Kanyonun yüksek duvarlarında, rüzgârla savrulan dalların arasından bakıldığında fark edilen insan figürleri, ilk anda bir yanılsama gibi duruyor. Ama biraz daha yaklaştığınızda, bu kayaların üzerine özenle oyulmuş yüzlerin ve bedenlerin sizi izlediğini fark ediyorsunuz. Ve o anda, buranın yalnızca bir doğa harikası olmadığını anlıyorsunuz.

Uçurumdaki Aile Albümü: Adamkayalar’ın Sırrı

Bu figürler, Mersin’in en gizemli arkeolojik miraslarından biri olan “Adamkayalar” olarak biliniyor. Roma İmparatorluğu dönemine tarihlenen bu kaya kabartmaları, Silifke’ye bağlı Şeytan Deresi Kanyonu’nun dik yamaçlarına oyulmuş hâlde bulunuyor. Arkeologlara göre, bu figürlerin yer aldığı alan bir nevi “anıtsal mezar galerisi” işlevi görüyor.

Adamkayalar1

Adamkayalar’da yer alan erkek, kadın ve çocuk figürleri, dönemin seçkin ailelerinden birine ait bireyleri temsil ediyor. Her kabartma, detaylı kıyafet ve duruş biçimiyle statüyü, aile bağlarını ve toplumsal hiyerarşiyi yansıtıyor. Bu yönüyle Adamkayalar, geçmişin kayalara işlenmiş bir aile albümü gibi. Üstelik yalnızca yüzeysel bir süsleme değil, ritüel ve kültürel bir anlam da taşıyor. Bazı figürlerin elinde tuttuğu kılıçlar, meşaleler veya tören giysileri, onları yalnızca birey değil, toplumun hafızasında yer edinmiş kişiler olarak yansıtıyor.

Bir Maceraperestin Rehberi: Oraya Nasıl Ulaşılır?

Adamkayalar’a ulaşmak için Silifke–Uzuncaburç yolunu takip etmek gerekiyor. Ana yoldan ayrıldıktan sonra stabilize bir toprak yola giriliyor ve yaklaşık 15 dakikalık bir sürüşün ardından park alanına ulaşılıyor. Ancak esas yolculuk, buradan sonra başlıyor. Patika, dar ve zaman zaman sarp bir inişe sahip. Bu nedenle sağlam bir yürüyüş ayakkabısı ve dengeli bir tempo şart.

Adamkayalar32

12 Hava Aracı, 110 Araç, Yüzlerce Görevli: Silifke'deki Yangın İçin Seferberlik İlanı
12 Hava Aracı, 110 Araç, Yüzlerce Görevli: Silifke'deki Yangın İçin Seferberlik İlanı
İçeriği Görüntüle

Yol boyunca herhangi bir tesis, yönlendirme tabelası ya da güvenlik görevlisi bulunmuyor. Burası bir ören yeri değil; doğal ve tarihî dokusu hâlâ el değmeden korunmuş bir alan. Ziyaretçiler, yanlarına mutlaka içme suyu ve güneş koruyucu almalı. Ancak vadinin içine ulaşıldığında, karşılarında beliren kayalara oyulmuş onlarca insan figürü, yapılan tüm zahmete değdiğini hissettiriyor.

Doğayla tarihin bu olağanüstü kesişme noktasında, her bir kabartma geçmişten gelen bir bakış gibi duruyor. Belki de binlerce yıldır aynı soruyu fısıldıyorlar: “Bizi görebilen kaç kişi kaldı?”

Muhabir: Haber Merkezi