Uğurola Mersin, uğurola Türkiye…

Yerel Seçimler sonuçlandı, kentimize ve ülkemize hayırlı olsun!

Sonuçların analizleri çokça yapılıp tartışılacaktır doğal olarak…

Önemli olan Siyasi Partilerin yerel seçim sonuçlarını doğru okuyup analizleri gerçekçi bir şekilde yapmasıdır.

Bu değerlendirmelere göre de plan ve programlarını yapmalıdır partiler.

SİYASET YÖNTEMİ VE KADROLARI DEĞİŞEREK YENİDEN YAPILANMALIDIR.

Bu seçim sonuçları üzerinde bana göre etkili olan önemli unsurları belirtip değerlendirmelerde bulunacağım:

1.       Yoksulluğun artması

2.       Belediyecilik hizmetlerinin niteliği

3.       Demokrasiyi benimseme ve özgür yaşam isteği

4.       Ana Muhalefet Partisi CHP’deki değişim

5.       Ekonomik krizlerin çok yıprattığı iş dünyası

6.       Ayrıştırıcı siyasi söylemler

7.       İktidar Partisi AK Partinin ve MHP’nin değişmemesi

Farklı unsurlar da eklenebilir ama bana göre ana unsurlar yukarıda belirttiğim altı unsurdur.

1.       YOKSULLUĞUN ARTMASI…

Bir türlü düşürülemeyen enflasyonun yarattığı aşırı fiyat artışları, yani rahmetli Süleyman Demirel’in söylediği gibi boş tencerelerin etkisi yüksek oldu.

Halk yoksulluğun kaderi olamayacağını anlayıp kaderlerini ancak seçimle değiştirebileceği gerçeğinin farkına varıp yoksulluk kaderini değiştirmek için oyunu kullandı.

Yani bir anlamda dini ve ayrıştırıcı söylemlerin karın doyurmadığını da anladı diyebiliriz.

Kendilerini siyasetçilerin yoksullaştırdığını da idrak etti halkımız.

Yoksulluk konusundaki yazımı https://www.ayhankiziltan.com/post/yoksulluk-yolsuzlu%C4%9Fu-yenmek-zorunda bağlantısından okuyabilirsiniz.

2.     BELEDİYECİLİK HİZMETLERİNİN NİTELİĞİ…

CHP’li Belediyelerin geçtiğimiz beş yılda göstermiş olduğu kapsayıcı ve kucaklayıcı belediyecilik performansı halkı ilerisi için umutlandırdı…

AK Partinin geçmişteki belediyecilik anlayışı uzun bir sürecin sonucunda sekteye uğradı, özellikle sosyal belediyecilikten adeta vazgeçildi.

Sosyal Belediyeciliği çok daha farklı; etkili, kapsayıcı ve kucaklayıcı uygulayan CHP’li belediyeler halkı memnun ettiler doğrusu…

Sosyal Belediyeciliğin yalnızca erzak yardımıyla olmayacağını gösteren CHP’li Belediyeler, aynı zamanda toplumun sosyal hayatını çeşitli tesisler ve etkinlikler yaparak renklendirdiler.

3.     DEMOKRASİYİ BENİMSEME VE ÖZGÜR YAŞAMA İSTEĞİ…

CHP’li Belediye Başkanlarının yönettiği kentlerde yaşayanlar ve bu kentlere diğer kentlerden ziyarete gelenler buralarda kimsenin kimseye karışmadığı, herkesin özgürce keyfini çıkara çıkara yaşadığı ortamları gördü ve imrendi.

Kimsenin kimseyi ayrıştırmadığı sosyal yaşamı ve iş yaşamını gördü; demek ki bizim dünyamızın dışındaki yaşam daha güzelmiş diye düşünmeye başladılar.

4.     ANA MUHALEFET PARTİSİNDEKİ DEĞİŞİM…

Ana muhalefet partisinde bir çok partili, halkın partide değişim olması gerektiği inancını iyi yakaladı ve cesaretle harekete geçti ve partinin üst yönetiminin değişmesini sağladı.

