Bu gelişme, hem genetik hem de kan transfüzyonları açısından yeni kapılar açıyor. Taşıyıcının kökenine atfen “Gwada negatif” adı verilen bu kan grubu, tıp literatüründe 48. sınıflandırma olarak kayda geçti. Bu kişiye ait detaylar, buluşun önemini daha da artırıyor.
Keşfin Başlangıcı ve Gizemli Antikor
15 yıl önce, rutin bir ameliyat öncesi kan testi sırasında tespit edilen bilinmeyen bir antikor, araştırmacıların ilgisini çekti. Ancak o dönemde laboratuvarlar, bu antikorun hangi genetik kombinasyona bağlı olduğunu çözebilecek teknolojiye sahip değildi. Bu gizemli durum, yıllarca tıp literatüründe not olarak taşındı. Sadece gelişmiş DNA dizileme teknikleriyle 2019 yılında, gizem çözülmeye başlandı. Kadının her iki ebeveynden aldığı mutasyona uğramış genler, benzersiz kan grubunu oluşturuyordu.
Uluslararası Tanınma ve ISBT Onayı
Haziran 2025’te Milano’da gerçekleştirilen Uluslararası Kan Transfüzyonu Derneği (ISBT) konferansında buluş resmen kabul edildi. Artık “Gwada negatif”, dünya genelindeki resmi kan grubu listelerinde yer alıyor. Bu onay, nadir kan gruplarının tespiti ve doğru transfüzyon yapılması açısından kritik bir adım olarak değerlendiriliyor.
Tıp Dünyasında Yeni Ufuklar
EFS biyoloğu Thierry Peyraard, bu keşfin nadir genetik çeşitliliğin bir örneği olduğunu belirtti. Araştırmalar, benzer genetik yapıya sahip başka bireylerin bulunup bulunmadığını araştırmayı sürdürüyor. Amaç, gelecekte bu tür nadir kan gruplarına sahip kişilerin tedavi süreçlerini güvenli bir şekilde yürütmek.
Kan Nakillerinde Güvenlik Önemi
Uzmanlar, nadir kan gruplarının belirlenmesinin hayati önem taşıdığını vurguluyor. Yanlış kan transfüzyonları ölümcül olabiliyor ve “Gwada negatif” gibi özel kan grupları, doğru tanımlanmazsa ciddi riskler yaratabiliyor. Bu nedenle, tıbbi kayıtlar ve genetik taramalar daha fazla önem kazanıyor.
Kadının Guadeloupe Adası kökenli olması, genetik araştırmalar açısından da ilgi çekici bir detay. Böylece bilim insanları, nadir genetik varyasyonların coğrafi dağılımını daha iyi analiz edebilecek. Ayrıca bu durum, transfüzyon merkezleri ve kan bankaları için özel bir önlem planı oluşturulmasını gerektiriyor.
Araştırmacılar, keşfin yalnızca bir kişinin ötesine geçip geçmeyeceğini merak ediyor. Eğer benzer mutasyonlara sahip bireyler bulunursa, “Gwada negatif” artık tek kişiye ait bir durum olmaktan çıkabilir. Bu da tıp dünyasında yeni sorular ve araştırma alanları yaratacak.