Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin çeşitli hizmet binalarında yapılan ölçümler, şehrin bugüne dek gündeme gelmeyen elektromanyetik radyasyon sorununu gün yüzünü açığa çıkardı. Mersin Üniversitesi’nde yürütülen bir yüksek lisans tezi kapsamında gerçekleştirilen araştırma, belediye binalarının bulunduğu Kuvayı Milliye, Çankaya ve Halkkent mahallelerinde yapıldı.
Kentin günlük yaşamında görünmeyen ama sürekli var olan elektromanyetik kirlilik, bu çalışma ile somut verilere dönüştürüldü. Ortaya çıkan harita, mahalleler arasındaki farklılıkları net şekilde ortaya koyarken, modern kent yaşamının yeni bir tartışma başlığını da gündeme taşıdı.
Ofis cihazları sessiz kaynak: Her gün maruz kalıyoruz
Araştırmanın en dikkat çekici yönlerinden biri, radyasyonun aslında gündelik hayatın ayrılmaz parçası olan cihazlardan kaynaklanması. Bilgisayarlar, modemler, yazıcılar, güvenlik kameraları, hoparlör sistemleri ve Wi-Fi cihazlarıı gibi çoğu zaman göz ardı edilen bu araçlar, düşük seviyede ama sürekli maruz kalınan elektromanyetik alanların kaynağı olarak öne çıkıyor.
Uzmanlara göre maruziyetin yüksek ya da düşük olmasından çok sürekliliği kritik önem teşkil ediyor. Özellikle belediye gibi kurumsal yapılarda bu cihazların yoğun kullanımı, bazı mahallelerde elektromanyetik yükü gözle görülür şekilde artırıyor.
Mahalleler arası dikkat çekici farklar
Hazırlanan harita, mahalleler arasında belirgin farklılıklar bulunduğunu gösterdi. Belediyenin en yoğun birimlerinin bulunduğu Kuvayı Milliye Mahallesi’nde elektromanyetik alan şiddeti diğer bölgelere göre daha yüksek çıktı. Bu fark, şehir içindeki kurumsal yoğunluğun çevresel etkilerini gözler önüne seren önemli bir bulgu olarak değerlendiriliyor.
Buna karşın ölçüm sonuçlarının tamamı uluslararası güvenlik sınırlarının altında kaldı. Yani şimdilik kent genelinde acil bir sağlık tehdidi bulunmuyor. Ancak uzmanlar, bu tür verilerin “risk sıfır” anlamına gelmediğini, özellikle uzun vadeli maruziyetler konusunda daha fazla araştırmaya ihtiyaç olduğunu vurguluyor.
Uzmanlardan uyarı: “Bu veriler kent planlamasına dahil edilmeli”
Çalışmayı değerlendiren uzmanlar, elde edilen verilerin sadece akademik değil, aynı zamanda pratik bir karşılığı olduğuna dikkat çekiyor. Radyasyon haritasının kent planlamasında, bina yerleşiminde ve kamusal alan yönetiminde dikkate alınmasının, ileride doğabilecek sağlık ve çevre sorunlarının önüne geçebileceğini belirtiyorlar.
Ayrıca uzmanlara göre, elektromanyetik kirlilik konusunda kamuoyunun bilinçlenmesi kritik önem arz ediyor. Bugün için sınır değerlerin altında olan seviyeler, teknolojinin hızla geliştiği bir çağda gelecekte çok daha önemli bir gündem maddesine dönüşebilir. “Veriyi görmek, farkındalık yaratmak ve önlem almak” yaklaşımı, bu çalışmanın en önemli çıktısı olarak öne çıkıyor.
Sessiz kirlilik görünür hale geldi
Mersin’de yapılan ölçümler, kentte yaşayanlar için önemli bir uyarı niteliği taşıyor. Elektromanyetik kirlilik, tıpkı hava ya da gürültü kirliliği gibi yaşam alanlarını etkileyen ancak çıplak gözle fark edilemeyen bir sorun olarak öne çıkıyor. Belediyeye ait binalarda gerçekleştirilen ölçümler, bu görünmez etkinin somut verilerle ortaya konmasını sağladı.
Uzmanlara göre, teknolojik cihazların hayatın merkezine yerleşmesiyle birlikte bu tür çalışmaların önemi her geçen gün artıyor. Mersin’de başlatılan bu bilimsel girişim, gelecekte büyükşehirlerde düzenli olarak yapılacak çevresel risk analizleri için örnek bir uygulama olarak değerlendiriliyor.