Mersin'den Osmaniye’ye Mevlit Kandili Maneviyatla Yaşandı
Mersin'den Osmaniye’ye Mevlit Kandili Maneviyatla Yaşandı
İçeriği Görüntüle

1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında Mersin’de bir araya gelen sivil toplum örgütleri, siyasal baskılara ve savaş politikalarına karşı ortak bir duruş sergiledi. Mersin Emek ve Demokrasi Platformu’nun çağrısıyla Özgecan Aslan Barış Meydanı’nda düzenlenen açıklamada, hem Türkiye’de hem de dünyada barışın giderek daha çok tehdit altında olduğuna dikkat çekildi. Platform üyeleri “Barış bir insan hakkıdır” diyerek hükümetin savaş politikalarına karşı çıktı, demokrasiye yönelik müdahalelere de sert tepki gösterdi. Katılımcılar, açıklamanın ardından denize çiçek bırakarak barış umudunu simgeledi.

Siyaseti Yargı Yoluyla Dizayn Etme Girişimlerine Tepki

Basın açıklamasında en dikkat çeken başlıklardan biri, son dönemde yargı eliyle muhalefet partilerine yönelik artan baskılar oldu. CHP İstanbul İl Yönetimi’nin mahkeme kararıyla görevden alınması ve yerine kayyım atanması örnek gösterilerek, bu durumun iktidarın muhalefeti yargı yoluyla dizayn etme çabasının yeni bir örneği olduğu belirtildi. “Demokrasi rafa kaldırılıyor, halkın iradesi yok sayılıyor” diyen Platform üyeleri, yargının siyasallaşmasına karşı tüm demokratik güçleri ortak mücadeleye çağırdı.

Barışa Engel Olan Güvenlikçi Politikalar Eleştirildi

İnsan Hakları Derneği (İHD) Mersin Şubesi Eş Başkanı Gazi İnci, dünya genelinde devam eden çatışmalara ve Türkiye’deki güvenlikçi yaklaşımlara dikkat çekti. Filistin, Ukrayna, Sudan ve Libya gibi bölgelerde yaşanan savaşların siviller üzerindeki yıkıcı etkilerine değinen İnci, Türkiye’de ise Kürt meselesine yönelik militarist politikaların çözüm değil çıkmaz yarattığını ifade etti. “Silahlar değil, demokratik çözümler konuşulmalı” diyen İnci, barışın toplumsal uzlaşı ve insan haklarına dayalı bir yaklaşımla mümkün olacağını vurguladı.

Hasta Mahpuslar ve Özgürlükler Gündemdeydi

Toplantının bir diğer önemli gündemi ise ifade ve örgütlenme özgürlüğüne yönelik kısıtlamalardı. İnci, düşünceleri nedeniyle cezaevinde tutulan çok sayıda kişinin olduğunu hatırlatarak, özellikle hasta mahpusların yaşadığı ağır koşulların insan haklarına aykırı olduğunu söyledi. Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere uymadığına dikkat çeken İnci, yargının bağımsızlığı ve hukukun üstünlüğü ilkelerinin barış sürecinin temel taşı olduğunu belirtti.

Kadın ve LGBTİ+ Hakları Vurgusu

Basın açıklamasında, toplumsal barışın sadece silahların susmasıyla değil, hak temelli politikalarla mümkün olacağına da vurgu yapıldı. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararının kadın hakları açısından ciddi bir geriye gidiş olduğu belirtildi. Ayrıca LGBTİ+ bireylere yönelik nefret dilinin ve ayrımcı söylemlerin, toplumsal barış ortamını tehdit ettiği ifade edildi. Platform, siyasetin insan haklarını merkezine alması gerektiğini belirterek hükümete çağrıda bulundu: “Barış ancak eşitlik, özgürlük ve adaletle mümkündür.”

Kaynak: Haber Merkezi