6 Şubat 2023’te yaşanan yıkıcı depremlerin üzerinden iki buçuk yıl geçmesine rağmen, Türkiye genelinde ve Mersin’de eğitim altyapısında yaşanan kriz hâlâ çözülebilmiş değil. Özellikle deprem bölgesindeki okulların yerine yenilerinin yapılmaması, kamuoyunda giderek artan bir tepkiye neden oluyor. CHP Mersin Milletvekili Talat Dinçer, konuya ilişkin sert eleştirilerde bulunarak TBMM’ye hem yazılı soru önergesi hem de meclis araştırma önergesi sundu. Dinçer, eğitim hakkının görmezden gelindiğini vurgularken, “Bu sadece bir idari zafiyet değil, anayasal bir görev ihmali” dedi.
Mersin’de 138 Yeni Okuldan Sadece 65’i Tamamlandı
Deprem sonrası Mersin’de yapılan hasar tespit çalışmaları sonucunda 114 okulun yıkılması kararlaştırıldı. Milli Eğitim Bakanlığı ise bu okulların yerine toplam 138 yeni okul inşa edileceğini duyurdu. Ancak aradan geçen zaman içerisinde yalnızca 65 okul tamamlanabildi. Geriye kalan 73 okulun inşaatları ya sürüncemede ya da hâlâ temel aşamasında. Talat Dinçer bu durumu “Eğitim altyapısı çökmüş durumda, ama çözüm konusunda iktidar sessizliğini koruyor” diyerek eleştirdi.
CHP’li vekilin açıklamalarına göre birçok öğrenci hâlâ konteyner sınıflarda ders görmeye çalışıyor. Dinçer, bu tabloyu “çocuklarımızın geleceği geçici yapılara mahkûm edilemez” sözleriyle özetledi.
Türkiye Genelinde Durum Daha Da Vahim
Sorun yalnızca Mersin’le sınırlı değil. Dinçer’in TBMM’ye sunduğu önergeye göre, depremden etkilenen 11 ilde toplam 12 bin 119 derslik yıkıldı. Buna karşın Milli Eğitim Bakanlığı tarafından açıklanan 22 bin 39 yeni derslik hedefinin sadece 3 bin 100’ü tamamlanabildi. Bu durum, milyonlarca öğrenciyi belirsizlikle karşı karşıya bırakıyor. 2025-2026 eğitim öğretim yılına sayılı günler kala hâlâ binlerce öğrenci nerede, nasıl eğitim alacağını bilmiyor.
Dinçer, “Bu rakamlar yapılanların, yapılması gerekenin ne kadar gerisinde kaldığını net biçimde ortaya koyuyor. Eğitim hakkı anayasal güvence altındadır. Ama bu hakkın nasıl ihlal edildiğini herkes görüyor” diyerek kamuoyuna çağrıda bulundu.
“Konteynerlerde Eğitim Kalıcı Hale Gelmemeli”
Eğitim sisteminde yaşanan bu yapısal kriz, sadece öğrencileri değil öğretmenleri de doğrudan etkiliyor. Kalabalık sınıflar, geçici binalar, ulaşım sorunları ve fiziki yetersizlikler; hem öğretmenlerin hem de öğrencilerin motivasyonunu zedeliyor. Dinçer, “Milli Eğitim Bakanlığı ne bütçe konusunda ne de süreç yönetiminde şeffaf bir tutum sergiledi. Bu belirsizlik içinde çocuklarımız ve öğretmenler kaderine terk ediliyor” dedi.
Meclis araştırması talep eden CHP’li vekil, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in yanıtlaması istemiyle şu soruları yöneltti:
- Mersin’de yıkılan 95 okuldan neden sadece 40’ı yeniden yapıldı?
- Türkiye genelinde yıkılan 12 binin üzerindeki derslik için neden sadece 3.100 derslik tamamlandı?
- Okul inşaatları neden hâlâ temel aşamasında?
- İhaleler yapıldı mı? Yapıldıysa hangi firmalara verildi, teslim tarihi nedir?
- 2025-2026 eğitim yılına kadar bu okullar yetişecek mi?
“Bu Bir Kamu Sorumluluğudur”
Talat Dinçer, anayasanın 42. ve 98. maddelerine atıfta bulunarak, eğitimin herkes için bir hak olduğunu ve TBMM’nin bu süreci denetlemekle yükümlü olduğunu hatırlattı. “Bugüne kadar kamuoyunu tatmin edecek tek bir açıklama yapılmadı. Ne zaman sorulsa ya sessizlikle geçiştiriliyor ya da sürekli erteleniyor. Artık bu süreç sorgulanmalı, sorumlular hesap vermeli.”
Eğitim alanındaki bu yapısal eksikliklerin giderilmesi için hem merkezi hükümetin hem de yerel idarelerin acilen harekete geçmesi gerektiğini vurgulayan Dinçer, “Çocuklarımızın kaderi ihmal edilemez” diyerek açıklamasını sonlandırdı.