SİYASET ETİĞİNE GENEL BİR BAKIŞ

Abone Ol

Siyasetin olmazsa olmazı dürüst olmak, her zaman milletin menfaati için çalışmak, halk ile devletin arasında köprü kurmaktır. Bu konu siyaset sosyolojisi içinde araştırılması gereken ciddi bir konudur.Şayet etik değerler sömen altı edilmiş ise toplumda huzursuzluklar başlar,gelir adaletsizlikleri artar.Siyaseti kendi menfaati için yapanlar belki bundan bir dönem zarar görmeyebilir ama şurası kesindir ki,her dönem milletin gözünde küçülmelerini sağlar.Etik değerlere sıkı sıkıya bağlı ülkelerin gelişmesi daha hızlı olur.Çünkü onlarda çalma çırpma işi olmaz. Sebepsiz zenginleşmeler görülmez.Bir başbakan,bir bakan işine bisiklet ile gidip geliyorsa böyle bir gücü elinde bulunduran kimselerin yanlış yapma lüksü yoktur.Ama tam tersi olan ülkelerde üzgünüm ki,siyaset kurumu tam yozlaşmış vaziyette yedikleri içtiklerini boşverelim yaptıkları yolsuzluklar sorgulanmaz,hele bu iktidar partisinden olursa değil bir soruşturma açılması bunları gündeme getirenler cezalandırılır.Bir zaman siyasi etik yasası çıkaralım dendiğinde dönemin başbakanı”böyle bir yasayı çıkarırsak il ve ilçe başkanı bulamayız” demişti.Peki neden bulunmaz?Çünkü ucundan kıyısından her siyasetçi bir şeyler götürüyor.Kimisi az çalıyor,kimisi hamuduyla yutuyor.Dolayısıyla bu ülkede etik siyasetin içi boşaltılmış vaziyette.Eski dönemlerde belki kısmen de olsa vardı ama şimdi kimse var diyemez.Çünkü buna zemin hazırlanıyor ve adeta meşrulaştırılıyor.Çalacak kişi onun yolunu yordamını gayet iyi biliyor.

Şöyle bir örnek verelim.Şimdi bir kişinin belediye başkanı veya milletvekilliği adaylığında daha aday adayı iken bir masrafı sözkonusu.Para dağıtmalar,partiye yapılan bağışlar derken yüklü miktarda milyonlarca lira paralar daha seçilmeden harcanıyor.Ve diyelim seçildi.Bakıyor aylık ortalama 100 bin TL.Bu kişi 5 yıl çalışsa seçimden önce harcadığı paranın onda birini alamıyor.Ne yapacak bu aradaki farkı?İşte yolsuzluklar daha seçimden önce planlanıyor ve hemen bir faaliyet başlıyor.Belediyelerde bir çok yolsuzluk yolları var.İmardan tutunda,ihalelere kadar bir dizi alanda yolsuzluk yapılıyor.Hiç kimse bana ben dürüst çalışıyorum demesin. Bal tutan parmağını yalıyor.Sadece kendi serveti artmıyor,sülalesini de zengin ediyor. Her imar uygulaması değişikliğinde müteahhitten birer ikişer daireler alan başkanlar var.Bu tapuları kendi üzerlerine yapmıyorlar.Bir çoğu soy isim benzerliği olmayan başka birilerinin üzerlerine yapıyorlar. Bunu bilmeyen yok ama bunu soruşturan ne bir mülkiye müfettişi var, nede savcılar.

