Tarımda verimliliği artırmak, küçük ve dağınık arazileri birleştirerek üretimi kolaylaştırmak amacıyla uygulamaya konulan arazi toplulaştırması, Türkiye’de binlerce çiftçi için bir mağduriyet zincirine dönüştü. CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in açıklamalarına göre, sadece 2024 yılı itibarıyla bu uygulamalar nedeniyle açılmış 2 bin 822 dava halen devam ediyor, 2020–2024 yılları arasında ise 13 bin 619 çiftçiye zarar tazmini ödendi.

60 Yıllık Plan, Kırsalda Güven Bunalımına Dönüştü

Türkiye’de toplulaştırma uygulamaları ilk kez 1960’ta Toprak Su Genel Müdürlüğü tarafından başlatılmıştı. Amaç, parçalı arazileri birleştirerek tarımsal verimliliği artırmaktı. Ancak aradan geçen 60 yılı aşkın sürede, planlı uygulamaların yerini karmaşa aldı. 2014’te süreci hızlandırmak için çıkarılan yeni düzenlemeler de sahada çözüm değil, mahkeme dosyaları ve köylü tepkileriyle sonuçlandı. Gürer, “Her köyde bir itiraz, bir dava, bir isyan var. Bu durum sürdürülemez” diyerek mevcut tabloyu ortaya koydu.

Aileler İçin Kritik Uyarı: Çocuklarınıza Sakın Giydirmeyin!
Aileler İçin Kritik Uyarı: Çocuklarınıza Sakın Giydirmeyin!
İçeriği Görüntüle

“Benim Verimli Tarlam Gitti, Kurak Arazi Verildi!”

Toplulaştırma uygulamasında en büyük sorun, arazilerin değerinin eşit şekilde belirlenememesi. Gürer, vatandaşlardan şu tepkiyi sıkça duyduğunu söylüyor:

“Verimli, sulak arazimi aldılar. Bana verdiği yer taşlık, işlenemez, kıraç bir toprak. Benim emeğimi gasp ettiler.”

Bu gibi şikayetlerin artık istisna değil, sistematik bir soruna dönüştüğünü belirten Gürer, “Bu yaşananlar çiftçiyi toprağından koparıyor. Toplulaştırma, köylüyle inatlaşarak yapılmaz” uyarısında bulundu.

13 Binin Üzerinde Tazminat Ödemesi: Devlet Zarar Yazıyor

CHP’li vekilin soru önergesine gelen resmî yanıta göre, son beş yılda 13 bin 619 çiftçiye, toplulaştırma kaynaklı zarar nedeniyle ödeme yapıldı. Bu rakam sadece bireysel mağduriyetleri değil, aynı zamanda kamu kaynaklarının hatalı politikalarla nasıl heba edildiğini de ortaya koyuyor. Gürer, “Bu tablo bir idari fiyaskodur. Plansızlık hem çiftçiyi hem devletin kasasını bitiriyor” dedi.

Tapu Kadastroyla Başlayan Kaos, Üretimi Bitiriyor

Toplulaştırma yalnızca fiziki arazilerin değil, aynı zamanda tapuların da yeniden düzenlenmesini içeriyor. Ancak yanlış haritalar, eksik parsel verileri ve köylüye danışılmadan yapılan çizimler nedeniyle birçok vatandaşın evinin önü kayboldu, bazıları yolunu kaybetti. Gürer, “Tapu kadastro işlemlerinden doğan hatalar köylüyü çaresiz bırakıyor. İnsanlar kendini doğduğu toprakta yabancı gibi hissediyor” ifadeleriyle durumun vahametini anlattı.

Köylüye Danışmadan Tarım Planlanmaz

CHP’li Gürer, toplulaştırmanın doğru yapıldığında kırsalda ulaşım, sulama ve üretim gibi temel sorunları çözeceğini ancak bu sürecin köylüyle birlikte planlanmadığı sürece daha çok sorun çıkaracağını belirtti:

“Bu iş sadece haritacılarla olmaz. Tarlanın başında alınan karar, masadakinden değerlidir. Toprağın gerçek sahibini dışlarsan, çöküşü başlatırsın.”

Davalar Çiftçiyi Yordu, Kırsalda İsyan Yükseliyor

Sürekli itirazlarla dolu bir süreçte, binlerce çiftçi zamanını tarlada değil, adliye koridorlarında geçiriyor. Bazı aileler miras yoluyla gelen arazilerin başka köylülerle birleştirildiğini, verimli tarım alanlarının değerinin düşürüldüğünü ifade ederek hak arayışına girmiş durumda. Bu durum, sadece tarımsal verimliliği değil, kırsal barışı da tehdit ediyor.

Siyasi İktidara Çağrı: Krizi Derinleştirmeyin

Gürer, sürecin artık teknik değil siyasi bir meseleye dönüştüğünü vurgulayarak, “İktidar bu konuda sorumluluk almak zorunda. Çiftçiyi yargı yolu dışında duyacak mekanizmalar kurulmalı. Bugünkü tablo tarımın değil, yönetimin iflasıdır” dedi.

Çiftçi Çekiliyor, Üretim Düşüyor, Tehlike Büyüyor

Her geçen yıl daha fazla çiftçi, artan girdi maliyetleri, ürünün değerini bulmaması ve şimdi de arazisine sahip çıkamaması nedeniyle tarımdan kopuyor. Gürer, “Bu tablo gıda güvenliği için bir tehdittir. Toplulaştırmanın yanlış uygulanması zincirleme bir çöküş yaratır” diyerek son bir uyarıda bulundu.

Kaynak: Haber Merkezi