Şehirlerarası Taşımacılıkta Büyük Kriz: TÜMOYİD’den Tek Ses Çağrısı!
Şehirlerarası Taşımacılıkta Büyük Kriz: TÜMOYİD’den Tek Ses Çağrısı!
İçeriği Görüntüle

İslam dünyasında Hicri takvimin ikinci ayı olan Safer, halk arasında genellikle “kaza, bela ve musibetlerin yoğunlaştığı” bir zaman dilimi olarak anılır. Bu yıl 26 Temmuz 2025 Cumartesi günü başlayacak olan Safer ayı, 23 Ağustos 2025’te sona erecek. Yaklaşık 30 gün sürecek bu dönemde, kimi Müslümanlar özel ibadetlere yönelirken, kimileri de bu ayı “belalardan korunma” hassasiyetiyle geçiriyor. Ancak Diyanet İşleri Başkanlığı, bu anlayışın İslam inancına aykırı olduğunu vurguluyor.

Tarihte Safer Ayına Yüklenen Anlamlar

Safer ayı, Hz. Peygamber döneminden önceki Cahiliye toplumu tarafından “uğursuz” olarak tanımlanmış ve bu algı zamanla bazı Müslüman topluluklarda da varlığını sürdürmüştür. Özellikle ay boyunca yaşanmış olan tarihî felaketlerin bu algıyı pekiştirdiği düşünülmektedir. Ancak bu anlayışın İslam inancı ile bir ilgisi bulunmamaktadır. Diyanet kaynaklarına göre, İslam öncesi hurafelerden kalan bu inançlar, zamanla Şii kültüründen etkilenerek daha da yaygınlaşmıştır.

Diyanete Göre Safer Ayı Uğursuz Mu?

Diyanet İşleri Başkanlığı ve İslam alimleri, Safer ayına uğursuzluk atfetmenin İslam inancına ters olduğunu açıkça belirtmektedir. Hadis kaynaklarında yer alan ve Buhari’de geçen bir rivayette Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurur:
“Safer ayında uğursuzluk yoktur.” (Buhari, Tıb, 19)

Yine Müslim ve Ebu Davud kaynaklarında da bu tür telakkilerin yersiz olduğu ve İslam inancına göre Allah’ın dilemesi dışında hiçbir varlığın zarar ya da fayda veremeyeceği vurgulanır.

Peki Safer Ayı'nda Müslüman Ne Yapmalı?

Safer ayında yapılması gereken özel bir ibadet ya da dua bulunmasa da, geleneksel olarak bazı duaların bu ayda okunması tavsiye edilmektedir. İslam alimleri ve tasavvuf ehli, bu ayda kulun daha fazla istiğfarda bulunması, sadaka vermesi ve salavatlarla meşgul olmasının manevî açıdan faydalı olduğunu belirtmektedir.

Safer Ayında Önerilen Uygulamalar:

  • Günahlara tövbe ve istiğfar
  • Sadaka vermek
  • Kaza namazları kılmak
  • Kur’an-ı Kerim okumak
  • Salavat getirmek
  • Salat-ı Müncine duasını 11 defa okumak
  • “Estağfirullah el-Azîm” zikrini 7 kere tekrar etmek

Bazı kaynaklara göre, ayın ilk ve son çarşamba gecelerinde özel duaların okunması ve 4 rekatlık namaz kılınması da geleneksel olarak tavsiye edilir. Ancak bu uygulamalar farz değil, halk arasında yer etmiş uygulamalardır.

Hurafeden Tevhide: Zamanı Değil, Takdiri Bilmek Gerek

Kur’an-ı Kerim’de açıkça belirtildiği üzere, iyilik ve kötülük, zarar ve fayda yalnızca Allah’ın dilemesiyle gerçekleşir:
“Allah sana bir sıkıntı verirse, onu O’ndan başkası gideremez. Senin için bir hayır dilerse, O’nun nimetini kimse engelleyemez.” (Yunus, 10/107)

Bu bakış açısıyla değerlendirildiğinde, bir ayın veya zaman diliminin kendiliğinden “uğursuz” sayılması İslam’ın tevhid inancıyla bağdaşmaz. Zaman, mekan ve varlıklar Allah’ın takdiri dışında herhangi bir zarar veya fayda veremez.

Psikolojik Boyut: Vehim mi, İnanç mı?

Konuyla ilgili bir başka hadis-i şerif de şu şekilde:
Uğursuzluk yoktur. Uğursuzluk, onu vehmeden kişidedir.” (Enes b. Malik’ten rivayet, Müslim)

Bu hadis, Safer ayının “belalı” sayılmasının psikolojik etkisine dikkat çekiyor. Yani kişi bu ayda sürekli kötü şeyler olacağını düşünürse, yaşadığı en küçük olumsuzluk bile “işte Safer ayı belalı musibet dolu ay” algısını pekiştiriyor. İslam inancına göre Safer ayının ne uğursuz ne de özel bir tehlike taşıdığına dair herhangi bir delil yoktur. Peygamber Efendimiz (s.a.v) bu tür inanışları açıkça reddetmiş, müminin tevekkül ve ibadetle her ayı değerlendirmesini öğütlemiştir.

Yani yapılması gereken, hurafelere değil hakikate kulak vermek; zamanı değil, takdiri esas almaktır.

Kaynak: Haber Merkezi