Ah o eski bayramlar… Aile kavramının ve beraberliğin sembolü olan bayramlar, zaman içerisinde en çok değişen konulardan bir tanesi oldu. Tam da bu nedenle eski bayramlara duyulan özlem giderek artmaya başladı.

Eskiden Ramazan ayı süresince oruç tutanları sahura kaldıran davulcular, bayramda bahşiş toplamak ve bayram coşkusunu en iyi şekilde yansıtmak için tek tek bütün dükkanları dolaşırdı.

Günümüzde ise küçük şehirlerde halen devam eden bu gelenek, Ramazan Bayramında olduğu gibi diğer pek çok bayramın da vazgeçilmez geleneklerinden bir tanesiydi.

Asırlardır değişmeyen tadı ile Türk kahvesi, eski bayramlarda olduğu gibi bugün de en dikkat çeken bayram lezzetlerinden biri. Bayram kahvesi olarak da adlandırdığımız, kokusuna ve tadına hayran kaldığımız, içerken mutluluk dolduğumuz Türk kahvesi; aynı zamanda yanındaki ikramlıklarla da göz dolduran bir tat.

Bayram kahvesi ile mükemmel bir uyum yakalayan bayram tatlıları da eski bayramların en önemli gelenekleri arasında yer alır. Özellikle şerbetli tatlıların en sevilenlerinden el açması baklavalar, kadayıflar ve şekerpareler eski bayramların unutulmaz tatları olarak karşımıza çıkar.

Eski bayramlar denilince akıllara gelen bir diğer gelenek de bayramlık kıyafetler olarak karşımıza çıkar. Adından da anlaşılacağı gibi bayramlıklar, her zaman yeni ve güzel giysilerden seçilirdi.

Özellikle çocukların bayılarak giydiği bayramlıklar, eski bayramların neşesini de oldukça güzel bir biçimde yansıtırdı. Ayrıca temiz ve yeni kıyafetlerin, bayramın enerjisini yükselttiğine de inanılırdı.