Akdamar Kilisesi Vaspurakan Hanedanı, Kral I. Gakik tarafından, Kudüs'ten İran'a kaçırılıp 7. yüzyılda Van yöresine getirildiği düşünülen Hakiki Haç'ın bir parçasını barındırmak maksadıyla 915-921 yıllarında yaptırılır.Akdamar Kilisesi 1113’te manastıra dönüştürülür ve Ermeni Patrikliği Merkezi olur. Manastır olduktan sonra da Ermeni Kutsal Haç Kilisesi adı ile anılmaya başlar. 2007 yılında yapılan restorasyondan sonra Anıt Müze olarak hizmete girer.

Ortaçağ Ermeni sanatının en parlak eseri olan Kilise, merkezi kubbeli, dört yapraklı yonca biçimli haç planına sahiptir. Orta mekan yüksek kasnaklı, içten kubbe, dıştan piramidal külahla örtülüdür. Kızıl andezit taşından yapılan kilisenin dış cephesi, alçak rölyef şeklinde işlenmiş zengin bitki ve hayvan motifleriyle ve İncil ve Tevrat'tan alınmış çeşitli sahnelerle donatılmıştır. Yunus Peygamber’in denize atılması, Hz. Meryem ve kucağında İsa, Adem ile Havva'nın Cennet'ten kovulması, Hz. Davut ile Kral Goliat'ın mücadelesi, Samson Filistinli ikilisi, ateşte üç ibrani genci ve Aslan ininde Daniel sahneleri bu sahnelerin başlıcalarıdır. Batı cephede Kral Gagik'i kilise maketini Hz İsa’ya sunarken gösteren bir sahne vardır.

Dört yöndeki alınlıklarda İncil yazarları boydan tasvir edilmiştir. Cephenin alt ve üst kesimlerinde, asma sarmaşığından oluşan kuşakların içlerinde,av sahneleri, çeşitli hayvanlar, güreşçiler ve sarayla ilgili dünyevi sahneler işlenmiştir. Kilisenin içerisindeki Hz. İsa ile ilgili konuların işlendiği freskler maalesef, günümüzde büyük ölçüde zarar görmüştür.

Adadaki yabanıl yaşam da oldukça  dikkat çekici. Her an karşınıza çıkan tavşanlar, adayı mesken tutan çeşitli martı ve karga türleri, adaya ayrı bir doğallık katmışlar.

            Kış mevsiminde çevresini saran Artos Dağı’nın karlı zirvesiyle, ilkbaharda eşsiz güzellikteki mavi çiçekli badem ağaçlarıyla, yazın da Van Gölü'nün ve gökyüzünün birleşen mavisi ve  yemyeşil doğasıyla Akdamar Adası ziyaretçilerine, büyüleyici manzaralarını sunmakta oldukça cömert davranıyor.