Basın İlan Kurumu’nun (BİK) Mersin’de yayın yapan 8 günlük gazetenin resmî ilan yayımlama hakkını süresiz şekilde durdurması, yerel basın camiasında büyük yankı uyandırdı. Kararın, gazetelerin en önemli gelir kaynaklarından birini ortadan kaldırarak ciddi ekonomik sorunlara yol açacağı uyarısı yapıldı.
Türkiye Gazeteciler Federasyonu (TGF) ve Mersin Gazeteciler Cemiyeti (MGC), BİK’in uygulamalarına karşı ortak bir duruş sergileyerek açıklamalarda bulundu. İki meslek kuruluşu da alınan kararların sadece Mersin özelinde değil, Türkiye genelinde yerel basının sürdürülebilirliğini tehdit ettiğini vurguladı.
MGC: “Demokrasi Tehlikede, Meslektaşlarımız Savunmasız”
Mersin Gazeteciler Cemiyeti, kararın ardından yaptığı yazılı basın açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Mersin yerel basınının karşı karşıya kaldığı sorunlar yalnızca kente özgü değil. Türkiye genelinde yerel basın, ortak yapısal ve ekonomik sorunlarla mücadele ediyor. Özellikle Basın İlan Kurumu’nun aldığı baskıcı kararlar, gazeteleri kapanma noktasına getirdi.”
Açıklamada, gazetelerin birleşmeye zorlandığı ve resmî ilan haklarının keyfî biçimde sonlandırıldığı uygulamaların çok sesliliğe zarar verdiği belirtildi. MGC, Basın İlan Kurumu’nun yasal sınırlarını aşarak zorla birleşmeye zemin hazırladığını ve bu durumun demokratik yapıyı tehdit ettiğini ifade etti:
“Genel Kurul’da gazeteleri temsilen görev alan bazı kişilerin yetersiz kaldığı, bu durumun meslektaşları savunmasız bıraktığı görülmektedir. Gazetecilik mesleği, halkın haber alma hakkını sağlayan kutsal bir kamu görevidir.”
Mersin Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu, hiçbir siyasi yapıya bağlı olmadan, yalnızca meslek ilkeleri doğrultusunda hareket ettiklerini vurgulayarak, tüm basın emekçilerinin yanında olduklarını da kamuoyuna duyurdu.
TGF Genel Başkanı Karaca: “Basın İlan Kurumu Yerel Basını Baskı Altına Alıyor”
Konuya ilişkin bir diğer açıklama da Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı Yılmaz Karaca’dan geldi. Karaca, “Yerel Basın Yok Sayılmamalı” diyerek, BİK’in uygulamalarını şu sözlerle eleştirdi:
“Basın İlan Kurumu, zor ve ekonomik şartlar altında yayın hayatını sürdürmeye çalışan gazetelerin sorunlarını dinlemeli; resmî ilan adaletsizliği giderilmeli, şehirlerin arşivini oluşturan gazeteler yok olmamalı, daha fazla desteklenmeli, dijital dönüşümdeki yetersizlikler giderilmeli ve yerel medyanın sorunlarına kalıcı, temel çözümler getirilmelidir.”
Karaca, tasarruf tedbirlerinin yerel basını gelir kaynaklarından mahrum ettiğini vurgulayarak, bu kapsamdan bir an önce çıkartılması gerektiğini söyledi.
“Son dönemde Basın İlan Kurumu’nun gazetelerin birleştirilmesi yönündeki baskıları tüm illerde artmaktadır. BİK tarafından alınan kararlar, gazetelerimizi baskı altına alarak yerel basını zor durumda bırakmıştır. Birleşmeye zorlanan gazetelerin ilanları bir bir kesilmekte, bu ilanlar BİK’in kendi portalında yayımlanarak Kurum’a çıkar sağlanmakta, aynı zamanda gazetelerin hakları gasp edilmektedir.”
Karaca, mevcut uygulamaların medyayı kontrol altına alma girişimi olduğunu belirterek, kurumun başındaki yönetimin değişmesi gerektiğini savundu:
“Bugün yerel medya ile BİK arasında önemli sorunlar vardır. Bu sorunların ortadan kaldırılması için, yerel basını bitirmek isteyen bu kuruma yeni bir genel müdür atanmasıyla çözüm süreci daha verimli bir hale getirilebilir.”
Karaca açıklamasını, yeni atanan Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı’na temennilerle sonlandırdı:
“Bu vesileyle, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’na atanan Sayın Burhanettin Duran’a hayırlı olsun dileklerimizi iletiyor; yerel medyayla iletişim stratejisini güçlendirerek demokrasinin savunucusu kimliğini öne çıkarmasını temenni ediyoruz.”
Yerel Basın Hayatta Kalma Mücadelesi Veriyor
Tüm bu açıklamalar, Türkiye’de yerel basının içinde bulunduğu yapısal ve ekonomik krizlerin daha da derinleştiğine işaret ediyor. Basın İlan Kurumu’nun aldığı kararlar, sadece gelir kaynaklarını değil, aynı zamanda çok sesli ve özgür medya ortamını da tehdit ediyor. Gazetecilik mesleği, ekonomik baskı ve yapısal sorunlar arasında kamusal görevini yerine getirmeye çalışırken, kamuoyunun da bu süreçte daha bilinçli ve duyarlı olması bekleniyor.