Ahmet Sütcü

Açılımı yapay zeka olan AI , makinelerin, özellikle bilgisayar sistemlerinin insan zekâsının çeşitli işlevlerini taklit edebilme kabiliyeti olarak tanımlanıyor. Öğrenme, mantık yürütme, algılama, anlama ve dil kullanma gibi yeteneklerle donatılan makineler, günümüzde karmaşık problemleri çözme, veri analizi yapma ve insan etkileşimini taklit etme gibi alanlarda faaliyet gösteriyor.

Yapay zekanın kökleri, 1940'lar ve 1950'lerde, bilgisayar biliminin öncülerinden Alan Turing’in çalışmalarına dayanıyor. Turing, makinelerin düşünüp düşünemeyeceğini tartıştığı "Computing Machinery and Intelligence" adlı makalesi ile AI konusunda teorik bir temel oluşturdu. Bu çalışma aynı zamanda Turing Testi'ni de içeriyor. Bu test, bir makinenin insan düzeyinde zeka gösterip gösteremediğini belirlemek için kullanılıyor.

1956 yılında Dartmouth College'da gerçekleştirilen konferansla birlikte "yapay zeka" terimi ilk kez kullanıldı ve bu alandaki çalışmalar şekillenmeye başladı. John McCarthy, Marvin Minsky, Allen Newell ve Herbert A. Simon gibi isimler bu sürece öncülük etti. İlerleyen yıllarda, AI, problem çözme, oyun oynama ve teorem ispatlama gibi alanlarda önemli ilerlemeler kaydetti.

Kuzey Işıkları Rize'de Görüldü Kuzey Işıkları Rize'de Görüldü

1980'lerde ise yapay zeka, özellikle uzman sistemlerin ticari başarısıyla altın çağını yaşadı. Ancak, bu dönem sonrasında beklentilerin karşılanamaması nedeniyle bir durgunluk dönemi olan "AI Kışı" yaşandı. 2000'lerde ise internetin yaygınlaşması, büyük veri teknolojilerinin gelişmesi ve hesaplama gücündeki artış ile yapay zeka, derin öğrenme ve sinir ağları alanında büyük bir canlanma yaşadı.

Bugün yapay zeka, sağlık hizmetlerinden finansa, otomotivden müşteri hizmetlerine kadar birçok sektörde kullanılmakta ve sürekli olarak gelişerek teknolojinin ve insan hayatının sınırlarını zorlamaya devam etmektedir.

Kaynak: Ahmet Sütcü