www.imecegazetesi.com
Suriye'de 8 Aralık 2024 tarihinde yaşanan gelişme, yalnızca Esad rejiminin sona ermesiyle sınırlı kalmadı; aynı zamanda bölgede yaşayan milyonlarca insanın geleceğini etkileyen yeni bir süreci başlattı. 1970’ten bu yana iktidarda olan Esad ailesinin yönetimi ve Baas Partisi'nin hâkimiyeti sona ererken, Suriye içindeki ve dışındaki dengeler yeniden şekillenmeye başladı.
Söz konusu gelişme, Türkiye başta olmak üzere komşu ülkelerdeki Suriyeli mülteciler için “geri dönüş” tartışmalarını da beraberinde getirdi. Ancak Türkiye, ani ve plansız geri dönüşler yerine, süreci kademeli ve gönüllü biçimde yürütmeyi tercih etti.
“Git ve Gör” Uygulamasıyla Bilinçli Dönüş Hedefi
Ocak 2025 itibarıyla yürürlüğe giren “git ve gör” politikası kapsamında, geçici koruma altındaki Suriyelilere ülkelerine kısa süreli ziyaret hakkı tanındı. Uygulamaya göre her hane halkından bir kişi, 1 Temmuz 2025’e kadar üç defa Suriye’ye giriş-çıkış yapabilecek. Ziyaretlerin amacı, bireylerin geri dönüş kararı almadan önce sahadaki durumu gözlemlemelerini sağlamak.
Ziyaretler sonrasında kesin dönüş yapmak isteyen Suriyeliler, Göç İdaresi üzerinden gönüllü geri dönüş başvurusu gerçekleştirebiliyor. Başvurular, güvenlik incelemeleri ve mülakat süreciyle değerlendiriliyor. Onaylanan kişilere seyahat izin belgesi düzenleniyor ve Türkiye’den çıkışla birlikte geçici koruma statüsü sona eriyor.
Suriye Hâlâ Güvenli Değil
Her ne kadar rejim devrilmiş olsa da Suriye’deki mevcut durum, uluslararası raporlarca “geri dönüş için uygun değil” şeklinde tanımlanıyor. Birleşmiş Milletler Bağımsız Uluslararası Suriye Araştırma Komisyonu’nun son raporunda; kuzeydoğudaki çatışmalar, kıyı bölgelerindeki belirsizlikler ve İsrail müdahaleleri, güvenlik açısından ciddi riskler olarak vurgulanıyor.
Ayrıca, Suriye'deki temel hizmetler de büyük oranda çökmüş durumda. Sağlık tesislerinin yaklaşık yüzde 43’ü ya çalışmıyor ya da sınırlı kapasitede faaliyet gösteriyor. Konut stokunun dörtte biri hasarlı. Ülke nüfusunun yüzde 90’ı yoksulluk sınırında yaşam mücadelesi veriyor. Yaklaşık 2,4 milyon çocuk ise eğitim sisteminden tamamen kopmuş durumda.
Halep Örneği Durumu Özetliyor
Türkiye’de kayıtlı Suriyelilerin yaklaşık yüzde 42’si Halep doğumlu. Ancak Halep'te elektrik kesintileri günlük hayatı aksatıyor. Devlet hastaneleri ve sağlık ocakları yalnızca kısıtlı biçimde hizmet veriyor. Bu tablo, geri dönüşün neden zamana yayılarak ve temkinli şekilde yürütülmesi gerektiğini gözler önüne seriyor.
Türkiye Geri Dönüşleri Yönetilebilir Hale Getiriyor
İçişleri Bakanlığı, sınır kapılarının işlem kapasitesini artırmak üzere çalışmalara başladı. Günde 3 bin kişi olan kapasitenin, 15 ila 20 bin kişiye çıkarılması hedefleniyor. Ancak yetkililer, bu adımın zorunlu dönüş için değil, gönüllü ziyaretlerin sağlıklı yürütülebilmesi için atıldığını vurguluyor.
Süreç Hızlı Değil, Güvenli Olmalı
Esad rejiminin devrilmesinden bu yana geçen üç ayda sadece 302 bine yakın Suriyeli ülkesine döndü. Bu rakam, toplamda 4,3 milyon kayıtlı mültecinin olduğu düşünüldüğünde oldukça sınırlı. Uzmanlar, çatışma sonrası geri dönüşlerin genellikle birkaç yıl süreceğini ve ani hareketlerin yeni insani krizleri tetikleyebileceğini belirtiyor.
“Git ve Gör” Geçici Değil, Stratejik Bir Politika
Türkiye’nin “git ve gör” yaklaşımı, hem uluslararası yükümlülüklere uygun hem de iç siyasi dengeleri gözeten bir geçiş politikası olarak öne çıkıyor. Geri dönüşler için uygun koşullar henüz oluşmasa da bu uygulama, mültecilerin hayatlarını etkileyecek kararları bilinçli biçimde almalarına olanak tanıyor.