Memur ve memur emeklilerinin maaş ve özlük haklarıyla ilgili 8.Toplu Sözleşme görüşmeleri çıkmaza girdi.24 temmuzda başlayan ve 19 temmuzda üçüncü teklifle son bulan teklif Memur Sen tarafından kabul edilmedi.Bakanlık hakem kurulunu işaret etti ama yetkili sendika hakem kuruluna müracaat etmeyeceklerini belirterek alev topunu hükümetin kucağına koydu.Acaba bakanlık hakem heyetine kendisi mi gidecek bu yazıyı hazırladığım esnada henüz net bir açıklama yoktu.Esasen bakanlık bunu beklemiyordu. Şimdiye kadar yapılan toplusözleşme görüşmelerinin tamamına yakını hakem kuruluna gitmiş ve hakem kurulu kararıyla kesinleşmişti.Anayasaya göre hakem kurulu kararı kesindi.Bu kurulun üyelerini çoğunlukla cumhurbaşkanı atıyor,4 tanesini sendikalar belirliyordu.Toplam 11 üyesi bulunan kurulun çoğunluğu işveren kesiminde olduğu için nihayetinde hükümetin teklifini kabul ediyorlar ve karar işveren lehine çıkıyor. Şu ana kadar hükümetin verdiği teklif üzerine çıkılan bir karara rastlamadık.Hal böyle olunca Memur Sen başkanı Ali Yalçın heyete güvenmiyoruz diyerek kurula müracaat etmeyeceklerini açıkladı.Şimdi işler tam karıştı ve hükümet hiç beklemediği bir yerden hemde kendi camiası olan Memur Sen’den bir gol yedi.Bakanlık ya kurula kendi götürecek veya biraz daha artış yaparak işi kotarmaya çalışacak.Ama şurası bir gerçek ki;bundan sonra vereceği bir artış memur ve memur emeklisini memnun etmeyecek.
Hükümet bu sefalet ücretine çalışanı ve emekliyi neden mahkum ediyor?Oy deposu olarak gördüğü bu kesimleri memnun etmek yerine bu maaşlarla çalışanları ezmeyi nasıl göze alıyor?Biliyorsunuz daha önce 600 bin kamu işçisini toplu sözleşme görüşmeleri yapıldı.Tam 7 ay sürdü.İşçi sendikaları grev kararı aldı ama cumhurbaşkanı kararıyla grevler milli güvenlik nedeniyle durduruldu. Sonra bir anda anlaşma sağlandı.Türk İş başkanı saraya çağırılarak kulağı çekildi ve son teklifi kabul etmek mecburiyetinde kaldı. Zaten hükümeti destekleyen Hak iş başkanı çoktan razıydı.Her iki başkan saltanatlarını devam ettirmek için bu sefalet ücretini kabul ettiler.Hiç bir işçi bu ekonomik ortamda, kira artışlarının yüzde 45 artırıldığı bir zamanda bu ücretle geçinemez ama olsun.Bizim sendika baronları yeterki koltuklarında kalsın, sarayda ağırlasınlar.Şuda bir gerçek ki işçiye verilen zam oransal olarak memur ve emekliye verilen zamdan kat kat fazla.Aynı iş yerinde çalışanlar arasında bir uçurum var ve bunu hiç kimse dikkate almıyor.
Memur sendikaları Memur Sen ve Kamu Sen bana göre biraz abartılı teklifler sundular. Mesela ilk dönem için yüzde 88 zam istediler. Belki hükümetin bunu kabul etmeyeceğini biliyorlardı ama çıtayı yüksek tutarak pazarlık gücünü artırmayı düşündüler.Düşünmedikleri konu Mehmet Şimşek’in uyguladığı zulüm politikasıydı.TÜİK verilerine göre bir enflasyon düşüşünü zafer olarak gören ekonomi yönetiminin sokaktan bihaber oldukları aşikardır.Sokaktaki enflasyonla resmi enflasyon arasında dağlar kadar fark var.Ve bunu Şimşek ve ekibi çok iyi biliyor.Onlara göre her yıl olduğu gibi bu yılda enflasyon tek haneli rakamlara inecek,halkın alım gücü artacak.Tamamıyle hayal ürünü olan bu dar ve sığ yaklaşıma maalesef inanan büyük bir kesim var.Hükümet bu biat etmiş oy deposuna bakarak diğer büyük kesimi karşısına alıyor.Hükümet memura ne teklif etmiş?İlk teklif 10+6 ilk yıl,4+4 ikinci yıl. İkinci teklifte 1000 TL taban ücreti ilave edilmiş.Son teklifte ilk yıl 11+7 ikinci yıl aynı kalmak üzere bir teklifi sendikalara dayatmaya kalkışmış. Bu artışı kabul etmeyen sendikalar 18 temmuzda ülke genelinde iş bıraktılar ama memurun elinde grev kozu olmadığı için bu eylem hükümet açısından sinek vızıltısından öteye geçmedi.
Hükümet bu durumda ne yapacak?Toplu sözleşmenin kurallarına göre üç gün içinde hakem heyetine müracaat edilmesi gerekiyor. Sendika müracaat etmediğine göre iki yol kaldı hükümetin önünde.Ya biraz daha artış yaparak günü kotaracak veya hakem heyetine gidecek.Esasen bakan Işıkhan’da hakem heyetine gidilmesini ve sorunun orada çözülmesini istiyordu.Biliyordu ki,hakem heyeti hükümetin verdiği teklifin aynısını bir noter gibi onaylayacaktı.Çünkü hepsi atanmış ve emir kullarıydı.Aksi bir karar vermeleri beklenmiyordu.Şimdiye kadar hakem heyeti 1 kuruş artışa gitmemişti ve muhtemelen bu yılda aynısı olacaktı.Ama evdeki hesap çarşıya uymadı.Şimdi bakanlık kendi teklifi olan düşük maaşları kurula götürerek onaylanmasını isteyecek.Bence bakan şu saatten sonra kara kara düşünüyordur ama sadece kendi karar verse belki artış yapabilir ama karşısında Mehmet Şimşek var.Şimşek ne derse o olur ve bence memur ve memur emeklisinin bunun üzerinde bir artış beklentisi içine girmemesi lazım.
Gerek işçi ve memurları,gerekse asgari ücretli ve emeklileri önümüzdeki yıllarda çok kötü günler bekliyor.Asgari ücretli bu yıl ara zam almadı.Yeni yılda da yüksek bir ücret alamayacağını şimdiden öngörebiliriz.İyi de bu sıkı para politikası sadece çalışan ve emekliler için mi geçerli?Suriyelilere verilen milyarlarca liranın neden çalışan ve emeklilerden esirgendiğini kimse söylemiyor. Yap işlet devret düzmecesiyle müteahhitlere verilen kaynaklar neden dar kesimliye verilmiyor.Onlar has evlatta dar gelirliler üvey evlat mı?Bu kadar israfın,bu kadar şatafatlı yaşamın olduğu bir yönetimde dar kesimliler ezilmeye devam edecekler.Ne zamana kadar?Tabiki seçime kadar.Seçimlerden önce bir parmak bal çalınacak ve biat edenler şak şak ardında oyunu gidip verecekler.Ve bu insanlarla aynı ortamda havayı teneffüs etmeye devam edeceğiz.