2008’de başına çok zengin bir talih kuşu konana kadar Manchester City, Premier Lig’in zayıf ekiplerinden biriydi. 13 Mayıs 2012’de Martin Tyler’ın “AGUEROOOOOOOOO” diye bağırmasından önce biri 1967/68 diğeri de 1936/37 sezonlarında olmak üzere sadece iki lig şampiyonlukları vardı. Sheikh Mansour’un 2016’da takımın başına Pep Guardiola’yı getirmesi ve transferler için açık çek vermesi en üst seviye bir kupa kazanalı 40 seneden fazla geçmiş bu takımı Dünya’nın zirvesinde sorunsuz işleyen bir makineye dönüştürmüştü ta ki önceki sezonun yıldızı ve 2024 Ballon d’Or sahibi Rodri, 2024 Eylül ayında çapraz bağlarını yırtıp 47 maç kaçırana kadar.

RODRI, City makinesinin kalbiydi. Oyun zekası, rakip orta sahaları fiziksel olarak domine etmesi, kritik anlarda attığı gollerle takımına kupalar getirmesi onu Dünya’nın en iyi orta sahası yapmıştı. Kevin de Bruyne veya Erling Haaland gibi kendisine edit yapılacak hareketleri yoktu belki ama sakatlığından sonra daha net bir şekilde gördüğümüz gibi City’yi City yapan Rodri’ydi. Yokluğunda oyun gücünü tamamen yitiren City, kendisinden hiç beklenmeyecek puan kayıplarıyla Şampiyonlar Ligi biletini son haftalara bırakmış ve bir önceki sezon 91 puanla şampiyon olduğu ligi 71 puanla kapatırken Şampiyonlar Ligi’nde de hayal kırıklığı yaratmıştı. Bu hayal kırıklığı sezonundan sonra Sheikh Mansour da bildiği en iyi şeyi yaptı ve transfer düğmesine bastı.

“Ben eski usül bir futbolcuyum. Şu an oynanan futbol daha çirkin, daha az risk alınıyor ve daha az hata yapılıyor.” gibi Pep Guardiola futboluyla tamamen çelişen açıklamanın sahibi Rayan Cherki, Wolves’da uçan kaçan hücumcu sol bek olarak oynayan Rayan Aït-Nouri ve Kevin de Bruyne’den daha defansif futbola sahip Tijjani Reijnders’a verilen 130 MİLYON EURO’nun yanında gözden düşen İlkay Gündoğan ve Bernardo Silva bana bu sezon alışık olduğumuzdan daha farklı futbola sahip bir Manchester City izleyeceğimiz hissini veriyor. Guardiola’nın geçtiğimiz Çarşamba günü FIFA Kulüpler Dünya Kupası’nda Wydad’a karşı oynanan maçta sahaya sürdüğü deneysel Reijnders, Cherki, Foden orta sahası da bu geleceği gösterir nitelikte. City’nin oyuncuların tarzıyla birlikte oyuncu kalitesinde de değişim yaşandığını düşünüyorum. Birkaç sene önce Sterling, Mahrez, Kyle Walker, de Bruyne gibi mevkilerinde dünyanın en iyileri olan ve karşılarında duran rakiplere korku salan oyuncuların yerlerini Savio, Doku, Rico Lewis, Matheus Nunes gibi genç ve potansiyelli ancak henüz en üst seviyeye hazır olmayan oyuncular aldı.

Arsenal ve Liverpool oturmuş kadrolarının üstüne Martin Zubimendi ve Florian Wirtz gibi transfer piyasasının en gözde oyuncularını alıyorken Manchester City kadrosunun geçirdiği bu değişimin onları zirveden uzaklaştıracağını düşünüyorum. Günümüzde Avrupa’nın zirvesi için Barcelona, Inter, PSG gibi çok güçlü takımlar yarışırken Manchester City 2023 yılında çıktığı o zirveden hiç de yavaş olmayan bir şekilde düştü ve bu takımlarla başa baş mücadele etmeleri çok zor. Tabi başında tarihin en iyi teknik direktörü olan bir kulübü bu kadar kolay bir şekilde yaban atmamalıyız ancak 2025/26 sezonunun City açısından sürprizlere gebe bir sezon olacağı kesin. Premier Lig’de de Newcastle ve Chelsea gibi takımlar ilk 3’ü zorlamaya başlamışken Manchester City bu sezonla nasıl başa çıkacak hep birlikte göreceğiz.