Silifke Haberleri

Mersin’deki O Mağaranın Havasının Astıma İyi Geldiği Söylentisi Gerçek mi?

Mersin’in Silifke ilçesine bağlı Narlıkuyu beldesinde, doğayla iç içe bir keşfe çıkanların yolu genellikle Cennet-Cehennem Obrukları’ndan geçer. Ancak hemen yakınında, çok daha sessiz ama yıllardır ağızdan ağıza dolaşan bir efsaneye konu olan başka bir doğa harikası yer alır: Astım Mağarası. Adını taşıdığı hastalıktan mı almıştır, yoksa gerçekten nefes açıcı bir etkisi mi vardır?

Abone Ol

Bu mağarayla ilgili en yaygın inanış, mağara havasının astım ve benzeri solunum yolu hastalıklarına iyi geldiği yönündedir. Bölge halkı tarafından nesiller boyu aktarılan bu bilgi, zamanla kulaktan kulağa büyümüş, mağarayı sadece doğaseverlerin değil, alternatif sağlık arayışında olanların da uğrak noktası hâline getirmiştir. Peki, bu söylentinin arkasında gerçek bir neden var mı?

Bir Efsanenin Anatomisi: Mağaranın İçindeki Hava Neden Farklı?

Astım Mağarası, jeolojik yapısı gereği yılın her günü sabit bir mikroklimaya sahiptir. İçeride sıcaklık 20–22 derece arasında sabit kalırken, nem oranı neredeyse %95'e kadar ulaşır. Mağara içi hava sirkülasyonu düşük, sabit ve istikrarlıdır. Bu koşullar, dış dünyaya göre oldukça farklı ve belirgin bir hava yapısı oluşturur.

Mağaranın yüzeyden yaklaşık 15–20 metre aşağısında yer alması, dış hava koşullarından bağımsız, korunaklı bir atmosfer yaratır. Bu ortam, birçok kişi tarafından "şifalı hava" olarak nitelendirilse de aslında doğal fiziki şartların sonucu oluşan bir mikroiklimdir. Bilimsel olarak bakıldığında, bu yüksek nemli ve sabit ısılı hava, solunum yollarını doğrudan etkileyen bazı özellikler taşır.

Şifa mı, Rahatlama mı? Bilmeniz Gerekenler

Uzmanların açıklamalarına göre, Astım Mağarası'nın havası herhangi bir tedavi sağlamaz. Ancak yüksek nem oranı sayesinde özellikle kuru öksürük, balgam sıkışması ve bronş tahrişi gibi semptomlara karşı geçici bir rahatlama sağlayabilir. Bu, hastalığın değil, semptomların baskılanması anlamına gelir. Kısacası mağara havası, astımı iyileştirmez; yalnızca kısa süreli bir solunum kolaylığı sunabilir.

Bu nedenle mağara, medikal tedavinin alternatifi değil, doğayla iç içe bir deneyimin parçası olarak değerlendirilmelidir. Ziyaret sırasında, döner merdivenlerle mağaranın kalbine doğru inilirken ortamın yoğun nemi ve basık havası hemen hissedilir. İçeride 15–20 dakika kalındığında, bazı ziyaretçiler “rahatladığını” belirtirken, bazıları için bu yoğun nem solunumu zorlaştırabilir.

Mağaraya gitmek isteyenlerin önceden sağlık durumlarını göz önünde bulundurması ve özellikle kronik solunum problemi olan kişilerin doktor görüşü alması önerilir. Yine de burası, hem doğal yapısıyla hem de ardındaki söylencelerle, ziyaretçilerine farklı bir keşif duygusu yaşatır.