Bu değişim büyük bir sinerji yarattı…

5.     EKONOMİK KRİZLERİ ÇOK YIPRATTIĞI İŞ DÜNYASI…

Ekonomik krizler uzun bir zamandır süregeliyor.

Döviz, enflasyon, faiz bir türlü dizginlenemedi…

Her sektörde önemli sıkıntılarla boğuşmak zorunda kaldı iş dünyası...

Hammadde, enerji ve akaryakıt fiyat artışları, EYT, asgari ücret, sıkı para politikasının tüketimi kısması, dünyadaki ekonomik sıkıntının da eklenmesiyle daralan pazarlar iş dünyasını çok sıkıştırdı.

İş dünyasının gereksinim duyduğu nakit sıkıntısı da bir türlü giderilemedi…

6.     AYRIŞTIRICI SİYASİ SÖYLEMLER…

Cumhur İttifakı kötü giden ekonomik durumun yaydığı olumsuzluğu din, milliyetçilik gibi kavramları kullanarak yaptığı ayrıştırıcı söylemlerle gidermeye çalışsa da bu tutum Cumhur İttifakına çok olumsuz yansıdı.

Ana Muhalefet ise birleştirici ve kapsayıcı söylemlerle halkı kucakladı.

7.     İKTİDAR PARTİSİ VE MHP’NİM DEĞİŞİMEMESİ …

AK Parti ve MHP kadrolarında değişimin olmaması, tabanlarının partilerinden soğumasına neden oldu diyebiliriz; bu durum partililerin heyecanını yitirmesine neden oldu.

Aslında AK Parti ve MHP birlikteliği iki partiye de zarar verdi.

AK Parti yenilikçilik kimliğini yitirdi, nasıl olsa yanımda MHP var diyerek heyecanını azalttı.

MHP ise kendini tamamen AK Partiye dayadı ve nasıl olsa Recep Tayyip Erdoğan bu işi götürüyor deyip yalnızca kendisine iktidar tarafından verilen metinleri okuyarak siyaset yürüttü.

Yani iki parti de gerçek kimliklerini unutup amaçsız bir şekilde durumlarını korumak için siyaset yapmaya başladı.

Belki de MHP için bu seçimin dönüm noktası, MHP Liderinin geçtiğimiz günlerde yaptığı “Recep Tayyip Erdoğan bizi bırakamazsın” çıkışı olmuştur.

Bu sözler MHP tabanının umutlarını yıktı diyebiliriz; umudu başka yerde arayan bir parti tabanına umut veremez algısını oluşturdu bu söylem.

SİYASET DEĞİŞMELİ, DEĞİŞECEK DE…

Uzunca bir süredir sinip kabuğuna çekilmiş olan Sivil Toplum Kurumları artık siyaseti ve siyasetçileri yönlendiren konumuna gelecektir.

Meslek Odaları ve STK’lar kendini bu yeni olguya göre yapılandırmalı; yani bu seçimler aslında en büyük değişimi Sivil Toplum Kurumlarında tetikleyecektir.

Neden?

Halkımız artık düzgün, çağdaş ve liyakatli insanların siyaseti yönetmesini istiyor.

STK’lar ise bunun mutfağı olacak.

Partilerin İl ve İlçe Örgütleri de halkın içinde olan, kentini ve ilçesini iyi tanıyan liyakatli insanlarla donatılmalıdır.

Siyasi Parti İl ve İlçe Yöneticileri partilerine katkı sağlayıp büyütebilme potansiyeli olan insanları partilerine katma çabası içinde olmalıdır; asıl görevleri budur.

Kamu Kurumları da artık Devletin Kurumları olduğunu anlamalılar.

Kısacası artık Türkiye yeni bir siyaset anlayışına hazırlanmalıdır.

Hoşça kalın, haftaya yine buradayız…