CHP, bugün Genel Başkan Özgür Özel'in katılımıyla Yozgat'ta 'Millet İradesine Sahip Çıkıyor' mitingi düzenledi. Binlerce kişi meydanı doldururken, çiftçiler yaklaşık bin traktör ile konvoy oluşturdu.
Miting öncesi Yozgatlı çiftçiler traktörleriyle CHP Genel Başkanı Özgür Özel'i karşılamak için toplandı.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, konvoy oluşturan çiftçilerle buluştu. Özel, çiftçilerle birlikte traktörler ile miting alanına geldi.
EKREM İMAMOĞLU'NUN MESAJI
Yozgat'taki mitingde CHP'nin tutuklu Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu'nun mesajı okundu.
İmamoğlu, mesajında, "Bir aydır, hep birlikte bir büyük mücadelenin içindeyiz. Anadolu’nun dört bir yanında, milyonlarca vatandaşımız iktidarı uyarıyor, doğru yola davet ediyor. Zengini de yoksulu da sağcısı, solcusu, orta yolcusu da iktidardan aynı şeyi istiyor: ‘Milleti dinle, millete saygı göster. Demokrasi dışına çıkma, devlete ve hukuka güveni zedeleme.’ Milletin talebi budur ve artık tahammülü kalmamıştır. Millet, bu noktaya bir günde gelmedi. İktidarın yanlış ve kötü niyetli ekonomi politikaları nedeniyle, dar gelirlilerin hali yıllardır perişandı ama iktidar hiç umursamadı. Yozgat’ın traktörleri yıllardır dert ekiyor, borç biçiyordu ama iktidar hiç umursamadı" dedi.
"Milletimiz, yaşadığı onca sıkıntıya rağmen sabırla, sandığın önüne gelmesini bekliyordu" diyen İmamoğlu, şunları söyledi: "Ama iktidar; 19 Mart’ta, birkaç saat içinde, devlete ve hukuka güveni yerle bir etti. İktidar, birkaç saat içinde, demokrasiye, milletin iradesine büyük bir darbe vurdu. Akşam, benim 30 yıllık diplomamı yetkisiz bir kurula iptal ettirdiler; sabah da beni ve arkadaşlarımı gözaltına alıp, tutukladılar. İspatsız, delilsiz, gizli tanıkların yalan yanlış beyanlarıyla hazırlanmış, tamamen siyasi maksatlı bir davayla beni zindana atıp, önümüzdeki seçimi garantiye alacaklarını zannettiler. Milletin önünde benimle mertçe yarışmaya cesaret edemeyenler, yargının arkasına sığınıp yalancı pehlivanlık yapmaya kalktılar. Çeyrek asırlık iktidarlarının sonunda artık millete değer vermez, saygı duymaz hale geldikleri için, ‘kimse sesini çıkarmaz’ diye hesapladılar. Ama millet ayağa kalktı ve onların bütün hesaplarını bozdu. Milletimiz, demokrasi ve adalete sahip çıkmanın partiler üstü, milli bir mesele olduğunu gösterdi."
Erken seçim vurgusu yapan İmamoğlu, "Ülkemizin içinde bulunduğu şartlar çok zordur, çok kritiktir ama çözümü de bir o kadar basittir. Milletin hakemliği, her derdin devasıdır. Sandık gelir, milletin dediği olur, herkes boyunun ölçüsünü alır ve milletçe yepyeni, temiz bir sayfa açarız. İktidar, bugün erken seçim kararı alsa, yarın ekonomide kötüye gidiş durmaya başlar, toplumsal huzursuzluk azalır. Serbest ve adil bir seçim sonucunda, milletin iradesiyle iş başına gelen her iktidar, Türkiye için büyük bir kazançtır. Milletin hakemliğinden kaçan her iktidar ise Türkiye için büyük bir zarar ve yıkım demektir. Onun için, AK Partiye ve Milliyetçi Hareket Partisi’ne oy vermiş tüm vatandaşlarımızı da erken seçim talebine destek olmaya davet ediyorum. Millet büyüktür ve son kararı o verir" ifadelerini kullandı.
