31 Mart seçimlerinde millet CHP’ye çok büyük bir avans verdi.CHP yaklaşık yüzde 38 oy alarak yüzde 35 oy alan Ak partiyi geçti. Tam 47 yıl sonra Chp birinci parti oldu.Adeta Türkiye haritası kırmızıya boyandı.Nüfusun yüzde 65’ şini ekonomik olarakta yüzde 80’nini CHP’li belediyeler yönetecek.Bu muazzam bir başarıdır.Özgür Özel,Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu kendilerinin bile beklemediği büyük bir başarı elde ettiler.Ve bu başarılarıyla övünmek haklarıdır.İktidarın tüm engellemelerine,elindeki kozu sonuna kadar kullanmalarına hatta yerel yönetimle iktidar uyumlu olmazsa hizmet gelmez tehdidine rağmen bu başarıyı yakalamak haklı olarak CHP’nin ileriye dönük iktidar umutlarını artırdı.Cumhurbaşkanlığında iddialı bir konuma getirdi.Üstelik seçim sonu yapılan anketlerde oyunu artırdığı görüldü.Milletin bu teveccühü Chp yönetiminde memnuniyetle karşılandı.Bu zaferle CHP genel başkanı elini daha da güçlendirmek için pozitif mesajlar veriyor.Önce Erdoğan’la görüştü ardından Bahçeli ile görüştü.Bunlar ülkemiz açısından olumlu gelişmeler ki;bunun mimarı Özgür Özel’dir.Türkiye’de birinci parti olmasaydı bu olumlu hava mümkün değildi.Güzel de oldu. Burada hiç kimse yanlış hesap yapmasın.Bir normalleşme adımı atılıyorsa buradan her iki taraf kazançlı çıkar.Esasen halkımız kazançlı çıkar.Kazan kazan taktiği.Halkımız yıllardır kutuplaştırıcı siyesetten bıktı.Artık normalleşme istiyor.

      CHP’ye millet bir avans verdi demiştik.Bu sadece CHP’liler oyu değil.Bu oyların içinde DEM Partinin,İYİ Partinin,Ak partinin,MHP’nin oyları var.Milletin ekonomik olarak artık dayanılmaz hale gelmesinin neticesi.Yoksa daha 9 ay önce birinci parti olan Ak partinin bir anda ikinci parti olacağını kimse beklemiyordu.Esasen milletvekilliği seçiminde yine aynı millet oyunu Ak partiye vererek bir avans vermişti.O dönemde 6’lı masanın yanlışları bu sonucu doğurmuştu. Halk Ak partiye oy verirken şu maaşlarımızı düzelt,geçinemiyoruz dediler.Endlasyonu düşür,şatafattan vazgeç,mülakatı kaldır demişti.Ama Ak parti bunlardan hiç birini yapmadı.Ekonomi can yakmaya devam etti.Ve bu millet Ak partiye kırmızı kart gösterdi.Bak sen tek alternatif değilsin dedi.Çok büyük bir destekle CHP’ye yöneldi.Tabi CHP’nin boynuna da büyük bir yük yükledi.Seni deniyorum dedi.Şayet sende aklını başına almazsan tekrar eski partime dönerim diye ikaz etti.

      CHP’li belediyeler göreve başladıklarında devasa bir borç yükü ile karşılaştılar.İnanılmaz israfın faturası CHP’li belediyelere kaldı.Öyle ki;bir çok belediye bırakın hizmet yapmayı çalışanının maaşını bile ödeyemeyecek haldeydi.Hatta bir belediye başkanı kendi imkanıyla çalışanın maaşını ödedi.Seçimden önce çok işçi almıştı Ak partili belediyeler.Bir çok çalışan bankamatik memuruydu.Hiç işe gelmeden maaş alıyorlardı.Belediyenin içini şatafatlı ve konforlu mobilyalar ile donatmışlardı.Üst üste seçim yaklaşırken gereksiz ihaleler verilmiş,gecenin bir yarısında kasada ne kadar para varsa yandaş müteahhitlere kesilerek kasa tam takır hale getirilmişti.İşte CHP’li belediyeler böyle bir tablo ile karşı karşıya kalmıştı.Borçları belediyelere astıkları listelerle tek tek halka duyurdular.Ama ne yazık ki eski yönetimi bu konuda sorumlu tutmak bu sistemde mümkün değildi.Çünkü bir belediye başkanının yargılanması için İçişleri bakanının izni gerekiyor.Bu mümkün değil.

      Peki vaziyet bu kadar vahimken CHP’li belediye başkanları ne yapacak.Eli kolu bağlı oturacak mı?Tabiki oturmayacaklar. Oturmamalılarda.Bir taraftan borçları öderken yeni kaynaklar sağlayarak halka hizmet edecekler.Bak Yeniden Refah Partisi kazandıkları tüm belediyelerde Refah marketler açacaklarını söylüyorlar.Aynı yolu Chp’li belediyeler de pekala yapabilirler.Halka dokunan maliyeti fazla olmayan yatırımlara yönelebilirler.Halkın günlük yemek ihtiyacını lokantalar açabilirler.Dar gelirliye kart dağıtarak ihtiyaçlarını karşılamasını sağlayabilirler.Ucuz ekmek büfelerinin sayılarını çoğaltabilirler.En önemlisi atadığı üst kademelere liyakatli kişileri getirebilirler. İki gündür Bursa Büyükşehir Belediye başkanının yeğenini müdür olarak aradığını konuşuyoruz.Neyse ki gelen tepkiler üzerine başkan bu tutumundan vazgeçti.Bir kaç belediyede yine böyle haberler geliyor.Özgür Özel özellikle bu konuyu vurgulamasına rağmen böyle şeylere teşebbüs eden başkanlar varsa Chp yönetimi konuya müdahil olmalıdır.

      CHP’li belediyenin başarılı olması için bir üst kondisyona gerek var.Bu iş için Yılmaz Büyükerşen ve Murat Karayalçın başkanlığında işi çok iyi bilen bir ekibin oluşturulacağı dile getirilmişti.Bu tür akraba, eş dost kayırmacılığının önüne geçmek için bu ekip sıkı bir çalışma yapmalı ve atanacak üst düzey memurların sicili dört dörtlük incelenmeli.Eskiye benzememek için yeni bir yol bulunmalı.Keza yatırımlar içinde ve yapılacak projeler içinde bu üst kurulun doğrudan direktifleri olmalı.Her belediye birbiriyle koordineli çalışmalı,Büyükşehir belediyeleri daha küçük belediyelere destek çıkmalıdır.Her belediye başkanı kafasına göre bir eylem yaparsa başarılı olması mümkün değil.Tüm başkanlar ileride yapılacak milletvekilliği ve cumhurbaşkanlığı seçimini düşünerek hata yapmamaya dikkat etmeli. Aksi taktirde CHP’li belediyelerin başarısızlığı milletin verdiği bu krediyi heba etmekten başka bir işe yaramayacaktır.