Uğrola Mersin, Uğrola Türkiye!

Mersin-Adana Hızlı Tren yatırımını destekliyoruz, bölgemizin ekonomisine inanılmaz bir katkı sağlayacak stratejik bir yatırımdır.

Gaziantep’e, Şanlıurfa’ya, Diyarbakır’a ve hatta daha uzaktaki diğer Güneydoğu Anadolu illerine kadar uzatılıp Orta Doğu’da planlanmakta olan Kalkınma Yolu Projesindeki Demiryolu Hattına da bağlanması gerekir.

Mevcut Mersin-Adana Demiryolunun, Hızlı Tren Hattının yapımı için geçici olarak iki yıl kapalı kalacak olması, Mersin ve Bölge Lojistiğini dolayısıyla Mersin Limanını ihracat ve ithalat için kullanan bölgemizdeki illerde bulunan sanayi kuruluşlarını olumsuz etkileyecektir.

Demiryolu taşımacılığının karayolu taşımacılığına göre daha ekonomik olması sanayicinin demiryolu kullanımını artırmıştı.

Geçici olarak kapatılan demiryolu hattının yerini karayolu taşımacılığı alacaktır, dolayısıyla demiryolu kullanma alışkanlığı edinmiş sanayicilerin karayolu taşımacılığına yönelmesi aksaklıklar oluşturabileceği gibi lojistik maliyetlerinde de bir miktar artışa neden olacaktır.

Bu da yurt dışı rekabette Türk firmalarına olumsuzluk yaratabilir.

Doğrudan Demiryolu bağlantılı 3 adet Rıhtımı bulunan Mersin Uluslararası Limanı İç Anadolu, Akdeniz, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinin ithalat ve ihracat kapısıdır.

Aynı zamanda Rusya’nın, Orta Doğu Ülkelerinin ve Türki Cumhuriyetlerinin transit merkezidir.

Mersin Uluslararası Limanı, yurt içine, Rusya’ya, Kafkas ve Orta Doğu Ülkelerine kara, hava ve demiryolları ile bağlanmıştır; yani tüm taşımacılık yollarını ihtiva etmektedir.

Mersin artbölgesindeki illerde üretilen sanayi, tarım ve diğer ürünlerin ihracatı için çok önemli bir kapıdır Mersin Limanı.

Ayrıca bu coğrafyadaki sanayi tesislerinin hammadde ithalat kapısıdır da.

Yapılmakta olan Mersin-Adana Hızlı Tren Hattının planlanması ve projelendirilmesi sürecinde lojistiğin en az derecede zarar görmesi konusunda alınacak önlemlerle ilgili Mersin Limanı, Lojistik Sektörü, TCDD ile İhracat ve İthalat yapan sanayicilerle görüş alış verişinde bulunuldu mu?

Herkes kendi başının çaresine baksın düşüncesi mi hakim, bilemiyorum?

Geniş bir bölgeyi etkileyecek bu yatırımın SON DERECE HIZLI bir şekilde BİTİRİLMESİNDEN başka çare yok gibi görünüyor.

TCDD Yenice Lojistik Aktarma Merkezinin de bu durumdan olumsuz etkileneceği göz ardı edilmemeli.

Ayrıca, bu yatırım önemli bir konuyu da gündeme getirmeliydi bence; hızlı tren hattı tamamlanınca demiryolu taşımacılığı kapasitesi hayli artacak.

Bunun yanı sıra Mersin Limanı Rıhtımının da büyütülme projesi sürüyor bir yandan.

Bu iki yatırım bittiğinde mevcut limanın yük kapasitesi ve trafiği müthiş artacaktır.

Mersin Limanının çok daha geniş alana gereksinimi olacağı bellidir; Mersin Limanı arazisi kuzeye ve doğuya doğru genişletilmelidir ki artan depolama kapasitesi karşılanabilsin ve liman içinde trafik hareket kabiliyeti artsın.

Hali hazırda bile Mersin Limanının en büyük sorunu yeterli genişlikte alana sahip olmayışıdır; bu da limanın daha hızlı ve ekonomik olarak çalışmasının önünde en büyük engeldir.

Bu bölge için ivedilikle yeni bir imar planı yapılması ve limanın kuzeye ve doğuya doğru genişleme alanının belirlenmesi gerekmektedir.

Ayrıca, liman faaliyetlerine destek unsuru olabilecek sektörlere de yer açılması ve ulaşım ağının kentin trafiğini etkilemeyecek bir biçimde planlanması gerekmektedir.

Yoksa mevcut yapılan imar planına göre Mersin Limanının kuzey tarafında yapılacak yüksek katlı iş merkezleri Limanı ve Mersin girişini boğacaktır.

Bu bölgenin imar planı, limanın ve lojistik sektörünün koordineli, sıkışmadan, seri bir şekilde çalışması yönünde planlanarak ivedilikle yapılmalıdır.

Ötesi, bu planlama yapımı bitmek üzere olan Çukurova Bölgesel Havalimanını da kapsamalıdır.

Liman ve havalimanı, Çukurova’yı bir lojistik ve ekonomik havza yapma olanağı yaratmıştır.

Mersin Ana Konteyner Limanının yapılacağını da varsayıyorum; bu havzanın daha da güçlü olmasını sağlayacaktır.

Lojistik olanakları güçlü bir bölge yatırımcılar için en çekici bölgedir.

Adana ile artbölgemizdeki illerin de imkanlarını ve sinerjisini katıp bu olanağı çok iyi planlayıp değerlendirebilirsek Çukurova’yı, Marmara’nın ve Dubai’nin çok ötesinde bir EKONOMİK HAVZA haline getirebiliriz.

Bu havzada tarımdan gıdaya, ağır sanayiden yüksek teknolojik sanayiye, bilişimden AR-GE’ye, turizmden sağlığa kadar aklınıza gelebilen her sektörde yatırım yapılabilir.

Yeter ki irade koyup katılımcı ve kapsayıcı plan yapalım.

İleriyi görebilen, fırsatları değerlendirebilen, işbirliğine açık, girişimci ve cesaretli kamu yöneticileri bu işin ucundan tutarsa, özel sektör ve diğer dinamiklerde destekler ve Büyük Çukurova Ekonomi Havzası gerçekleşir.

Siyasi erk yalnızca irade koyup kaynak oluştursun yeter…

Hoşça kalın, haftaya yine buradayız!