Gündem

Cuma Hutbesinden Gündem Yaratacak Sözler: “Özenti Estetik, Şeytanın Oyunu!”

Diyanet İşleri Başkanlığı, bu haftaki cuma hutbesinde dövme, estetik operasyon ve dar giyim konularını ele aldı.

Abone Ol

Diyanet İşleri Başkanlığı, bu haftaki cuma hutbesinde toplumsal yaşamı ve bireysel tercihleri doğrudan ilgilendiren konuları gündeme taşıdı. Türkiye’de her zaman tartışmaların odağında olan, bütçesiyle birçok kamu kurumunu geride bırakan ve harcamaları sık sık kamuoyunun eleştirisine konu olan Diyanet, bu kez “dövme yaptırmak, estetik operasyon geçirmek ve dar kıyafet giymek” başlıklarını işledi.

“Mahremiyet Ciddi Bir Tehdit Altında”

Hutbede, çağımızın “mahremiyetin pervasızca ihlal edildiği” bir dönem olarak nitelendirildiği dikkat çekti. Diyanet, özellikle giyim sektörü, moda endüstrisi ve bazı medya kuruluşlarını hedef alarak, “özgürlük” ve “çağdaşlık” adı altında “çıplaklığı özendirme” ve “örtünmeyi değersizleştirme” politikaları izlendiğini savundu.

Hutbede yer alan ifadelerde, bu anlayışın insanı bir “değerli varlık” olmaktan çıkarıp “tüketilen bir nesne” haline getirdiği belirtildi. “İnsanın bedenini, mahremiyetini ve özelini toplum önünde sergilemesi; aklın, vicdanın ve fıtratın bozulmasıdır” denildi.

Resûl-i Ekrem’in (s.a.s.) “Azîz ve Celîl olan Allah Halîm’dir, hayâ sahibidir, ayıp ve kusurları örtendir. Hayâyı ve örtünmeyi sever” hadisine atıf yapılan hutbede, “Kısa giysiler ve şeffaf kıyafetler, nerede ve hangi amaçla olursa olsun Allah’ın örtünme emrini ihlaldir, haramdır” vurgusu yapıldı.

“Estetik Ameliyatlar Allah’ın Yarattığını Beğenmemek”

Hutbenin en dikkat çeken bölümlerinden biri de estetik operasyonlarla ilgili oldu. Tıbbi bir zorunluluk olmadığı halde, yalnızca daha güzel görünmek veya toplumda beğenilmek için yapılan estetik ameliyatların “Allah’ın yarattığını beğenmemek” olarak değerlendirildiği hutbede, bu tür müdahalelerin “fıtratı bozmak” olduğu ve “şeytanın oyunu” olarak nitelendirildiği ifade edildi.

“Yaratılışı değiştirme” çabasının insanın asli yapısına müdahale anlamına geldiğini belirten Diyanet, bu durumun ciddi bir günah olduğunu vurguladı. Hutbede, “Tıbbi bir gerekçe olmadan vücut organlarının yapısını değiştirmek, sadece özenti uğruna yapılan estetik ameliyatlarla fıtratı bozmak, Allah’ın yarattığını beğenmemek ve şeytanın oyununa gelmektir” ifadelerine yer verildi.

“Dar ve Açık Giyim Aile Kurumuna Saldırı”

Hutbede dar ve bedeni belli eden kıyafetler de sert bir dille eleştirildi. “Bedeni açıkta bırakan elbiseler, vücut hatlarını belli eden kıyafetler tarz ya da imaj değil, Allah’ın emirlerini ihlaldir” denildi.

Diyanet, bu durumun bireysel bir tercih olmanın ötesinde toplumsal sonuçları olduğuna dikkat çekerek, aile yapısının bu tür giyim tarzları üzerinden hedef alındığını savundu. Özellikle bazı sinema, dizi, reklam ve dijital mecralarda “çıplaklığın normalleştirilmeye çalışıldığı” ifade edilerek, bunun “aile kurumuna yönelik doğrudan bir saldırı” olduğu öne sürüldü.

Hutbede şu ifadeler dikkat çekti:


“Uygunsuz kıyafetlerle toplumsal alanlarda, hele hele kurumsal özelliği olan mekânlarda bulunmak asgari ahlak kurallarına bile meydan okumaktır. Bu, çağdaşlık değil, ilkelliktir. Ahlak ve edep ölçülerinin çiğnenmesine sessiz kalan herkes büyük bir vebal altındadır. Çünkü neslimizin iffetini, edebini ve ahlakını korumak hepimizin ortak sorumluluğudur.”

Kamuoyunda Büyük Tartışma Başlattı

Diyanet’in hutbesinde kullanılan ifadeler, kısa sürede kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Dövme, estetik ve giyim tercihleri üzerinden yapılan bu çıkış, sosyal medyada farklı kesimlerden sert tepkiler aldı. Bazı vatandaşlar hutbeyi bireysel özgürlüklerin sınırlandırılması olarak değerlendirirken, bazıları da dini kuralların hatırlatılması gerektiğini savundu. Diyanet’in özellikle “şeytanın oyunu” ifadesiyle estetik operasyonları hedef alması ve “dar giyimin aile kurumuna saldırı” olarak tanımlanması, konuyu sadece dini bir tartışma olmaktan çıkararak toplumsal yaşam, özgürlük ve ahlak anlayışı üzerine derin bir polemik başlattı.