Ahmet Sütcü

Türk edebiyatının unutulmaz isimlerinden Necip Fazıl Kısakürek, ölümünün 40. yıl dönümünde anılıyor. 26 Mayıs 1904'te İstanbul’da dünyaya gelen Necip Fazıl, Darüşşafaka Lisesi ve ardından İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde eğitim aldı, ancak üniversiteyi tamamlamadan ayrıldı. Çok yönlü bir sanatçı olan Kısakürek, şiirlerinde mistik ve tasavvufi temaları işlemesiyle tanınırken, tiyatro eserleri, hikayeler, romanlar ve ideolojik metinler de kaleme aldı.

Muğdat Camii'nde Kadına Şiddete Karşı Limonata ve Broşür Dağıtııldı Muğdat Camii'nde Kadına Şiddete Karşı Limonata ve Broşür Dağıtııldı

Ailesi, Osmanlı bürokrasisinin önemli isimlerinden Abdülbaki Fazıl Bey'in oğlu olarak büyüyen Necip Fazıl, kültürel ve entelektüel bir ortamda yetişti. Genç yaşlardan itibaren şiir ve yazılarıyla dikkat çeken Kısakürek, 1940'lı yıllarda "Büyük Doğu" dergisini kurdu ve bu platformda İslamcı ve muhafazakar düşüncelerini yaymaya başladı.

Necip Fazıl, eşi Gevherî Hanım ile evliydi ve bu evlilikten Ali Ufkî ve Ayşe adında iki çocuğu oldu. Ailesiyle birlikte zorlu ve mücadele dolu bir yaşam sürdü. Çeşitli dönemlerde tutuklamalar ve sürgünler yaşasa da, düşünce ve eserlerindeki tutarlılık ve derinlik hiçbir zaman azalmadı.

Eserleri arasında "Çile", "Kaldırımalr", "Sakarya Türküsü" gibi şiirleri; "Reis Bey", "Para", "Bir Adam Yaratmak" gibi tiyatro eserleri bulunmaktadır. Ayrıca "Ulu Hakan II. Abdülhamid Han", "Batı Tefekkürü ve İslam Tasavvufu" gibi ideolojik ve biyografik çalışmaları da vardır.

Kısakürek, özellikle Türk İslamcılığı ve muhafazakar düşünce akımlarında büyük bir etki bırakmıştır. Yaşamı boyunca çok sayıda kez tutuklanmış, eserleri zaman zaman yasaklanmıştır, ancak düşünceleri ve eserleri, ölümünden sonra da Türkiye’deki entelektüel ve kültürel hayatta geniş bir yankı bulmuştur. 25 Mayıs 1983'te İstanbul'da hayatını kaybeden Kısakürek, vefatının 40. yılında saygı ve özlemle anılıyor ve edebiyatımızın daima canlı kalan büyük bir figürü olarak hatırlanıyor.

Kaynak: Ahmet Sütcü