ABD Merkez Bankası (Fed), 18 Haziran 2025 tarihli Para Politikası Kurulu (FOMC) toplantısında, politika faizini beklentiler doğrultusunda sabit bıraktı. Federal fonlama oranı yüzde 4,25–4,50 aralığında tutulurken, karar oy birliğiyle alındı.
Fed açıklamasında, "Ekonomik görünüme ilişkin belirsizlik azalmış olsa da yüksek seviyesini korumaktadır" denilerek, maksimum istihdam ve yüzde 2 enflasyon hedeflerine bağlılığın sürdüğü vurgulandı.
Faiz İndirimleri Dondurulmuştu
2024 Eylül ayında başlayan faiz indirim süreci, 50 baz puanlık ilk adımla hayata geçirilmişti. Kasım ve Aralık aylarında 25’er baz puanlık ilave indirimler gerçekleştirilmiş, ancak Ocak 2025 itibarıyla bu sürece ara verilmişti. Mart ve Mayıs toplantılarında da politika faizinde herhangi bir değişikliğe gidilmemişti.
Türk Lirası Açısından Anlamı
Fed’in politika faizini sabit bırakması, gelişmekte olan ülkelere yönelik ani sermaye çıkışlarını sınırlandırabileceği için TL açısından kısa vadede sınırlı pozitif bir etki doğurabilir. Ancak bu etkinin kalıcılığı, Türkiye'nin iç makroekonomik göstergelerine ve para politikası uygulamalarına bağlı olacaktır.
Uzman değerlendirmelerine göre, faiz artırımının gündemde olmaması, küresel ölçekte doların değer kazanma eğilimini baskılayabilir. Bu durum, kısa vadede dolar/TL paritesinde sınırlı bir gevşemeye neden olabilir. Ancak döviz kurundaki kalıcı istikrar için içeride enflasyonla mücadele kararlılığı, rezerv yönetimi ve güven veren politikalar belirleyici olacaktır.
Finansal Piyasalar ve Altın
Kararın ardından, küresel piyasalarda risk iştahının artabileceği ve bunun Borsa İstanbul’da sınırlı bir yabancı ilgisi yaratabileceği belirtiliyor. Öte yandan, ons altın fiyatlarında yükseliş görülebileceği ve bu durumun Türkiye'deki altın fiyatları üzerinden TL’nin satın alma gücünü dolaylı biçimde etkileyebileceği değerlendiriliyor.