Türkiye, nadir hastalıklarla mücadelede önemli bir adım atıyor. Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, Çanakkale ziyaretinde yaptığı açıklamada, 2026 yılının ilk yarısında SMA (Spinal Müsküler Atrofi) ilacının yerli üretimine başlanacağını duyurdu.
Bakan Memişoğlu, yaptığı açıklamada, Türkiye’nin sağlık alanında kendi kendine yeterli bir ülke olma hedefini vurguladı. “İnşallah 2026’nın ilk yarısında Türkiye kendi SMA ilacını üretip, nadir hastalıklarla ilgili önemli bir adım atacak. Bundan sonra özellikle moleküler tedavilerde ve nadir hastalıklarda, kendi tedavisini ve ilacını üretebilen, vatandaşlarına bu ilaçları rahatlıkla sunabilen bir ülke olacağız” ifadelerini kullandı.
Sağlıkta Bağımsız Türkiye Hedefi
Bakan Memişoğlu, Türkiye’nin sadece kendi ihtiyacını karşılamakla kalmayıp, bölge ülkelerine de ilaç sağlayabilecek kapasiteye ulaşacağını belirtti. “Üreten sağlık modelimizde, Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) koordinasyonunda, kendi cihazını, malzemesini ve ilacını üretebilen bir sağlık sistemi kurmayı hedefliyoruz. Bu sayede sağlıkta bağımsız bir Türkiye yolunda ilerliyoruz” dedi.
Memişoğlu’nun açıklamaları, Türkiye’nin nadir hastalıklar ve moleküler tedaviler alanında stratejik adımlar attığını ve uluslararası ölçekte de söz sahibi olmayı hedeflediğini ortaya koyuyor. Ülke genelinde yapılacak çalışmalarla, hem hastalar için erişilebilir tedavi imkanları artırılacak hem de Türkiye’nin ilaç üretim kapasitesi güçlendirilecek.
Bölge Ülkelerine Destek
Bakan, Türkiye’nin üreteceği SMA ilacının sadece ülke içi kullanıma yönelik olmadığını, aynı zamanda çevre ülkelerdeki ihtiyaçların karşılanmasında da önemli rol oynayacağını belirtti. Bu durum, Türkiye’nin sağlık alanında bölgesel bir merkez olma vizyonunu güçlendiriyor ve yerli üretimle birlikte sağlıkta dışa bağımlılığı azaltmayı hedefliyor.
Sağlık Bakanlığı ve TÜSEB koordinasyonunda yürütülecek çalışmalar, Türkiye’nin nadir hastalıklar ve moleküler tedaviler alanında kendi çözümlerini geliştirebilmesini sağlayacak kritik bir adım olarak değerlendiriliyor. Bu adım, Türkiye’yi sadece kendi vatandaşlarına değil, bölge ülkelerine de umut ve tedavi sağlayan bir sağlık üssü haline getirecek.