Mersin’in Silifke ilçesinde yer alan ve doğal güzellikleriyle Türkiye’nin sayılı koylarından biri olan Tisan Yarımadası, yapılaşma tehdidiyle karşı karşıya. S.S. Faras Akdeniz Konut Yapı Kooperatifi tarafından yürütülen geniş ölçekli inşaat projesi, bölgenin ekosistemini tehdit ederken kamuoyundan yükselen tepkilere rağmen sürecin devam etmesi çevreciler ve bölge halkı tarafından kaygıyla izleniyor.
DEVA Partisi Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen’in Mart ayında Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’a yönelttiği soru önergesine tam beş ay sonra yanıt geldi. Gelen cevap ise ekolojik kaygıları gidermekten uzak, bürokratik ifadelerle sınırlı kaldı.
“Bölge Ekosistemi ve Kıyılar Ciddi Tehlike Altında”
Milletvekili Ekmen, önergesinde, "Son dönemde Tisan Yarımadası'nda Faras Yapı Kooperatifi tarafından yürütülen inşaat projesi, bölgenin ekosistemini, kıyılarını ve doğal sit statüsünü ciddi şekilde tehdit etmektedir" ifadelerini kullandı.
Projenin 1.079 villa, otel, ticari alanlar ve sosyal tesisleri kapsadığını belirten Ekmen, "Hafriyat atıkları doğaya ve denize dökülmekte, izinsiz beton santrali kurulmakta, kıyı dolgusu yapılmakta ve çevre mevzuatlarına aykırı faaliyetler sürmektedir. Tüm bu süreçler, çevre hukuku ve kamu yararının açık ihlali anlamına gelmektedir" dedi.
Ekmen, ayrıca “Tisan Koyu'nda yürütülen inşaat faaliyetleri için ÇED başvurusu yapılmış mıdır? ‘ÇED gerekli değildir’ kararının bilimsel ve hukuki dayanağı nedir? Kıyı Kanunu ihlallerine yönelik herhangi bir yaptırım uygulanmış mıdır?” gibi sorular yöneltti.
Bakanlık: “ÇED Gerekli Değildir” Kararı Valilikten
Bakanlıktan gelen yanıta göre, Faras Yapı Kooperatifi'nin projesi için Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) başvurusu yapılmış ve Valilik tarafından 06.03.2023 ve 01.06.2023 tarihli kararlarla "ÇED Gerekli Değildir" denilmiştir.
Yanıtta, “Proje Tanıtım Dosyaları, ilgili kurumların olumlu görüşleri ve ODTÜ-Deniz Bilimleri Enstitüsü Ekolojik Değerlendirme Raporu doğrultusunda değerlendirilmiştir” denildi.
İnşaat Faaliyetleri İzin Çıkmadan Başlamış
Çarpıcı bir detay ise inşaat faaliyetlerinin izin süreci tamamlanmadan başladığının tespit edilmesi oldu. Bakanlık açıklamasında, “14.02.2023’te yapılan incelemede inşaata başlandığı görülmüş, Silifke Kaymakamlığı’na faaliyetin durdurulması için yazı yazılmış, 21.02.2023’te ise faaliyet durdurulmuştur” denildi.
Kıyı Kanunu İhlali İçin Suç Duyurusu
İnşaatın yürütüldüğü alanda Kıyı Kanunu'na aykırı işlemler yapıldığı tespit edildi. Bu doğrultuda Mersin Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü tarafından 23.01.2025 tarihli yazıyla Silifke Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulduğu belirtildi.
Ayrıca, proje kapsamında ormanlık alana rastgele dökülen inşaat atıkları nedeniyle çevre kirliliği oluşturulduğu ve bu nedenle 07.02.2025 tarihinde idari para cezası uygulandığı da açıklamada yer aldı.
“Doğal Sit Alanında Değil” Vurgusu Tartışma Yarattı
Bakanlık, kamuoyunun “Tisan doğal sit alanıdır” tepkilerine karşılık, projeye konu olan 3067 ve 3068 numaralı parsellerin herhangi bir doğal sit alanı içinde yer almadığını iddia etti.
Ancak aynı açıklamada Tisan Yarımadası’nın Aphrodisias Antik Kenti, Köserlik Adası ve Yeşilovacık Mevkii ile birlikte Nitelikli Doğal Koruma Alanı ve Kesin Korunacak Hassas Alan olarak tescil edildiği de ifade edildi. Bu çelişki, yapılaşmanın sınırlarının ve etkisinin daha derinlemesine araştırılması gerektiğini ortaya koydu.
Tepkiler Sürüyor
Mersin kamuoyunda yankı uyandıran gelişmeler sonrası gözler şimdi bu suç duyurularının yargı sürecine ve olası durdurma kararlarına çevrildi. Tisan’ın korunması için daha etkili bir kamu denetimi ve ekolojik hassasiyet talep eden çevre savunucuları, süreci yakından izliyor.