İmamoğlu, son olarak şunları söyledi: "Biz, milletten aldığımız güçle, demokrasi ve adalet mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz. ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ diyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün izinden yürümekten asla vazgeçmeyeceğiz. Tarih boyunca, en zor şartlarda nasıl birlik olup başardıysak, yine başaracağız. Hep birlikte başaracağız. 86 milyonun gücüyle, 86 milyonun kardeşliğiyle başaracağız. Hep birlikte adaletin iktidarını kuracağız. Üretimde, tüketimde adaleti sağlayacağız. Gelirde, vergide adaleti sağlayacağız. Eğitimde, sağlıkta adaleti sağlayacağız. Sokakta, mahkemede adaleti sağlayacağız. Çünkü adalet, en büyük nimettir, en büyük fazilettir. Adalet en büyük güç, en büyük zenginliktir. Adalet gelecek, her şey çok güzel olacak. Yolumuz açık olsun."
ÇİFTÇİ CEYLAN: BU DÜZENİ YIKACAĞIZ
Yozgatlı çiftçi Abdullah Ceylan, mitingde yurttaşlara seslendi.
"Mitingi başlatan, çiftçilere örnek olan, hakkını arayan, hakkını yedirmeyen bir çiftçi olarak sizlere sesleniyorum" diyen Ceylan, "Adalet istiyoruz. Yolsuzluğa, hukuksuzluğa, adaletsizliğe çiftçiler olarak izin vermeyeceğiz. CHP Genel Başkanı ve CHP’nin Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu’na teşekkür ediyorum. Onu yatırmayacağız, onu kurtaracağız. Ahdımız var, iktidara geleceğiz. Ben çiftçi olarak röportaj yaptım. Bana 1 milyon lira ceza yazmışlar. 100 milyon lira yazmazsanız, namertsiniz" dedi.
Ceylan, şunları söyledi: "Hakkını aramayan, malının değerini takip etmeyen çiftçilere sesleniyorum. Bu düzen böyle gittikçe açlıktan, sefaletten, beceriksizlikten kurtulamayacağız. Bu düzeni yıkacağız, yıkacağız, yıkacağız... Ben şunu tavsiye ediyorum. Devleti yöneten bir insan, turp ile, şalgam ile devlet idare edilmez. Adalet ile, hukuk ile idare edilir. Bunları onlara hesabı geldiğinde soracağız. Ben çiftçiyim çiftçi. Halk için millet için çalışan çiftçiyim. Size söz veriyorum. Çok güzel olacak, çok güzel olacak, çok güzel olacak. Vatan için millet için hayırlısı olacak. Bu düzen bitecek."
ÖZGÜR ÖZEL'DEN ERDOĞAN'A TEPKİ
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, mitingde yaptığı açıklamada, "Yozgat onlara oy verdi diye, onlar Yozgat’ı çantada keklik sandılar. Bilmezler ki artık Yozgat uyanmıştır, bu millet uyanmıştır. Yozgat zulme susmamış, bugün de bu meydana sığmamıştır" ifadelerini kullandı.
"Yozgat’ın bütün Türkiye’yi ayağa kaldıran, kornalarına basınca 81 vilayetten duyurun, dünya basınına konu olan çiftçileri yola çıktılar diye, tepki gösterdiler diye çiftçiye destek yollaması gerekenler önce önüne jandarmayı koydular" diyen Özel, "Milletin evladı jandarma erlerini, milletin çiftçisinin karşısına diktiler. Sonra çiftçiye sahip çıkması, destek yollaması gerekenler çiftçilere o traktörler güya trafik güvenliğini tehlikeye atıyor diye ceza tebligatları postaladılar" ifadelerini kullandı.
