Uluslararası ajansların aktardığına göre, olası grevler Hyundai’nin Asan, Jeonju ve Ulsan tesislerini doğrudan etkileyecek. Bu üç tesis, şirketin toplam üretim kapasitesinin büyük bir kısmını karşılıyor. Özellikle Kona, Tucson, Santa Fe, Palisade, Sonata ve Grandeur gibi popüler modeller ile lüks segmentte yer alan Genesis serisinin G70, G80, G90, GV60, GV70 ve GV80 modelleri üretim kesintilerinden zarar görecek. Bu durum yalnızca iç pazarı değil, ihracat pazarlarını da doğrudan etkileme potansiyeli taşıyor.
Kademeli Grev Senaryosu
Sendikanın açıkladığı plana göre, grev ilk aşamada yalnızca Çarşamba ve Perşembe günleri iki saatlik iş bırakma eylemleriyle başlayacak. Taraflar bu süre içinde bir uzlaşı sağlayamazsa, Cuma gününden itibaren iş bırakma süresi dört saate çıkarılacak. Grevin daha da uzaması halinde üretim bantlarının tamamen durabileceği belirtiliyor. Bu senaryo, Hyundai’nin küresel tedarik zincirinde büyük sıkıntılara yol açabilir.
Sendikanın Talepleri
Hyundai işçileri yalnızca maaş artışı değil, kapsamlı bir çalışma düzeni değişikliği talep ediyor. İşçiler, haftada dört buçuk gün çalışma sistemi, emeklilik yaşının 64’e yükseltilmesi, aylık 102 dolar maaş artışı ve şirketin geçtiğimiz yıl elde ettiği net kârın yüzde 30’una denk gelen performans primi istiyor. Bu talepler, Hyundai’nin mevcut teklifinin oldukça üzerinde kalıyor. Yönetim ise ücret artışı ve ikramiye teklif etmesine rağmen, beklentilerin karşılanmadığını ifade eden sendika üyelerinin yüzde 86’sı greve ‘evet’ oyu verdi.
Küresel Pazar Etkilenebilir
Hyundai’deki olası grev, yalnızca Güney Kore’deki üretim faaliyetlerini değil, küresel pazardaki araç tedariğini de etkileyecek. Şirketin Avrupa, Amerika ve Asya pazarlarına ihraç ettiği modellerin üretiminde yaşanacak aksamalar, teslimat sürelerini uzatabilir ve satış rakamlarında düşüşe yol açabilir. Analistler, yaşanan bu sürecin Hyundai’nin piyasa değerine de olumsuz yansıyacağını belirtiyor. Uzmanlara göre, yönetim ile sendika arasındaki görüşmelerin kısa sürede sonuçlanmaması halinde markanın hem prestij kaybı hem de ciddi bir ekonomik zararla karşı karşıya kalması kaçınılmaz olacak.