cumhur ittifakı vardı birde millet ittifakı.Ömrü kısa sürse de birde Ata ittifakı vardı.Yapılan seçimleri cumhur ittifakı kazandı.Normalde seçimi kazanan parti veya ittifak ülkenin birlik ve beraberliği için halkına hizmet etmesi lazım.Ama gelin görün ki bir siyasal sarmal içerisinde iktidarını devam ettiriyor.Dışlayıcı,ötekileştirici bir dil kullanıyor. Bunu muhalefet partileri de yapıyor.İktidar önce terör örgütüne yardım ve yataklık ettiğini her defasında dile getirdiği DEM partinin bir çok belediyesine kayyum atadı.Seçilmiş bir belediye başkanını suçu var veya yok demeden başkanlığını elinden aldı. Halkın seçtiği birini yine halkın düşürmesini öğrenmiştik biz yıllarca.Ama son dönemde bu söylemin işlemediğini görüyoruz.Sonra Dem ile bir çözüm süreci başladı.Hala tam olarak ne yapılmak istendiği belli olmayan uçu açık bir süreç yönetiliyor.Ama bu şu anda iktidarın Dem partinin üzerine gitmesine belki bir süre engel oldu.Ama yarın ne olacağı belli olmaz. Bunu geçmişteki çözüm sürecinde gördük ve yüzlerce şehide mal oldu.Şimdi yine ortada bir şeyler dönüyor ama halkımız tam olarak bu sürecin nereye evrileceğini bilmiyor. En azından okuyan,araştıran biri olarak ben bilmiyorum.Artık Dem ile olan düşman hukuku bitti şimdilik.Yarın ne olacak Allah Kerim.Ama büyük tehlike CHP. Şimdi tam pres CHP’nin üzerine gidiliyor.

CHP son yerel seçimlerde birinci parti oldu. Bir çok Büyükşehir ve il belediyelerini cumhur ittifakının elinden aldı.Almaz olaydı. Tam hedef tahtasına oturdu.Seçimden sonra kısa paslaşmalar ile yumuşama turları işe yaramadı.Ömrü kısa sürdü.İktidar bu yenilgiyi kaldıramadı.Ve başta İstanbul Büyükşehir belediye başkanı olmak üzere bir çok belediye başkanını içeriye attı.Normalde tutuksuz yargılanacak bir pozisyonda olmalarına rağmen tutuklulukta ısrar ediyor. Bir tarafta belediye başkanlarını yolsuzluk, ihaleye fesat karıştırma gibi nedenler gerekçe gösteriliyor.Ama bir çok başkan tutuklandıktan sonra itirafçıların beyanları ile henüz iddianame hazırlanmadan içeride yatıyorlar.Bir mahkemenin serbest bıraktığı başkan başka bir mahkeme tarafından tutuklanıyor.Artık tutuklama için mahkeme aranır oldu.Halbuki kanun aynı kanun ama burası Türkiye.Her an herşey olabilir.Sadece belediye başkanlarının tutuklanması yetmedi ki bu sefer partinin kongreleri iptal ediliyor. En son İstanbul kongresi iptal edilerek kayyum atandı.Bu ayın 15’ inde CHP’nin büyük kurultayının da iptal edileceği söyleniyor.Ve bunun emareleri ortaya çıkmış vaziyette. Normal şartlarda kanun gereği YSK tarafından iptal edilmesi lazım ama mahkemeler iptal edebiliyor.

Peki tüm bu yaşanalar bize neyi gösteriyor? Ülkenin bu kadar sorunu varken neden bunlarla uğraşıyoruz?Tamam bir belediye başkanı suç işlemişse yargılansın. Ama sadece CHP’li belediye başkanları değil tüm partilerde yolsuzluk yapanlar da yargılansın.Veya CHP’de yargılanmak üzere olan başkanlar iktidara transfer edilerek bu yargılamalar durdurulmasın.İşte o zaman insanların adalete olan güveni sarsılır.İşte yaşananlar bence önümüzdeki dönem yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerine yöneliktir.İktidar tekrar seçimi almak için kendine en büyük rakip olan CHP’yi dizayn etmeye çalışıyor.Yargı sopasını CHP’nin başında boza ediyor.Yani karanlıkta ıslık çalıyor.Bunlara rağmen yine de yapılan anketlerde chp birinci parti gözüküyor.Ve bu millet artık neyin ne olduğunu anlıyor.Her defasında geçmiş dönemde mağdur olduğunu sık sık gündeme getirenler yeni mağdurlar yaratarak altındaki halının hızla kaydığını farketmiyorlar.Öyle görünüyor ki bu seçimlere kadar böyle devam edecek.Bu kadar sorun varken biz bu olayları yaşamaya mahkum olacağız.Kaybetme korkusu insana her şeyi yaptırır.

{ "vars": { "gtag_id": "G-39E5WWDBTB", "config": { "G-39E5WWDBTB": { "groups": "default" } } }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }