Kayseri’de doğuştan “Akçaağaç Şurubu İdrar Hastalığı” (MSUD) ile dünyaya gelen 14 yaşındaki Abdülkadir Soysal, yıllarca protein içeren gıdalardan mahrum yaşadı. Sadece özel mamalarla beslenebilen ve defalarca nakil umudu ertelenen Soysal’ın hayatı, Konya’da beyin ölümü gerçekleşen 8 yaşındaki bir çocuğun ailesinin yaptığı organ bağışıyla değişti. Antalya’da Prof. Dr. Bülent Aydınlı ve ekibi tarafından gerçekleştirilen başarılı karaciğer nakli sonrası sağlığına kavuşan Abdülkadir, yaşamında ilk kez simit yedi.
“Simidin Tadını Bilmiyordu”
Nakil operasyonunu gerçekleştiren Prof. Dr. Bülent Aydınlı, MSUD hastalığında karaciğerin aminoasitleri parçalayan enzimleri üretemediğini ve bu nedenle hastaların ömür boyu diyetle yaşamak zorunda kaldığını anlattı. Hastalığın kalıcı tedavisinin yalnızca karaciğer nakli ile mümkün olduğunu vurgulayan Aydınlı, “Nakilden sonra ‘Artık ne istersen yiyebilirsin’ dediğimizde Abdülkadir bize simidin tadını bilmediğini söyledi. İlk kez yediğinde ‘Çok güzelmiş’ dedi. Bu, çocuklar ve aileleri için tarif edilemez bir mutluluk.” diye konuştu.
14 Yıllık Özlem Bitti
Abdülkadir Soysal, nakil sonrası yaşadığı değişimi şu sözlerle dile getirdi:
“Bu yaşımda ilk kez simit yedim, birçok şeyi ilk defa tattım. Artık her şeyi yiyebiliyorum. Önceden hep gözüm kalıyordu, şimdi istediğimi yiyebilmek harika bir duygu. Organ bağışı yapan aileye minnettarım.”
Aileden Duygusal Teşekkür
Baba Mesut Soysal, nakil öncesi günlük hayatlarının çok kısıtlı olduğunu belirterek, “Oğlum ekmeğin tadını bile bilmiyordu. Dışarı çıkmaktan çekiniyorduk, canı çekmesin diye. Şimdi birlikte her şeyi yapabileceğiz” dedi. Anne Hilal Soysal ise oğlunun ilk kez simit yediği anı “En büyük hayali sıcak pide ve simitti. Yoğun bakımdan çıktıktan sonra hocası simit hediye etti, çok mutlu oldu” sözleriyle anlattı.
“Organlarımız Toprak Olmasın” Çağrısı
Aile, Türkiye’de çok sayıda hastanın nakil beklediğine dikkat çekerek organ bağışına destek çağrısı yaptı. Anne Soysal, “Bizim gibi binlerce insan umutla bekliyor. Ölünce organlarımız toprak olmasın, bir hayat kurtarsın” ifadelerini kullandı.
Bu duygu dolu hikâye, organ bağışının bir hayatı nasıl baştan yazabileceğinin en somut örneklerinden biri olarak hafızalara kazındı.
