Yarıyıl tatili, 20 Ocak 2023 Cuma günü başlıyor.

On sekiz milyon öğrenci, dinsel bir eğitim sisteminde aldıkları eğitimin yorgunluğunu azda olsa gidermek için, yarıyıl tatiline ayrılıyor.

Ezberci bir eğitim sistem ile biat kültürü kazandırılmaya çalışan öğrenciler, bu eğitim anlayışı ile var olan özel yeteneklerini ve kapasitelerini geliştirmeleri olanaksızdır.

Eğitim sistemi, öğrenciyi düşünmeye, nasıl öğreneceğini, sorgulama yeteneğini geliştirmeye, hayatta karşılaştığı veya karşılaşabileceği sorunları çözme yeteneği kazandırıp geliştirmeyi amaçlar.

Okulların neredeyse tamamına yakının imam hatipleştirildiği, sistemin dinsel ağırlıklı duruma getirildiği bir eğitimle bu amaç nasıl gerçekleşebilir?

Öğrencilerimiz karneleri ile yarıyıl emeklerinin karşılığını not olarak görecekler.

Veliler, gelen kırık notlar için çocuklara asla ve asla olumsuz davranışlarda bulunmasınlar. Her çocuğun zeka ve yeteneği farklıdır.

Veliler, öğrencilerden kendilerinin başarmak isteyip de asla başarmadığı konularda, başarı bekler. Bunun gerçekleşmesi olanaksızdır.

Her öğrenci başarılı olmak için elinden geleni yapmaya çalışır.

Fakat eğitim sistemi, aile ortamı, sınıfında ve eğitim kurumundaki ortam, öğrencinin psikolojisini olumlu veya olumsuz etkiler.

Veliler, lütfen bu durumları göz önüne alarak çocuğun durumunu değerlendirmeli.

Öğrencilerimizin sayısı birçok ülke nüfusundan fazladır.

Bu ülkemiz için büyük bir avantajdır.

Genç bir nüfusumuz var ve iyi bir eğitim vermek zorundayız.

Eğitim, her çocuk için mecbur ve zorunludur ve anayasal bir haktır.

Devlet, bunu gerçekleştirmek için gerekli ortamı hazırlamak zorundadır.

Eğitim laik ve karma eğitimdir.

Gerçekte ise eğitimin laikliği gerçek anlamda değil, sözdedir.

Ama eğitim sistemin dinselleşmesinde oldukça ileri gidiliyor.

Van'da iki lisede kız ve erkek öğrenciler ayrı sınıflarda okutulduğu gibi giriş kapıları dahi kız erkek diye ayrılıyor.

Bu temel eğitim yasasının 15. maddesine tamamen aykırı bir durumdur.

Ayrıca 512 bin öğrenci okula gitmiyor.

Bu çocuklar, sabah okula gitmesi gerekirken, sanayi ya da iş yerlerine gidiyor, eline kalem yerine anahtar, torna vida alıyor. Oysa bu çocukların beklide ne güzel idealleri vardır.

Bu ideleri gerçekleştirmek onların en doğal haklarıdır.

Yirmi birinci yüz yılda dahi toplumun bazı çevrelerinde, 'Kız çocuğu okur muymuş, okuyup da ne olacak?' Sözlerini işitiyoruz.

1987 yılında yurt dışında görev yaptığım sırada, Fransa'nın Strasbourg Üniversitesinde görevli Japon Akademisyen bir diplomatımızla misafirim olmuşlardı. Japon konuşma sırasında, benim 'Alfabenizde kaç harf var?' Soruma yanıt verirken şu cümleyi sarf etti:

'Bizde üç bin kadar şekil var ve okuma yazma oranımız yüzde yüz. Sizin Alfabenizde yirmi dokuz harf var ama okuma yazma oranınız daha bize göre çok düşük. Ayrıca Nüfusunuzun yarısını meydana getiren kadınların, okumasını istemiyorsunuz. Nüfusunun yarısının cahil kalmasını isteyen bir toplum nasıl kalkınacak?' Demişti.

Bu yanıt doğru ve adam haklıydı.

Eğitim sisteminin bilimsellikten uzak olmasının yanında, halen okula gitmeyen ya da gidemeyen yüz binlerce çocuk var.

Ayrımcılığa en çok uğrayan Roman çocuklarında ise, liseyi bitirme oranı yüzde yedi, üniversiteyi bitirme oranı ise binde beştir.

Sınıf mevcutları da kalabalıktır.

Sınıfların kalabalık olması eğitimin önemli sorunlarından birisidir.

Zira öğrenci başına düşen zaman azalır ve eğitimin kalitesi, verimliliği de düşer.

Bir sınıfta 40-45 öğrencin bulunması ile 20-25 öğrencinin bulunması eğitimin kalitesini ne adar etkilediğini her eğitimci çok iyi bilir.

Eğitim sistemi laik ve bilimsel olmadan verilen eğitimle aydın ve sorgulayan insan değil, biat eden insan yetişir.

Öğrencilerimize iyi yarıyıl tatili ve başarılar diliyorum.

Çocuklarımız geleceğimizin teminatıdır, iyi bir eğitim görmesi gerekir.

20 Ocak 2023 Cuma.

Ahmet Yılmaz.