Özel, şunları anlattı: "Her birimiz bunu görünce içimiz sızladı. Biz her birimiz bunu görünce, ‘Bunu hak etmediler, biz bunu sahiplenmek istiyoruz’ dedik. İl Başkanımı aradım, Abdullah Başkan’ı. ‘O çiftçilere ulaşalım, cezalarını ben üstleneceğim’ dedim. Ardından da Silivri Cezaevi’ne ziyarete gittim. Ekrem Başkan; her gün, her fırsatta birbirimizi dışarıda günde birkaç kez aradığımız, hatırını sormadan, iyi olduğunu bilmeden rahat edemediğim Ekrem Başkanımız, Silivri zindanındaydı. Onu ziyarete girdim. Her seferinde özlemle sarılırken, bu sefer aramızda bir tartışma çıktı. Dedi ki, ‘Genel Başkanım oldu mu şimdi?’ Dedim, ‘Ne oldu?’ Dedi ki, ‘Traktörler bana destek için çıktı. Ben bu cezaları ödeyeceğim demiştim. Bir baktım televizyonda, Genel Başkan ödeyecek diyor. Nasıl olacak şimdi?’ Dedim ki, ‘Ekrem Başkan biz seninle bugüne kadar hiç tartışmadık, hiç ayrı düşmedik. O zaman aramızdaki kardeşlik hukukuna göre bunu da kardeş payı yapacağız. Yarısı benden, yarısı senden."
"SEÇİMLE GİTMEK İSTEMİYORLAR"
"Sandıkla gelen, sandıkla gider. Ama seçimle iş başına gelenler, şimdi seçimle gitmek istemiyorlar. Yozgat’ın da Türkiye’nin de önünden sandığı kaçırmak istiyorlar. Oysa demokrasilerde mühür milletin elindedir" vurgusunu yapan Özel, şunları ifade etti:
"Tam bir ay önce 19 Mart günü, bir sivil darbe girişimi yaşadık. Ülkemiz adına üzülerek söylüyorum ki bu darbe için okyanus ötesinden, bu darbe için Amerika Birleşik Devletleri’nden, bu darbe için Trump’tan izin aldılar, icazet aldılar. Daha önce Ekrem Başkan’ın İstanbul’un helal oylarıyla kazandığı seçimin mazbatasını bir iftar sofrasında iptal etmişlerdi. Onun üzerine Ekrem Başkanımız kolları sıvamış, ilk seçimde aldığı 13 bin oyun üstüne 806 bin oy farkla İstanbul’u tekrar seçimde yeniden kazanmıştı. O gün bu hazımsızlığı yapanlar, bugün de bu sefer de yine bir Ramazan gününde, ben Ankara’da şehit ailelerimizle iftardayken, Ekrem Başkan İstanbul’da bir yoksul ailenin evinde iftar sofrasındayken, iftar vakti karar verip Ekrem Başkan’ın diplomasını iptal ettirdiler. Aslında 35 yıl önce ilanla öğrencileri çağıran ve ardından 31 yıl önce diploma veren üniversite, diplomayı iptal etsin diye fakülteye, esas diplomayı düzenleyen işletme fakültesine yolladı. Onlar bu diplomayı iptal edemeyeceklerini söylediler. Dekan istifa etti, onurunu korudu ama bu yanlışa girmedi. Zorladılar, yedi kişiden dördünün kararı gerekiyordu, ikisini zorla ikna ettiler, gerisi ‘Olmaz’ dedi. Çarşamba günü bu toplantı yapılacak Salı akşam iftar saatinde apar topar ilgisiz bir yönetim kurulunu toplayıp, diplomayı başka yerden iptal ettirdiler. Ve biz bu haksızlığa, bu adaletsizliğe isyan ederken bu sefer aynı gecenin sahurunda binlerce polis otomobili, polis otobüsüyle yolları kesip Ekrem Başkan’ın evine gidip onu evinden gözaltına alıp Vatan Emniyet’e götürdüler.
