“Türkiye genelinde keçi sayısı yüzde 19 artarken, biz yarı yarıya düşüş yaşadık. Yine de 628 bin başla ülke sıralamasında ikinciyiz,” diyen Çandır, keçinin sadece bir üretim aracı değil, aynı zamanda bir kültürel miras olduğunu vurguladı. Çandır, Yörük kültürünün temel taşı olan keçinin Toroslar’daki binlerce yıllık geçmişine dikkat çekerek, “Keçi; doğayla uyumlu yaşamın, göçebe ruhun ve Akdeniz’in sağlıklı mutfağının sembolüdür. Keçiye sahip çıkmak, kültürümüze sahip çıkmaktır,” dedi.
Rakamlar Düşüşü Gösteriyor
Türkiye’de 2024 itibarıyla keçi sayısı: 10,8 milyon
Dünya genelinde keçi sayısı: 1,1 milyar
Antalya’daki keçi varlığı: 628 bin baş
Türkiye’deki kırmızı et üretiminde keçi eti oranı: %4,7
Keçi sütü oranı: %2,1
Antalya keçi sütü üretimi: 24 bin ton (şehir toplamının %11’i)
Keçi etinin hem sağlık hem de besin değeri açısından önemine vurgu yapan Çandır, “Az yağlı, sindirimi kolay ve kolesterolü düşük olan keçi eti, Akdeniz mutfağına yeniden kazandırılmalı,” dedi. Ayrıca, Türkiye’nin et ithal eden bir ülke olduğunu hatırlatarak, keçi etinin ulaşılabilir ve ekonomik bir alternatif olduğunu belirtti.
Keçiler Ormanların Koruyucusu Olabilir
Çandır, keçilerin yıllarca “orman düşmanı” ilan edilmesine tepki göstererek şunları söyledi:
“Kontrollü otlatılan keçiler ormanlara zarar vermez, aksine maki örtüsünü temizleyerek yangın riskini azaltır. Bu hayvanlar doğanın doğal dengesini korur.”
Avrupa’da keçi ürünlerine artan talepten bahseden Çandır, Türkiye’nin bu pazarda söz sahibi olabilmesi için coğrafi işaretleme, doğru etiketleme ve markalaşma adımlarını atması gerektiğini belirtti: “Keçiyi dünya sofralarına taşıyabiliriz. Hem üreticimiz kazanır hem kültürümüz yaşar.”
Çandır konuşmasında çobanların sosyal güvenceden yoksun bırakılmasına da dikkat çekti: “Çobanlık kutsal bir meslektir. Onların emeği olmadan keçi yetiştiriciliği sürdürülemez. Bu mesleğe değer vermek, keçi varlığını korumanın en temel şartıdır.”
Çalıştaya, ATB Başkanı Ali Çandır’ın yanı sıra Tarım ve Orman Bakanlığı HAYGEM Genel Müdür Yardımcısı Erkan Alkan, Antalya Tarım ve Orman İl Müdürü Şakir Fırat Erkal, bölgedeki Ziraat Odaları, üretici birlikleri, akademisyenler ve çevre illerden gelen sektör temsilcileri katıldı. Erkal, Antalya'nın bitkisel üretim kadar küçükbaş hayvancılığa da uygun bir coğrafyaya sahip olduğunu belirterek, keçi etinin “kokar” algısının doğru olmadığını, bu önyargının tüketimi azalttığını vurguladı.
Tarım ve Orman Bakanlığı yetkilileri ise, keçi üreticilerine verilen desteklerin artırılacağını, çoban istihdamının teşvik edileceğini ve kırsalda genç nüfusu bu alana yönlendirecek politikaların devreye alınacağını duyurdu.
Keçiye Sahip Çıkmak, Geleceğe Sahip Çıkmaktır
Antalya’da düzenlenen bu çalıştay, sadece bir hayvancılık meselesi değil; aynı zamanda doğa, kültür ve kırsal kalkınma meselesi olarak öne çıktı. Torosların yamaçlarında binlerce yıldır yaşayan bu kadim tür, doğru politikalar ve toplumsal farkındalıkla hem ekonomiye hem kültüre yeniden kazandırılabilir.
“Keçi Torosların nefesi, sofralarımızın bereketidir” diyen Çandır’ın çağrısı, yalnızca bir üretim modeline değil, bir yaşam biçimine de sahip çıkılması gerektiğinin altını çiziyor.