Türkiye’nin özellikle Güneydoğu ve Akdeniz bölgelerinde, yaz aylarında artan hava sıcaklıkları vatandaşları serinlemek için alternatif arayışına yöneltiyor. Ancak bu arayış, sulama kanallarında ölümle sonuçlanan vakaları beraberinde getiriyor. Son haftalarda Şanlıurfa, Diyarbakır, Adana ve Batman başta olmak üzere birçok ilde gençler ve çocuklar kanallara girerek boğuldu.
Güvenlik Bariyerleri ve Uyarı Levhaları Eksik
Sulama kanallarında meydana gelen boğulma olaylarının en önemli nedenlerinden biri, çevre güvenliğinin yetersiz olması. Kanalların çoğu açıkta bulunuyor ve etrafında koruyucu çit, korkuluk veya dikkat çekici uyarı levhaları yer almıyor. Ayrıca suyun görünürde sakin olmasına rağmen alt akıntılarının son derece güçlü olması, tehlikeyi katlıyor. Derinliklerin aniden değişmesi ve yosun tutmuş kaygan zemin, kanaldan çıkmayı neredeyse imkânsız hale getiriyor.
Yasaklar Var, Denetim Yetersiz
Çoğu ilde sulama kanallarına girmek resmi olarak yasak ve para cezası uygulanıyor. Ancak sıcak havalarda gençler, riskleri göz ardı ederek serinlemek amacıyla bu kanallara giriyor. Yetkililerin denetimlerinin yetersiz kalması, özellikle kırsal alanlarda bu yasağın etkisini azaltıyor. Bazı illerde yaz aylarında sulama kanallarına giren yüzlerce kişiye idari para cezası kesilmesine rağmen ölümler engellenemiyor.
Alternatif Yüzme Alanı Eksikliği
Uzmanlar, bu trajedilerin arkasında sosyoekonomik faktörlerin de olduğunu belirtiyor. Birçok bölgede halka açık, güvenli ve ücretsiz yüzme alanları bulunmuyor. Bu durum, özellikle çocukları ve gençleri sulama kanallarına yönlendiriyor. Ücretli havuzların pahalı olması ve denize ulaşımın zor olması da kanalları tehlikeli bir cazibe merkezine dönüştürüyor.
Önlenebilir Bir Sorun
Su güvenliği uzmanlarına göre bu ölümler tamamen önlenebilir. Çözüm önerileri arasında kanalların etrafına güvenlik bariyerleri ve uyarı levhaları yerleştirilmesi, yaz aylarında yoğun devriye ve kamera sistemi kurulması, okullarda su güvenliği eğitimlerinin verilmesi ve belediyelerin ücretsiz yüzme alanları oluşturması yer alıyor. Ayrıca medya ve sosyal platformlar üzerinden bilinçlendirme kampanyalarının düzenlenmesi, farkındalığın artırılmasında kritik rol oynuyor.