Adana’da bir motokurye, küçülme gerekçesiyle çalıştığı taşeron firma tarafından işten çıkarıldı. Ancak olay burada bitmedi. İşçi, yalnızca taşeron firmayı değil, çalıştığı platform şirketini de mahkemeye verdi. Kıdem ve ihbar tazminatlarının ardından, işe iade ve ek alacak talepleriyle yargı yoluna başvurdu. Davalı platform şirketi, “Bizimle doğrudan bağı yok” diyerek sorumluluğu reddetti. Fakat işçi, platformun emir-komuta zinciri içinde çalıştığını iddia etti.

İlk Mahkeme Platformu Sorumlu Tutmadı
İlk derece mahkemesi, iş sözleşmesinin haksız yere feshedildiğine karar verdi. İşçinin işe iade edilmesini ve 4 aylık maaş tutarında tazminat ödenmesini hükmetti. Ancak platform şirketini bu kararın dışında bıraktı. Bu durum, emekçilerin platformlar karşısında korunmasız bırakıldığı eleştirilerini beraberinde getirdi.

Bölge Mahkemesi, Sorumluluğu İkiye Böldü
İşçinin avukatı, bu kararı istinafa taşıdı. Mahkeme, platformla taşeron firma arasındaki ilişkiyi mercek altına aldı. Uygulama üzerinden yürütülen hizmetlerin, doğrudan platform şirketinin asli faaliyeti olduğuna dikkat çekildi. Sonuçta Bölge Adliye Mahkemesi, taşeron ve platform şirketi arasında “asıl-alt işveren” ilişkisi bulunduğunu tespit etti. Bu durumda, işçilik alacaklarında her iki tarafın da müşterek ve müteselsil olarak sorumlu olduğuna karar verdi.

Tapusu olanlar dikkat etsin: Kaçıranın başı derde girecek
Tapusu olanlar dikkat etsin: Kaçıranın başı derde girecek
İçeriği Görüntüle

Karar Sadece Bir Davayı Değil, Sistemi Değiştirebilir
Mahkeme ayrıca, tazminatların brüt maaş üzerinden hesaplanmasını zorunlu kıldı. Önceki mahkemenin net ve brüt karışımı hesaplaması da geçersiz sayıldı. Bu karar, sadece Adana’daki bir işçi için değil, binlerce motokurye ve dağıtım elemanı için emsal niteliği taşıyor. Artık platform şirketleri, hizmeti taşerona devretmiş olsalar bile sorumluluktan kaçamayacak. Sistem genelinde işçi haklarının korunması adına önemli bir adım olarak görülüyor.

Kaynak: Haber Merkezi