DİSK-AR tarafından yayımlanan Eylül 2025 tarihli Ücret Kayıpları İzleme Raporu, Türkiye’de işçi sınıfının karşı karşıya kaldığı ekonomik erimeyi çarpıcı verilerle gözler önüne serdi. Rapora göre, 2025’in ilk sekiz ayında yalnızca kayıtlı (SGK’lı) işçilerin enflasyon ve doğrudan vergi yükü nedeniyle yaşadığı toplam ücret kaybı 1 trilyon 155 milyar TL’yi aştı. Bu kaybın 627,3 milyar TL’si enflasyondan, 528 milyar TL’si ise doğrudan vergi ve damga vergisi kesintilerinden kaynaklandı.

Ara zam yapılmayan asgari ücrette kayıplar daha da görünür hale gelirken, yılın sekizinci ayında ortalama işçi ücretinin yaklaşık yüzde 40’ı adeta buhar oldu. Peki bu tablo nasıl oluştu?

Sekiz Aylık Kayıp: Ücretin Yarısı Gitti

2025 yılı boyunca artan enflasyon, durağan kalan ücretlerle birleşince işçilerin alım gücü sert şekilde düştü. SGK verilerine göre yılın ikinci yarısında ortalama brüt işçi ücreti 50.580 TL’ye yükselse de, bu artış enflasyon ve vergiler karşısında yetersiz kaldı.

Ünlü marka araçlardaki bu hata yüzünden geri çağırdı!
Ünlü marka araçlardaki bu hata yüzünden geri çağırdı!
İçeriği Görüntüle

Ağustos 2025 itibarıyla ortalama bir işçi, gelir ve damga vergileri dahil olmak üzere 12.115 TL’lik bir kesintiyle karşılaştı. Buna ek olarak enflasyon etkisiyle ücretinden 7.114 TL daha kaybetti. Böylece bir işçinin net reel geliri 31.351 TL’ye kadar geriledi. Yılın başında bu kayıp 4.789 TL iken, Ağustos’ta 11.642 TL’ye ulaştı. Toplamda ortalama bir işçi yılın ilk sekiz ayında 69.166 TL gelir kaybına uğradı.

Asgari Ücrete Zam Yok, Kayıp Büyük

2025 yılı için belirlenen brüt 26.006 TL'lik asgari ücrete yıl içinde herhangi bir ara zam yapılmaması, enflasyon karşısında büyük kayıpları beraberinde getirdi. SGK ve işsizlik sigortası primleri sonrası net 22.105 TL olan asgari ücret, Ağustos 2025 itibarıyla enflasyon karşısında 4.753 TL değer kaybetti.

Sekiz aylık dönemde toplam kesinti ve enflasyon kaybı 55.130 TL’ye ulaşırken, bu erime asgari ücretin yaklaşık yüzde 26,5’ine denk geliyor. Bu durum, asgari ücretle geçinen milyonlarca işçinin temel ihtiyaçlarını karşılamada daha da zorlanacağı anlamına geliyor.

Ücret Artışı Yok, Vergi Yükü Artıyor

Vergi dilimlerinin enflasyon oranında artırılmaması, milyonlarca işçiyi daha yıl ortasında yüksek vergi dilimlerine soktu. Örneğin brüt ücreti 52.011 TL olan bir işçi, Ağustos ayında 14.241 TL vergi ve kesinti ödedi. Aynı işçinin reel net ücreti, 29.650 TL’ye geriledi. Yılın ilk sekiz ayında bu ücret düzeyinde toplam kayıp 143.177 TL oldu.

Ücret arttıkça vergi yükünün katlandığı bu sistemde, brüt 78.017 TL maaş alan bir işçinin eline geçen reel net ücret yalnızca 41.034 TL. Bu, maaşın yüzde 47,4’ünün kaybedildiği anlamına geliyor.

Gelirden Zengine Transfer: 1,2 Trilyon TL

Raporda yer alan ifadeyle, bu kayıplar yalnızca ekonomik bir sorun değil; aynı zamanda gelir dağılımında ciddi bir adaletsizlik anlamına geliyor. 1,2 trilyon TL’ye yaklaşan ücret kaybı, işçi sınıfından sermaye kesimine doğru açık bir gelir transferini ifade ediyor.

Vergi politikalarındaki adaletsizlik, enflasyonun yanlış ölçülmesi ve düşük ücret artışları, Türkiye’de gelir eşitsizliğini daha da derinleştiriyor. DİSK-AR’a göre bu tablo, sadece ekonomik değil, sosyal bir krize de işaret ediyor.

Ücrette ve Vergide Adalet Şart

Yüksek enflasyon, durağan ücretler ve adaletsiz vergi sistemi; Türkiye’de işçilerin harcanabilir gelirlerini eritti. Eylül 2025 raporu, işçi sınıfının yaşadığı bu büyük erimenin rakamlarla kanıtı niteliğinde. 17 milyona yakın kayıtlı işçi, yılın sadece sekiz ayında toplamda 1,2 trilyon TL’ye yakın bir kayba uğradı.

DİSK-AR, bu tabloya karşı çözüm olarak hem ücretlerin enflasyon karşısında korunmasını hem de vergide adaletin sağlanmasını talep ediyor. Ekonomik göstergeler kadar, işçilerin sofralarına yansıyan gerçek tablo da dikkate alınmalı.

Kaynak: Haber Merkezi