Buradan Sayın Erdoğan’a bir kez daha hatırlatıyorum. Yozgat Meydanı’ndan. Sen de İBB Başkanı iken çeşit çeşit suçlamalarla yargılandın. Defalarca ifadene başvuruldu. Ne rüşvet kaldı, ne irtikap, ne ihaleye fesat karıştırma kaldı, ne terör örgütlerine destek. O günlerde biz o yapılanları yanlış buluyorken, bugün kendisine o gün yapılanları teker teker Ekrem Başkan’a yaptırtan Erdoğan’a sesleniyorum. Sen görevin boyunca onlarca kez yargılandın, peki bir kez sabah evine polis geldi mi? Sabaha karşı şafak vakti kapını sarıp da seni eşinin, çocuklarının önünden alıp da koluna girip de emniyete götürdüler mi? Sen yargılandın, ceza aldın ama kimse seni görevinin başından ceza ta Yargıtay’da onaylanana kadar ellemedi. O gün bile cezanı çekmeye Saraçhane’de miting yaparak, böyle bir otobüsün üstünden konuşma yaparak, davulla, zurna ile uğurlandın, üç ay yattın çıktın partini kurdun. Millet sana yapılanlarda bile haksızlık ve mağduriyet gördü, seni iktidara getirdi. Bugün sen sana yapılanların bin katını yapıyorsun. Bırak birinci kademe, bırak istinaf, bırak Yargıtay’da onaylanma, sen de hepsi beklendi. Daha iddianame yokken tutuklama, kayyım atama, yerine seçilmemiş birini getirmeye çalışıyorsun. Sen geçmişin mağdurusun, bugünün zalimisin Erdoğan. Zalimisin. Buradan Erdoğan’a sesleniyorum. Gözünün içine baka baka söylüyorum. Gözünün içine baka baka. Bu yaptığın yiğitlik değildir, bu yaptığın mertlik değildir. Bu yaptığın korkaklıktır, korkaklıktır, korkaklıktır."
SERMAYEDARLARA SESLENDİ
Açıklamasında iş insanlarına seslenen Özel, şunları söyledi:
"Asla ve asla şöyle düşünmeyin. ‘Cumhuriyet Halk Partisi gelecek. CHP işçinin dostudur, CHP emeklinin dostudur CHP zenginin, sermayenin düşmanıdır.’ İşçi dostu olduğumuz doğrudur, emekli dostu olduğumuz doğrudur. Garibandan, yoksuldan yana olduğumuz, çiftçiyi milletin efendisi gördüğümüz doğrudur. Ancak bu iktidar gibi hukuku ayaklar altına almayıp baş tacı edeceğimiz için, kuvvetler ayrılığı yeniden tesis edeceğimiz için, Atatürk’ün gösterdiği yolda Avrupa Birliği’ne doğru yürüyüp Türkiye’yi gerçek bir demokrasi ile buluşacağımız için bugün kaçan sermaye de gelecek, gelmeyen yatırımlar da gelecek. Türkiye’nin risk primi bugünkü gibi 300’lerde 400’lerde değil, olması gerektiği gibi 50’lerin altına inecek. Borç alırken de ortak bulurken de sıkıntı çekmeyeceksiniz.
Ve CHP iktidarında sermaye daha çok kazanacak, üretim daha fazla olacak, şirketler daha çok kazanacak. Ama bugünden farkı adaletli bir vergi sistemiyle kazanılan para bölüşülecek, yoksulluk bitecek, işçinin de patronunun da aynı anda yüzü gülecek. Avrupa’da hukukun üstün olduğu dünya ülkelerinde yoksul işçi yoktur, açlık sınırının altında olmayı bırak, bugün açlık sınırı 25, asgari ücret 22. Aksine yoksulluk sınırının altında asgari ücret yoktur. Bugün yoksulluk sınırı 70 bin lira. O yüzden hem iş adamının kazanacağı, hem asgari ücretlinin yüzünün güleceği hem de emeklinin en az bir asgari ücret kadar emekli maaşı alacağı yarınlar iktidarımızdadır, o günler çok yakındadır."
