Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) tarafından yayımlanan 2023 verileri, Türkiye’deki genç iş gücü ve eğitim katılımı açısından alarm verici bir tabloyu ortaya koydu. 15-29 yaş arasındaki gençler arasında ne eğitimde ne de istihdamda bulunanların oranı %26,68’e ulaştı. Bu oranla Türkiye, 38 OECD ülkesi arasında ilk sıraya yerleşti.
OECD Ortalamasının İki Katı
OECD ülkelerinde ortalama “NEET” (Not in Education, Employment, or Training) oranı %12,52 seviyesinde. Türkiye ise bu ortalamanın iki katından fazla bir oranla dikkat çekiyor. Türkiye’yi sırasıyla Kosta Rika (%24,09), Kolombiya (%23,63) ve Meksika (%18,46) takip ediyor. Avrupa ülkeleri arasında ise İtalya (%17,72) ve İspanya (%16,55) yüksek oranlarıyla öne çıkıyor.
Avrupa’nın Gerisinde Kaldık
Avrupa’nın gelişmiş ülkeleri bu sıralamada oldukça düşük oranlara sahip. Hollanda (%5,36), Norveç (%6,34), Almanya (%9,19) gibi ülkeler NEET oranlarının en düşük olduğu ülkeler arasında yer alıyor. Bu durum, gençlerin eğitim sistemine entegrasyonu ve iş gücü piyasasına geçişte destekleyici politikalara sahip olan ülkelerin başarılı sonuçlar aldığını gösteriyor.
Uzmanlar Uyarıyor: "Gençlik Krizi Derinleşiyor"
Eğitim ve istihdam politikaları uzmanlarına göre, Türkiye’deki yüksek NEET oranı sadece ekonomik değil, aynı zamanda sosyal bir sorunu da işaret ediyor. Gençlerin üretkenliğe dahil olmaması, bireysel gelişimlerini engellediği gibi toplumsal kalkınmayı da yavaşlatıyor. Uzmanlar, çözüm için üç temel alanda reform öneriyor: nitelikli mesleki eğitim olanaklarının artırılması, genç istihdamına yönelik teşvikler ve sosyal destek programlarının genişletilmesi.
“Ev Genci” Kavramı Kalıcılaşmasın
Kamuoyunda “ev genci” olarak tanımlanan bu grup, ne okula gidiyor ne de çalışıyor. Bu gençlerin bir kısmı iş aramaktan vazgeçmiş, bir kısmı ise aile desteğiyle geçimini sürdürüyor. Ancak bu durumun uzun vadede psikolojik, ekonomik ve toplumsal etkileri kaçınılmaz oluyor.
Türkiye, önceki yıllarda da NEET oranında OECD ortalamasının üzerinde seyrediyordu. Ancak 2023 verileri, bu farkın daha da açıldığını gösteriyor. Pandemi sürecinin ardından derinleşen ekonomik sorunlar, genç işsizliği ve eğitime erişimde yaşanan eşitsizlikler bu oranı artıran başlıca faktörler arasında gösteriliyor.
Çözüm Önerileri Gündemde
Milli Eğitim Bakanlığı ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, gençlerin istihdam edilebilirliğini artırmaya yönelik çeşitli projeler yürütüyor. Ancak uzmanlara göre, bu projelerin daha bütüncül ve uzun vadeli planlamalarla desteklenmesi şart. Aksi hâlde Türkiye’nin demografik avantajı dezavantaja dönüşebilir.