Yeni eğitim-öğretim yılına sayılı günler kala, Eğitim-Bir-Sen Mersin Şubesi eğitim çalışanlarının karşı karşıya olduğu sorunlara dikkat çekti. Sendika, öğretmenlerin yalnızca ders başı yapmadığını, aynı zamanda yıllardır biriken sorunları da sınıflara taşıdığını vurguladı. Bu yıl 18 milyon öğrenci ve 1 milyonu aşkın öğretmenle başlayacak olan eğitim yılı, çözüm bekleyen yapısal problemlerle gölgeleniyor. Eğitim-Bir-Sen Mersin Şubesi’nin çağrısı net: Kalıcı çözümler artık ertelenmemeli.
Öğretmenler "Mutsuz Mecburiyetler" İçinde
Öğretmenlerin çalışma koşullarına dair memnuniyetsizlik sadece bireysel bir sorun değil; doğrudan eğitimin kalitesini ve ülkenin geleceğini etkileyen yapısal bir mesele olarak görülüyor. Eğitim-Bir-Sen Mersin Şubesi’nin açıklamasına göre, öğretmenlerin umutlarını yitirmemesi için sadece ücret artışı değil, aynı zamanda huzurlu bir çalışma ortamı ve mesleki saygınlık da gerekiyor.
Sendika, öğretmenlerin mutsuzluğunun "mecburi" bir kabullenmeye dönüşmesini istemediklerini belirtiyor. Mevcut sistemin öğretmenleri bir çıkmazda bıraktığını, ekonomik baskılar ve adaletsiz uygulamaların mesleki motivasyonu zayıflattığını dile getiriyor.
Ücretli ve Sözleşmeli Öğretmenlik Bitmeli
Sendikanın gündeme taşıdığı temel sorunlardan biri de sözleşmeli ve ücretli öğretmenlik uygulamaları. Bu sistemlerin, öğretmenlik mesleğinin hem itibarını zedelediği hem de eğitimde istikrarsızlığa yol açtığı belirtiliyor. Eğitim-Bir-Sen Mersin Şubesi, kadrolu öğretmen istihdamının bir hak değil, zorunluluk olduğunun altını çiziyor.
Özellikle atama bekleyen binlerce öğretmen adayı varken, ücretli öğretmenlerle geçici çözümler aranmasının kabul edilemez olduğunu vurgulayan sendika, bu uygulamanın son bulmasını talep ediyor.
Atama ve Yer Değişikliği Süreçleri Adil Olmalı
Öğretmenlerin yer değişikliği talepleri her yıl büyük bir belirsizlikle karşılanıyor. Eğitim-Bir-Sen Mersin Şubesi’ne göre, mazeret ve isteğe bağlı tayinler anayasal bir hak olmasına rağmen uygulamada bu hak keyfi biçimde sınırlandırılıyor. Dezavantajlı bölgelere atanan öğretmenlerin, uzun süre bu bölgelerde kalmak zorunda kalması, bölgesel başarı eşitsizliklerini de beraberinde getiriyor.
Sendika, öğretmenlerin bölgelere dengeli dağılımını sağlamak için ek teşviklerin artırılmasını, atama ve yer değiştirme süreçlerinin ise daha öngörülebilir ve teknolojik altyapıyla desteklenmiş şekilde yürütülmesini öneriyor.
Eğitim Yöneticiliği Artık Bir Meslek Olarak Tanınmalı
Okul yöneticiliği hâlâ geçici bir görev gibi görülüyor. Oysa Eğitim-Bir-Sen Mersin Şubesi, eğitim kurumlarının yöneticilerinin artık profesyonel bir meslek mensubu olarak kabul edilmesi gerektiğini savunuyor. Yazılı sınav puanı ve objektif kriterlere dayalı bir sistemin kurulması, hem liyakat ilkesini hem de kurumsal istikrarı güçlendirecek bir adım olabilir.
Ek ders ücretlerinde yaşanan adaletsizliklerin giderilmesi, görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavlarının düzenli aralıklarla yapılması gibi yapısal talepler de sendikanın gündeminde yer alıyor.
Deprem Bölgesi, Proje Okulları ve Kantinler: Gözden Kaçmaması Gereken Başlıklar
Eğitim-Bir-Sen Mersin Şubesi’nin önerileri yalnızca öğretmen haklarıyla sınırlı değil. Deprem bölgesinde görev yapan öğretmenlere kalıcı konut tahsisi, proje okullarındaki atama kriterlerinin şeffaf hale getirilmesi, okul kantinlerinde boykot edilen ürünlerin satışının engellenmesi gibi toplumsal boyutu da olan başlıklar öne çıkıyor.
Ayrıca, okulların yardımcı personel ihtiyacının hâlâ çözülemediği, ödenek yetersizliği nedeniyle temel ihtiyaçların karşılanmasında sıkıntılar yaşandığı da bildiride dikkat çekilen diğer önemli noktalar arasında.
Eğitimcilerin Umudu: Somut Adımlar
Eğitim-Bir-Sen Mersin Şubesi, yeni eğitim-öğretim yılının yalnızca bir takvim başlangıcı olmadığını, aynı zamanda eğitim çalışanlarının beklentilerine yanıt verilmesi için bir fırsat olduğunu hatırlatıyor. Açıklamada, “Eğitim çalışanlarının sorunlarının çözümü, doğrudan eğitimin kalitesini yükseltecek en temel adımdır” deniliyor.
Milli Eğitim Bakanlığı'na çağrıda bulunan sendika, verilen vaatlerin artık somut adımlara dönüşmesini, kronikleşmiş sorunların bir an önce çözüme kavuşturulmasını talep ediyor.