Son zamanlarda bir çok belediye başkanı hakkında soruşturmalar açıldı.İtirafçı Ali İhsan Aktaş adlı bir müteahhitin itirafları sonucu tamamı CHP’li belediye başkanları tutuklandı. Tutuklananlar arasında İstanbul,Antalya, Adana gibi Büyükşehir belediye başkanı var. Şu an 14 belediye başkanı cezaevinde.Tabi bu başkanlarla birlikte yüzlerce bürokrat ve belediye çalışanıda var.Ali İhsan Aktaş sadece CHP’li belediyelerden ihale almamış, bir çok Ak parti belediyelerden de ihale almış. Şayet soruşturulacaksa tüm belediye başkanları parti ayrımı yapmadan sorgulanmalıdır.Üstelik bu şahsın kuzeni Abdullah Öcalan’ın yanında poz verirken bir anda serbest bırakıldı ve DEM partinin komisyonda önerdiği listenin içinde bu şahısta var.Ne günlere kaldık.Kendi itifafçı oluyor aynı zamanda kuzeni de cezaevinden çıkıyor.Nasıl bir dolap dönüyor anlamak mümkün değil.Ve hala ihaleler alıyor işlerini devam ettiriyor.Kanunlarda rüşvet verende alanda aynı derece de suçlu değil mi?Kanun değişti de bizim mi haberimiz yok?Rüşvet aldığını söylediği insanlar içeride kendisi işinin başında.

Bu yazıyı 14 Ağustos günü sabah saatlerinde yazıyorum.Bu gün Ak partinin kuruluş yıldönümü.Başta Aydın Büyükşehir belediye başkanı Özlem Çerçioğlu olmak üzere 9 belediye başkanı Ak partiye katılacak ve muhtemelen rozetlerini Erdoğan takacak. Özlem çerçioğlu iki dönem CHP’de milletvekilliği yapmış 3 dönemdir belediye başkanı.Böyle aileden CHP’li olan birinin Ak partiye katılması kafaları karıştırdı.İddiaya göre Ali İhsan Aktaş Aydın Büyükşehir belediyesinden de ihale almış ve başkan hakkında bir soruşturma açılacakmış.Ak parti ya bize katıl yada sabahın bir vaktinde göz altına alacağız diye haber yollamış.Bu Özgür Özel’in iddiası.Tabi Çerçioğlu’nun bir çok firması var.Bunlarla ilgili bir vergi incelemesi gündemde.Zannedersem bu soruşturmalardan kurtulmak için Ak partiye geçti.Peki Ak partiye geçince şayet bir yolsuzluk yapmışsa bunun üzeri örtülecek mi?Bu şekilde insanların kendini yıllarca destekleyen seçmenlerin vicdanında aklanacak mı?Madem böyle bir korkun var istifa et bağımsız kal.Demek ki turpun büyüğü heybedeymiş.

Son yıllarda şuna şahit olduk.Kim Ak partiyi tenkit etmişse,ne kadar hakaret yapmışsa bunların çoğunun şu anda Ak partide siyaset yaptığına şahit olduk.Has parti genel başkanıyken Numan Kurtulmuşun, DP genel başkanı iken Süleyman Soylu’nun Ak parti hakkında söyledikleri arşivlerde hala duruyor.Başka milletvekili ve belediye başkanları da var.Bu nasıl oluyor anlamıyorum. Zamanında ağır hakaretler yaptığın parti içinde şimdi kimin yüzüne bakıp siyaset yapabiliyorsunuz.Bu Devlet Bahçeli içinde geçerli.O da zamanında Erdoğan hakkında söylemediğini bırakmadı ama şimdi cumhur ittifakı ortağı.Acaba bizim bilmediğimiz bir şey mi var?Bazı dosyalar mı gündeme geliyor ki bu şahıslar fikir değiştiriyor.Ben çözemedim.İşte baştan beri siyaset etiğini incelememizin nedeni bu.Ama bu etik yasası bir türlü çıkmaz.Ve siyaset yozlaşmaya,yüzsüzleşmeye devam eder. Habis bir ur gibi siyaseti kuşatmış dışarıda kalanlar etkisizleştirilmiştir.Böyle devam eder mi?Eder.Çünkü herkesin işine geliyor ve her iktidara gelen geçmişi yargılamaktan uzak duruyor.Yazık.