www.imecegazetesi.com
Türkiye’de tarım sektörü, sadece iklim ve ekonomiyle değil, demografik değişimle de büyük bir krizle karşı karşıya. Tarım ve Orman Bakanlığı verilerine göre, çiftçilerin yaş ortalaması 59’a yükseldi. Gençler ise tarımdan hızla uzaklaşıyor. 18-32 yaş arasındaki çiftçilerin toplam üretici içindeki oranı yalnızca yüzde 5. Kırsalda genç nüfusun giderek azalması, gıda arz güvenliği açısından ciddi bir kırılganlık yaratıyor.
Köyler Boşalıyor, Tarlalar Sahipsiz Kalıyor
Girdi maliyetlerinin son yıllarda hızla artması, tarımı gençler için cazip olmaktan çıkardı. Gübre, mazot, yem, tohum gibi temel girdilerde yaşanan fiyat patlaması; kar marjını yok denecek seviyelere indirdi. Çiftçilerin özellikle 2023-2025 arasında enflasyon karşısında ezilmesiyle birlikte üretimden kopuş hızlandı. Aynı dönemde, Tarımsal Girdi Fiyat Endeksi (Tarım-GFE) yüzde 30’un üzerinde artarken, ürün satış fiyatları bu artışı karşılamadı. Bu tablo, gençlerin gözünde tarımı sürdürülemez hale getirdi.
Uzmanlardan Alarm Zili: Gıdanın Geleceği İçin Acil Eylem Şart
Uzmanlar, genç nüfusun tarımdan kopuşunun sadece bugünü değil, geleceği de tehdit ettiğini belirtiyor. Gençlerin köylerini terk ederek kentlere göç etmesiyle birlikte, hem üretim hacmi azalıyor hem de teknolojik tarım uygulamaları yerleşemiyor. Gıdanın geleceğini koruyabilmek için gençlerin tarıma yeniden kazandırılması gerektiğini söyleyen uzmanlar, aksi halde ithalat bağımlılığının ve fiyat dalgalanmalarının artacağı uyarısında bulunuyor.
Gençler İçin Hedefli Teşvikler Gündeme Alınmalı
Tarım politikalarının acilen genç odaklı hale getirilmesi gerektiği ifade ediliyor. Tarım eğitimi alan gençlerin kırsalda kalmasını sağlamak için sosyal desteklerin, finansal hibelerin ve altyapı yatırımlarının artırılması gerekiyor. Aynı zamanda kooperatifçilik ve yerel kalkınma modeli ile gençlerin örgütlü üretime dahil edilmesi, kırsalda yaşamı sürdürülebilir kılmak açısından hayati önem taşıyor.
Kadınlar ve Gençler Olmazsa Üretim Duracak
Tarımsal üretimin yükünü hâlâ büyük oranda yaşlı nüfusun taşıdığı Türkiye’de, kuşaklar arası geçişin sağlanamaması durumunda birçok ürün grubunda arz daralması yaşanabileceği değerlendiriliyor. Kadınların ve gençlerin tarıma kazandırılması sadece kırsal kalkınma değil, ulusal gıda güvenliği açısından da elzem hale gelmiş durumda.