Son günlerde sosyal medyada peş peşe paylaşılan taciz iddiaları, kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. İddiaların merkezinde, İstinye Üniversitesi’nde görevli bir akademisyen bulunuyor. Kendini “öğrencilerine destek olan bir hoca” olarak tanıtan akademisyenin, birçok genç kadına uygunsuz mesajlar attığı, fiziksel ve sözel tacizde bulunduğu öne sürülüyor. Özellikle Instagram üzerinden başlatılan ifşa dalgası, aynı isme yönelik birçok farklı öğrencinin benzer anlatımlarıyla giderek büyüdü. İddialara göre akademisyen, "mesleki gelişim", "proje teklifi" ya da "mezuniyet sonrası iş imkânı" bahanesiyle öğrencilerle özel mesajlaşmalara girerek güven kazanıyor, ardından rahatsız edici taleplerde bulunuyordu.
“Kaybolan mesaj” moduyla iletişim kuruyordu
İfşaların en dikkat çeken yönlerinden biri de akademisyenin sık sık “kaybolan mesaj” modunu kullanması. Mağdurlar, bu yöntemle yazışmaların ekran görüntüsünün alınmasının engellendiğini, bu yüzden uzun süre sessiz kaldıklarını dile getiriyor. Ancak bazı öğrenciler, zamanında aldıkları fotoğraflarla bu mesajları belgelemeyi başarmış. Paylaşımlarda görülen mesaj içerikleri, cinsel imalı sorular ve görsel talepleri içeriyor. Bir mağdur, akademisyenin kendisinden "bikinili fotoğraf" istediğini, bir diğeri ise "şarap sözü yazdım sana" gibi cümlelerle tacize uğradığını belirtiyor.
Öğrencilerden ortak ses: “Yıllardır susuyorduk”
İfşa sürecini başlatan isimlerden biri olan Kardelen A.'nın paylaşımları, diğer mağdurların da cesaretlenmesine neden oldu. Kardelen A., üniversite yıllarında yaşadığı deneyimi detaylarıyla anlatırken, "İyi niyetli sandığımız kişi, yıllar sonra bile tacizlerine devam etti" ifadelerini kullandı. Ardından benzer yaşanmışlıklarını paylaşan pek çok öğrenci, akademisyenin kendilerini gece saatlerinde rahatsız ettiğini, projeler bahane edilerek buluşmalara zorlandıklarını ve şikayet etmekten korktuklarını dile getirdi.
Üniversite yönetimi hakkında da tepkiler yükseliyor
İddialara göre ilgili akademisyen, daha önce de şikayet edilmesine rağmen yalnızca "ders devamsızlığı" gerekçesiyle geçici olarak görevden uzaklaştırıldı. Ancak bu süre zarfında, hakkında yürütülen taciz soruşturmasının sonuçlanmadığı, YÖK’e gönderilen dosyaların ise henüz işleme alınmadığı belirtiliyor. Söz konusu kişinin 2025 Temmuz ayında tekrar ders vermeye başlaması, hem öğrenciler hem de kamuoyunda tepkilere neden oldu. Mağdurlar, üniversitenin bu duruma sessiz kalmasını eleştiriyor ve daha fazla öğrenci zarar görmeden gerekli adımların atılmasını talep ediyor.
Hukuki süreç başlıyor mu?
İddiaların ardından sosyal medya kullanıcıları ve bazı gazeteciler, YÖK’ün ve üniversite yönetiminin konuyla ilgili açıklama yapması gerektiğini belirtiyor. Hukuki yollara başvurulması için gönüllü avukatlar devreye girmeye hazırlanırken, mağdurlar da birlik olarak sürecin peşini bırakmayacaklarını duyuruyor. Henüz resmi bir açıklama yapılmış değil, ancak kamuoyunun tepkisi büyüyor.