İKTİDARIN EKONOMİ POLİTİKALARINA TEPKİ
İktidara ekonomi politikaları nedeniyle tepki gösteren Özel, "Bu darbeciler zaten zorda olan ekonomimizin belini kırdılar. Merkez Bankası’ndan bir günde tam 30 milyara yakın rezerv satmak zorunda kaldılar. Bugüne kadar yakılan toplam rezerv 50 milyar dolardır. Ve borsaya 31,5 milyar dolar değer kaybettirdiler. Yabancı yatırımcı kaçtı, Türkiye’nin risk primi 371’e kadar yükseldi" dedi.
Merkez Bankası'nın faiz artırma kararına değinen Özel, şunları söyledi: "Ve dün, evvelsi gün aslında işler normal gitse 2,5 baz puan düşmesi gereken faiz, bırakın düşürülmeyi, 3,5 puan artırılmak zorunda kaldı. Yani öyle bir iş oldu ki Ekrem İmamoğlu’na yaptıklarının karşılığı, altı puan faiz artışı oldu. Dünyada ekonomiler A’dan Z’ye sıralanıyor. En zengin ülkeleri, en müreffeh ülkeleri biliyoruz. İskandinav ülkelerini, Avrupa Birliği ülkelerini, Amerika’yı, Kanada’yı biliyoruz. A’dan Z’ye dizilince en sonda Zimbabve ile Venezuela var. Dünden itibaren dünyanın en yüksek faizi, hani Erdoğan faize karşı ya, hani faiz sonuç değil sebep ya, hani Nas var ya. Erdoğan’ın Türkiyesi Türkiye’yi yüzde 48, yüzde 46 faize getirdi. Ve alfabenin son üç harfi ve V-Y-Z. Maalesef en yüksek faizle Venezuela, Yozgat ve Zimbabve. Yozgat’ı, Zimbabve ile Venezuela’nın arasına sokanlara yazıklar olsun."
KANAL İSTANBUL TEPKİSİ
Kanal İstanbul konusunda tepki gösteren Özel, "Ekrem Başkan’ın içeride olmasından istifade ile bir kez daha Katarlılara verdiği sözü tutmak için seçimden önce sorulduğunda ‘Kanal İstanbul gibi bir şeyimiz yok’ diyen, yani İstanbullunun kanal istemediğini bilip yalan söyleyenler, hızla Kanal İstanbul projesine giriştiler. İstanbul’un suç içtiği Sazlıdere’yi su kaynağı olmaktan çıkardılar, çevresini imara açtılar. Onlarca müteahhit firmayı davet edip, 24 bin konutun inşaatına telaşla başladılar. İstanbul’u kazanırken Ekrem Başkan ne demişti? ‘Ya kanal ya İstanbul.’ İstanbullular kanalı değil, İstanbul’un geleceğini, Ekrem Başkan’ı tercih etmişlerdi. ‘İstanbul’un muhafızı’ şu anda Silivri’de yatsa da İstanbul’u korumaya, İstanbul’a sahip çıkmaya devam ediyor. Buradan biz de Ekrem Başkanımızla birlikte diyoruz ki: İstanbul’un istemediği o kanalı yaptırmayacağız. İstanbul’a hançer vurdurtmayacağız!" diye konuştu.
AKP VE MHP SEÇMENLERİNE SESLENDİ
AKP'li ve MHP'li seçmenlere seslenen Özel, "Bu haksızlık yapanları, bu kul hakkı yiyenleri, bu iftira atanları daha fazla sırtınıza taşımayın. Atın onları sırtınızdan. Milletin kapısını millete kapatanlara, adalet kapısını millete kapatanlara, gelir kapısını millete kapatanlara artık milletin de kapıyı kapatması, onları dışarıda bırakması ve kendisini kim düşünüyorsa onlara sahip çıkması gerekmektedir" ifadelerini kullandı.