YASALAŞTIRILMALI: YANAN YA DA YAKILAN ORMANLIK ALANLAR ORMAN VASFINDAN ÇIKARILAMAZ…

Abone Ol

Uğurola Mersin, uğurola Türkiye…

Yanıyoruz…

Türkiye’nin dört bir yanında peş peşe çıkan ya da çıkarılan yangınlarla yeşillerimiz karaya dönüştü.

Makus talih mi acaba?

Makus talih denebilir mi bu felakete?

Adeta AĞAÇ SOYKIRIMINA UĞRUYOR TÜRKİYE.

Araştırdım:

Yanan bir ormanın yerine dikilecek yeni bir ormanın tam olarak yetişmesi, yani ekolojik işlevlerini yerine getiren, olgun ve dengeli bir orman haline gelmesi 20 ila 100 yıl arasında sürebilir.

Ormanın yalnızca ağaç olması değil; kuşların, hayvanların, böceklerin, mantarların, su döngüsünün ve toprak canlılarının da geri gelmesi gerekir.

Bu da ormanı tam anlamıyla iyileşmiş kabul edebilmek için daha uzun süreler anlamına gelir.

· Doğal Yenilenme (100 yıl): Orman kendi haline bırakılırsa tam bir iyileşme yaklaşık 100 yılı bulur.

· Ağaçlandırma (50 yıl): İnsan eliyle fidan dikilirse orman daha hızlı toparlanır – 50 yılda %100’e ulaşabilir.

· Ekosistem Restorasyonu (70 yıl): Sadece ağaç değil; böcek, mantar, kuş, toprak canlıları ve su döngüsü de dikkate alınırsa süreç daha uzun, ama daha kalıcı olur.

Yani aynı insan gibi, yetiştirilmesi çok emek isteyen ve yaşamını sürdürebilmesi de en az yetiştirilmesi kadar emek isteyen bir varlık.

Çocuğunuzu doğuruyorsunuz, büyütüyorsunuz, büyüdükten sonra da sürekli izliyorsunuz; arkasını takip ediyorsunuz.

Aç mı kaldı, açıkta mı kaldı diye sürekli aklınızda.

İşte çocuklarımız kadar önemlidir ağaçlarımız, ormanlarımız.

Onları da canımız gibi korumalıyız.

Yaşamamızı sürdürmemizi sağlayan en önemli varlıklardandır ağaçlarımız, ormanlarımız.

DEĞİŞTİRİLEMEZ BİR YASAYLA KORUNMALI ORMANLARIMIZ…

Halkımızda hep bir güvensizlik duygusu hakim…

Nerede, ne zaman bir orman yangını çıksa büyük çoğunluk “bu işin altında bir iş var, kesin buraya birileri bir şeyler yapacak buraya onun için yaktılar burayı” diye düşünüyor.”

Çoğunlukla da birileri bir şeyler yapıyor yanan orman alanları zaman içinde…

Bunun önüne geçmek için şu minvalde bir değiştirilemez bir yasa çıkarılmalı; “YANAN YA DA YAKILAN ORMANLIK ALANLAR ORMAN VASFINDAN ÇIKARILAMAZ, YERİNE BAŞKA BİR ŞEY YAPILAMAZ, ANCAK YENİ BİR ORMAN YETİŞTİRİLİR.”

Bu şekilde belki de yangın olayları da bertaraf edilebilir.

Yangınların çıkma olasılıklarını en aza indirgemek için önlemler ve eğitim çalışmaları yapılmalı.

Ana Sınıflarından başlamak üzere, hani ağaç yaşken eğilir ya, biz de insanlarımızı doğayı koruma konusunda etkili bir şekilde eğitmeliyiz.

Bizim halkın Mangal Sevdası bir başka, nerede ağaçlık bir yer görsek hemen orada mangal yakma içgüdümüz harekete geçiriyor bizi.

Geçtiğimiz yıl yine yaz aylarında çıkan yangınlarla ilgili 20 Ağustos 2024 tarihinde MANGAL SEVDASI… başlıklı bir yazı yazmışım.

Rahmetli Cem Karaca’nın bir şarkısından esinlenerek kurduğum “Mangal sevdasına kardaş, yaktığınız Orman bizim…” cümlesiyle başlayan bir yazı.

Bu cümleyi şu biçimde de kullanabiliriz: “Yer Açmak Sevdasına kardaş, yaktığınız Orman bizim…

Orman köylerinde çıkabilecek yangınlara kısa sürede yerinde ilk müdahaleleri yapabilecek mekanize ekipmanla donatılmış yangınla mücadele ekipleri kurulabilir.

Orman köylüleri de ayrıca ekonomik olarak güçlendirilmelidir.

Ne de olsa ilk müdahaleyi onlar yapacaktır.

Bu konuda uzmanlar çalışıp bir plan ortaya konsun, bir yangınla mücadele yönetmeliği çıkarılsın.

Herkes görevini bilsin ve yapması gerekenleri yapsın.

Yoksa böyle her yangından sonra suçlu arayıp birbirimizi yemeyelim.

ÇOCUKLARA, GENÇLERE…

Unutma!

Bir kıvılcım ormanı yok eder, Bir çocuk dünyayı değiştirir!

Ormanlar nefesimizdir: Oksijen üretir, karbonu tutar

Ateşin Şakası Yok! Ormanlar Yanmasın!

Doğaya Atılan Her Çöp, Geleceğe Atılmış Bir Tehdittir

Orman hayvanların evidir, saygılı ol!

Yangın görürsen HEMEN 112’yi ara!

Hoşça kalın, haftaya yine buradayız…