Barış Manço’nun ‘’Hemşerim Memleket Nire’’ adlı şarkısında, şarkıya adını veren soru sorulur ve cevap şu şekilde verilir.

"Hemşerim memleket nire?"

Bu Dünya benim memleket

Hayır anlamadın, hemşerim esas memleket nire?

Bu Dünya benim memleket

(Tövbe, tövbe, tövbe)

Sanatçı bu şarkı sözlerini yazarken farkında olmadan modern dünya vatandaşı kavramına atıf mı yapmıştı bilinmez ama bilinen bir gerçek var ki kendisi sağlığında bu kavrama tam bir uyum içinde yaşadı.

Sözlüğe göre "Modern dünya vatandaşı" terimi, küreselleşme çağında yaşayan ve genellikle çeşitli kültürlerden etkilenmiş bireyleri tanımlar. Bu bireyler genellikle teknolojinin getirdiği imkanlardan faydalanır, farklı kültürleri anlamaya ve kendi dünya görüşlerini şekillendirmeye çalışırlar. Modern dünya vatandaşları, yerel ve küresel düzeyde etkileşimde bulunabilir, çok dilli olabilir ve farklı kültürel pratikleri benimseyebilirler.

Adı üzerinde konu ‘’çeşitliliği benimseme’’ konusu olunca toplum olarak bizim bu konuda nerede olduğumuzu düşünmeden edemiyorum. Ayrışma, yaşamımızın birçok alanında hükmünü sürdürüyor. Elbette kişilerin kendilerini yakın ve ait hissettikleri olguların olması gayet normal bir durum fakat bu aidiyet, hissettiğimiz yerlerin dışındaki tüm alanlarla savaş halinde olmamızı gerektirmiyor.

Dünya vatandaşlığının tanımı bazı kaynaklarda bilgi, beceri ve anlayış kavramlarıyla bütünleşiyor. Anlayış ve hoşgörü yani kendinden olmayana duyulan saygı, dünya vatandaşı olmanın basit ama önemli bir adımı olarak görülebilir.

Modern dünya vatandaşı olmak, çeşitli kültürleri anlamaya, farklı perspektifleri kabul etmeye ve dünya çapındaki olaylar hakkında bilgi sahibi olmaya dayansa da tüm bunlar bizim bulunduğumuz yeri değiştirmemizi gerektirmiyor. Kendi kültürümüze bağlı kalarak, Kültürel çeşitliliği keşfedebilir (Örneğin yabancı kültürlerin sanatını, edebiyatını, müziğini ve yemeklerini keşfedebilir), küresel olaylara ilgi gösterebilir, farklı bakış açılarına saygı duyup ve başkalarının deneyimlerini anlamaya çalışarak empati geliştirebiliriz.

Bu konuda bilinen en iyi örneklerden biri (biraz marjinalde olsa) Garry Davis’tir.

Garry Davis, dünya vatandaşlığı kavramının önemli bir savunucusu ve uygulayıcısıydı. İkinci Dünya Savaşı'nda Amerikalı bir pilot olarak görev yaparken, savaşın dehşetini ve uluslararası çatışmaların insanlığa verdiği zararı deneyimledi. 1948 yılında, savaş sonrası dünya barışını ve uluslararası dayanışmayı teşvik etmek amacıyla "Dünya Vatandaşı" olarak ilan ettiğini duyurarak Amerikan vatandaşlığını reddetti.

Davis, dünya vatandaşlığı fikrini tanıtmak ve dünya barışını teşvik etmek için çeşitli yollar denedi. 1949'da Uluslararası Dünya Vatandaşları Kongresi'ni kurdu ve "Dünya Pasaportu" adı verilen uluslararası seyahat belgeleri dağıttı. Bu belgeler, ulusal sınırları aşmayı ve insanların birbirleriyle daha serbestçe etkileşimde bulunmalarını teşvik etmek için tasarlanmıştı.

Davis'in amacı, ulusal sınırları aşan bir dayanışma ve insanlık topluluğunun oluşturulmasıydı. Onun vizyonu, ulusal kimliklerin ötesine geçen bir dünya vatandaşlığı ve küresel bir bilinçti. Ancak, Davis'in çabaları çeşitli ulusal hükümetler tarafından kabul edilmedi ve bazıları tarafından eleştirildi.

Garry Davis'in yaşamı ve çalışmaları, dünya barışı, uluslararası ilişkiler ve küresel vatandaşlık gibi konularla ilgilenenler için önemli bir ilham kaynağı olmuştur. Onun çabaları, ulusal sınırların ötesinde bir dayanışma ve insanlık topluluğu oluşturma fikrine dair düşünceleri canlandırmış ve tartışmaya açmıştır.

 Modern dünya vatandaşı kavramı sıradan düşüncenin üst aşaması diyebilir miyiz? yorumu size bırakıyorum.

Barış Manço’nun şarkısında sorulan soruyu Garry Davis yıllar önceden cevaplamış gibi ne dersiniz.

Barış Manço: "Hemşerim memleket nire?"

Garry Davis: Bu Dünya benim memleket.